Atatürk Türkiye'sinin İstanbul'u 1936

Öncelikle şehirciliğin sadece ve tamamen mimarlık ve ilgili prensiplerden ibaret olmadığını farkına varmamız gerekmektedir. Başarılı bir şehircilik ve şehir planlama örneği ortaya çıkarabilmek için ilgili mesleki prensiplerin yanı sıra bir çok araştırma,sosyolojik gözlemler,halkını tanıma,ihtiyaçlarını bilme,geleceği düşünebilme,ileri görüşlü olma,bir konu üzerine her şeyi ile düşünebilme gibi erdemlerin de gerektiğini görmekteyiz. İşte bu noktada da Atatürk'ün konuya ne kadar hakim olduğunu,ne kadar ve nasıl doğru düşünebildiğini de görmekteyiz.
Atatürk'ün doğru şehir planlamasının önemi hakkındaki düşüncelerini ve öngörülerini anlamak için öncelikle doğup büyüdüğü şehir olan Selanik'ten başlayalım. Yunanistan'ın ikinci büyük şehri olan Selanik, Atatürk'ün ilk gençlik yıllarını geçirdiği yıllarda,bir çok ırktan insanların bir arada yaşadığı bir kentti. Kentte, Türkler,Yunanlar,Yahudiler,Bulgarlar ve Romanlar bir arada yaşamaktaydı. Kentte her ırk,kendine ait bölgeler,gettolar halinde yaşıyordu. İşte 1907-1908 yılları arasında Selanik'te beraber görev yaptığı Talat Paşa o günlerde Mustafa Kemal'in şehir hakkında düşündüklerini şöyle aktarıyor: "Mustafa Kemal zaman zaman başka yollar dener,yolumuzu uzatır ve geçtiğimiz sokaklar üzerinde kendisine has tahminler ve benzetmelerle açıklamalar yapardı. En mamur ve güzel yapıların bulunduğu semt Frenk'lerin (Levanten) semtiydi. Bizimkiler ise dağınık öbek öbek ve çoğu bakımsızdı.İyi hatırlıyorum; ikinci meşrutiyetin ilanının çok yaklaştığı günlerden birinde daha sonra adliye nazırı olan Manyasizade Refik Bey İteat ve Terakki iktidara gelirse yapılacak işler arasında,şehirlerin imar edilmesi inşaatın bir düzene sokulması,belediyelere hizmet sahası fikrini ortaya koyunca,bunları dikkatle dinleyen Mustafa Kemal şöyle dedi:
"Bunların hepsi çok güzel,yerinde ve doğru sözler beyefendi... Ama lütfen gelin yaşadığımız şehrin mahallelerinibir dolaşalım ve aradaki hayat ve seviye farklarını bu insan karmasının farklılığını görelim. Bizim mahalleleri onlarınkiyle mukayese ettiğimiz zaman üzülmemek mümkün değil... evlerinde elektrik tesisatı olan kaç Türk vardır. Ve bu nisbet bizden gayrısında nedir? Bizim refah seviyemiz nedir? Onlarınki nedir? Biz nelerle meşgulüz onlar nelerle meşgul? Selanikte çıkan gazetelerin dilleri nedir? Her semtte kaçmektep vardır,onların umumi yaşama seviyesi nedir? Bizimki nedir? Eğer bunlar bir ölçü olursa,kim bu toprakların bekçisi,kim sahibidir?"