Çocuklara uyuşturucu verip ailelerine suç attırdığı iddia edilen profesör

Gerçeğe aykırı cinsel istismar raporu hazırladığı öne sürülen ve FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla Adli Tıp Kurumu'ndaki görevinden ihraç edilen Prof. Dr. Zoroğlu, İstanbul'da tutuklandı.
Adli Tıp Kurumu'nda çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarına bakan ve 2016 yılında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında ihraç edilen Prof. Dr. Zoroğlu, 2021'de Bakırköy'de kendisine ait muayenehane kurarak çocuk ve ergen psikiyatristi olarak çalışmaya başladı.
FETÖ'nün İstanbul Üniversitesindeki (İÜ) akademik yapılanması kapsamında da hakkında dava açılan şüphelinin beş ayrı çocukla ilgili hazırladığı ve aileleri tarafından cinsel istismara maruz kaldığı yönündeki raporlar, polis ve savcılığa gönderildi.
Hafıza kaybı ve ilaç
Savcılık, benzer ifadelerle mağdur oldukları yönünde beyanda bulunan çocuklarla ilgili konuların art arda gelmesi üzerine durumu şüpheli bularak Prof. Dr. Zoroğlu, hakkında soruşturma başlattı.
Söz konusu soruşturma kapsamında İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekiplerince yürütülen çalışmada, şüphelinin çocuklara ketamin adı verilen ve anesteziyi başlatmak amacıyla kullanılmasının yanı sıra hastayı geçici hafıza kaybı ve hipnoz durumuna sokan ilacı verdiği belirlendi.
İlacın etkisinde kalan ve hipnoz durumuna geçen çocukların şüpheli doktorun yönlendirmesiyle, "ailelerinin kendilerine cinsel istismarda bulunduğu" yönünde beyan vermelerini sağladığı belirtildi.
Bu yöntemi kullanarak beş ayrı çocuğu cinsel istismara uğradığına inandırarak ailelerinden şikayette bulunmalarını sağladığı iddia edilen şüphelinin hazırladığı raporlarla bazı çocukların aileleri ve avukatlarından tehditle para talep ettiği öne sürüldü.
Şüphelinin bazı çocukları evinde tedavi adı altına tuttuğu, bazılarını da, "Benim ağabeyim, ablam yurt dışında. Sen çok zekisin, seni orada okutalım" vaadiyle, "FETÖ'ye kazandırmaya çalıştığı" iddia edildi.
Polis ekiplerinin çalışmalarının ardından gözaltına alınan şüphelinin evinde yapılan aramada çok sayıda ketamin ve muadili olan ilaçlar ele geçirildi.
Çalışmaların devamında şüphelinin yardımcısı olan ve FETÖ ile iltisaklı olduğu iddia edilen A.A.'nın yanı sıra eşi Ö.Z., sekreteri İ.A. ile ketamin ilacı temin ettiği belirtilen ve başka bir hastanede görevli olan stajyer doktor H.A.'yı da yakaladı.
İfadelerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Prof. Dr. Zoroğlu ile A.A. tutuklanırken, diğer şüpheliler, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İlk ifadesi ortaya çıktı
Öte yandan FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle Adli Tıp Kurumu'ndaki görevinden ihraç edilen doktorun ilk ifadesi ortaya çıktı.
NTV'de yer alan habere göre; Prof. Dr. Zoroğlu, çocukları manipüle ederek ailelerinden kopardığını itiraf etti. Doktor, çocukların sözde terapi evi olarak tanımlanan Ümraniye ve Erenköy'deki evlere götürüldüklerini de söyledi.
Çocuklara eziyet ve işkence kapsamında tutuklanan Prof. Dr. Zoroğlu'nun kliniğinde ve evinde hayvanlar üzerinde kullanılan ilaçlar ele geçirildi.
Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu, suçlamaları reddetti: "Hasta çocuklar araştırılsın, emimim ki hakikat ortaya çıkacak"
Konuyu gündeme getiren gazeteci Timur Soykan'ın elindeki bilgilerin eksik olduğunu savunan Zoroğlu, "Zira olayın bütün unsurlarına vakıf olduktan sonra kendisi de suçsuzluğumu görecektir" dedi.
Hastası olan çocuklara ketamin vererek ailelerini tecavüzle suçlattırdığı iddiasıyla tutuklanan eski İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu adına yapılan açıklamada, suçlamalar reddedildi.
Prof. Dr. Zoroğlu adına ailesi tarafından açılan hesaptan bir açıklama yapıldı. Çocuk hastalarına uyuşturucu ilaç verdiği iddiasıyla tutuklanan doktor, hastaların araştırılmasını söyledi.
Ketaminin çoklu kişilik bozukluğu tedavisinde kullanılan yasal bir madde olduğunu belirtilen açıklamada, istismara maruz kalan çocukların aile baskısı ile bunu reddettikleri ve Prof. Dr. Zoroğlu'nu suçladıklarını ileri sürüldü.
