Türk camisine Alman imam

MEHMET GÜZEL -TÜBİNGEN
Cuma hutbesinde cemaatin hutbeyi anlayabilmesi için Türkçe de öğrenen Alman imam Bilal, Almanya'daki camilerde görev yapan tek Türkçe hutbe veren imam olma özelliğini taşıyor. Üniversitede doktora yapan 28 yaşındaki Bilal, yaklaşık 5 yıldan bu yana Türk Kültür Derneği Camisinde gönüllü olarak imamlık yapıyor. Hıristiyan bir aileden geldiğini ve ilk dini bilgilerini anneannesinden öğrendiğini belirten Bilal, "Hıristiyanlıktaki bazı konularda çelişkiler vardı teslis inancının manasını zaten hiçbir zaman anlayamamıştım. Buna benzer konular benim inanç kavramıma uymuyordu. Bu da benim ruhumda sıkıntılara yol açmaktaydı" dedi. İmam Bilal, Müslüman olmadan önce Faslı arkadaşından Arap alfabesini öğrenmek istediğini ve Arapça ile tanıştığını ancak İslam dinine olan ilgisi çok daha sonra bir cami ziyaretinde başladığı söyledi.
Bilal, "Bir gün Faslı bir Müslüman arkadaşım 'Bugün Cuma benimle camiiye gelir misin?' diyerek beni camiye davet etti. Bana önceden nasıl abdest alınacağını ve namaz kılınacağını anlattı. Daha önceden hiç camiye gitmediğim için ona eşlik ettim ve aynı gün namaza katıldım. O zamanlar Arapça olduğu için vaazı anlamamıştım ama ortam çok hoşuma gitmişti. Artık camiilerin güzel bir yer olduğunu biliyordum ve oraya tekrar gitmek istiyordum" şeklinde konuştu. Böylece İslam diniyle daha fazla ilgilenmeye başlayan Bilal, 4-5 seneye yakın bir süredir İslam dinini araştırdığını ve Kur-an meallerini okumaya başladığını söyledi.
Liseyi bitirmek üzereyken İslam dinine geçme kararını aldığını ifade eden Bilal, Müslümanlığa çok kolay geçtiğini belirterek, "Camiiye gittim Kelime-i Şahadet getirdim" dedi. Berlin İslam Bilimleri Fakültesi'nde dini bilgisini ilerlettiğine dikkat çeken Bilal, Camii ve cemaatleri ziyaret ederek sorularına cevaplar aldığını söyledi. Arapça öğrenmek için Suriye'ye giden Bilal, 1 sene Suriye'de kaldığını belirterek, "'Kur-an'ı okurken onun içinde gizli hazineler olduğunu hissediyordum. O yüzden yüzeyden okumak bana göre kolaycılık gibi geliyordu oysa ayetler üzerinde saatlerce tefekkür edip düşünmek gerekirdi bunu yapmak içinde Arapça'yı iyi bilmek gerekiyordu. Bunun yanında Almanca, Fransızca, Farsça ve Osmanlıca'yı da biliyorum" diye konuştu.
Berlin'den Tübingen'e gelirken hemen hemen her Müslüman'ın yaptığı gibi öncelikle şehirdeki camiileri araştırdığını, Türk Kültür Derneği'nde bulunan mescit ve cemaatle böylelikle tanıştığını anlatan Bilal, "Aslında burada İsmail isimli, Türk bir hoca vardı ama Türkiye'ye geri dönmek zorunda kaldı. Yerine gelen vekil imamın ise oturma izniyle ilgili sorunu çıktı. Zaten önceki hoca tatile çıktığında ya da başka işlerinden dolayı burada bulunamadığında ona vekâlet ettiğim için buradaki imamlık görevini de zaten ben yapmaktaydım. Çünkü cemaate Cuma namazı kıldırabilecek başka bir kimse yoktu" ifadelerini kullandı.
Büyük büyük dedelerinin Afrika'dan köle olarak Fransa'ya getirildiğini, kökenlerinde olduğu gibi Hz Bilal'in de Habeşli bir köle olması ve ayrıca kendisine Müslüman olan bir Alman arkadaşının da tavsiyesi üzerine büyük Sahabe Hz Bilal'den etkilenerek ismini Bilal olarak değiştirdiğini söyleyen Alman imam, başlangıçta Türkçe bilmediğini, vaaz ve hutbeleri Almanca olarak verdiğini söyledi. Yaşlı ve Almanca bilmeyen Müslümanlar için Almanca vaazların sorun olması nedeniyle Türkçe öğrenerek kısa süre sonra da Türkçe vaaz vermeye başlayan Bilal'i cami halkı oldukça seviyor. Camii cemaati, imam Bilal'in, gerek kişilik, gerek inanç gerekse insan olarak apayrı bir insan olduğunu belirterek, arkasında namaz kılmaktan mutluluk duyduklarını kaydetti.