Prof. Dr. Zoroğlu'nun ailesi tarafından yönetilen X hesabından yapılan açıklamada, "Öncelikle basında yer alan haberlerden duyduğum rahatsızlığı dile getirmek istiyorum. Bu rahatsızlığımın asıl nedeni, eksik ve hatalı bilgilerle şahsıma ve mesleğime yapılan saldırıdan ziyade, mağdur çocukların bu haberler nedeniyle daha da mağdur olacak olmasıdır" denildi.
Konuyu gündeme getiren gazeteci Timur Soykan'ın elindeki bilgilerin eksik olduğunu savunan Prof. Dr. Zoroğlu, "Zira olayın bütün unsurlarına vakıf olduktan sonra kendisi de suçsuzluğumu görecektir" dedi.
Prof. Dr. Zoroğlu, 30 yılı aşkın süredir çocuk ve ergen psikiyatrisi alanında çalıştığını belirterek, "Özellikle çoklu kişilik bozukluğu (ÇKB) konusunda ülkemizde en fazla yayın yapan ve atıf alan bilim adamıyım. Çoklu kişilik bozukluğu 6 yaşın altında; özellikle de cinsel istismara uğramış çocuklarda görülen; ancak teşhisi çok zor konabilen bir rahatsızlıktır. Bu konuda çalıştığı bilinen en tanınmış hekimlerden olduğum için, ÇKB şüphesi bulunan çocuklar sıklıkla bana yönlendirilmekte ya da kendileri beni doğrudan internetten araştırarak bulmaktadırlar. Bundan dolayı da diğer hekimlere göre daha çok ÇKB teşhisi koymuş olmam gayet doğaldır" dedi.
"Ailelerin çocukların bu çığlığını duyması için çalıştım"
Prof. Dr. Zoroğlu, şöyle devam etti:
"ÇKB, özellikle ülkemizde istatistiklere bakıldığında da görüleceği üzere yüzde 99 oranında aile içi cinsel istismar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bir hasta ÇKB teşhisi aldıktan sonra, artık hekim olarak benim görevim cinsel istismarın ne şekilde ve kim tarafından yapıldığını tespit etmek ve uluslararası çapta bilinen ve uygulanan tedavileri yapmaktır. Soruşturma dosyasında bahsi geçen çocuklar da ÇKB teşhisi almışlardır. Soruşturma dosyasında ve haberde geçen ketamin ilacı tamamen yasal olup tedavide gerekli olduğu durumlarda kullanılmıştır.
Ülkemizde hepimizin duymak bile istemekten kaçtığı maalesef acı bir çocuk istismarı gerçeği var. Bu vakalar aslında bilinenin biraz da aksine, çoğunlukla aile içinde gerçekleşmektedir. Vicdan sahibi bir hekim olarak bu gerçekler ortaya çıktıktan sonra, artık benim eylemsiz kalmam mümkün değildir. Ben de ailelerin çocukların bu çığlığını duyması için çalıştım. Yine belirtmek isterim ki, istismar mağdurlarının -tedavi olmadıkları takdirde - ileride aynı suçun faili olmaları neredeyse kaçınılmazdır, bu tespit istatistiklerde açıktır. Çocuk istismarının, mağdur bir çocuk tarafından hemen açıkça dümdüz ifade edilmesini beklemeyiz.
"Emimim ki hakikat ortaya çıkacak"
Travma alanında çalışan çocuk psikiyatristlerinin de onaylayacağı üzere, böyle bir durum ancak terapi ile ortaya çıkartılabilir. Böylesi bir suçun mağduru olan bir çocuğun, bin bir zorluğu göze alarak açıkladığı bir olayı, aile baskısıyla inkar etmesi doğal değil midir? Bunu inkâr ederken de daha önce kendisine teşhisi koyan doktoru suçlaması olağan bir durumdur.
Soruşturma dosyası ilerleyince bu çocukların gerçekten istismar edilip edilmediği ve çoklu kişilik bozukluklarının olup olmadığı araştırılacaktır. Emimim ki hakikat en geç o zaman ortaya çıkacaktır. Ancak bu süre içinde saygın bir hekimin, ailesine ve kliniğindeki sekreterine varıncaya kadar herkesin linç edilmesi vicdanlara sığar mı? Lütfen peşin hüküm vermeden önce, çocuk psikiyatrisi konusunda uzman hekimlerle konuşulsun. Şu anda cezaevindeyken dahi kendi özgürlüğümü değil, mağdur çocukların bu haberler yüzünden yaşayacağı ek travmaları düşünmekteyim."
NTV ise bugün yaptığı haberinde, profesörün ifadesinde suçunu itiraf ettiğini iddia etmişti.