Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Artık yazmıyorlar

info@haberdukkani.com 31 Mart 2010 Çarsamba

Gözünüz aydın, yazarların toprağı bol olsun

Bir iki satır yazı yazdı diye, adamları kulağından tutup hapishalere attınız, kitaplarını toplatıp mahkemelerde aşağıladınız ve eserlerini ateşlerde yaktınız...

Eğer yine de, yazmakta inat etti ise; faili meçhullerde yaşamlarını bitiriverdiniz..

İnsanların konutlarını teker teker basıp kitap bulduğunuzda, sürükleyerek götürdünüz ve elektroda bağladınız..

Köşe dönme yerine, okuyup öğrenme çabasında olanlara enayi damgasını vurdunuz.

Telif hakkı diye, bir hakkı hiçbir yazarınıza vermeyip tümünü de sürüm sürüm süründürdünüz.

Onca üretkenliklerine karşın, ekmeklerini kazanabilmekten aciz duruma düşürüp toplum içinde fukara yaratıklar durumuna düşürdünüz..

Yayınevleriniz kitaplarını basıp beş para ödemedi, dağıtım şirketleriniz de kitaplarını satıp paralarını aylarca sonra, üstelikte karşılıksız çeklerle ödedi nice batmış yayınevlerine..

Kitap dünyasında kurduğunuz Mafia düzeni içinde tüm yazarların emeklerini erittiniz..

O çok önem verip tirtir titrediğiniz Medya, tüm yazarları küçük düşürmeye yönelik yayın yapıp kendilerini adamdan saydırmanın şişinmesini yaşarken, sisteme hükmeden çetelerden paylarını alıp keyif çattı.

Ve artık hiçbir yazar, yazmıyor.

Ne mutlu sizlere ki; bu dünyada bunu başarabilen tek ülkenin insanları yalnızca sizlersiniz.

Ve artık hiçbir yazar, yazmıyor. Üretmiyor..

İsterseniz son yılların kitap dünyasında parlayan yıldızlarınıza bir gözatınız, ben isim zikretmeyi gereksiz buluyor ve ayıp sayıyorum.

Demek ki; diğer yazarlar lanet olsun deyip, küsmüş ve artık hiç yazmıyorlar.

Onlar, beyinleri dumura uğradığından değil, sizleri eserlerine layık bulmadıklarından yazmıyorlar.

Ve yazmadıkları için de kimseler onları gece yarıları evlerinden alıp işkencehanelere götüremiyor, hapishanelere atamıyor, Filistin askısında sallandırıp, elektrod bağlayamıyor.

Hiçbir güç eserlerini toplayıp, yasaklayıp ateşlerde yakamıyor.. Kıskıs gülüyorlar size, dalgalarını geçiyorlar hepinizle.. Kitaplarını yasaklayıp yakamadığınız için.. Yoksa siz, yazarları aptal mı sanıyorsunuz!

Gözünüz aydın olsun, yazarların toprağı bol olsun..

Artık yazmıyorlar ve başınıza da bela olmuyorlar.

Artık sizler, yazar olmayan ve yazamayan yazarlarınızla 'kaosa' teslim oldunuz. Böylece de, yazarların intikamı acı oldu..

Şimdi yazarlar, gelecek kuşaklara bırakacak hiçbir şeyiniz kalmadığından ve dünya insanlığına sunabileceğiniz çağdaş eserleriniz olmadığından çok keyifliler.

Dünya size kendi kültürünü sunacak ve siz, pahalı mobilyalarınızın dekorlarına uygun, cici ve ciltli kitapları sıra sıra dizecek ve hiçbir şeyden haberiniz olmadan göçüp gideceksiniz bu dünyadan..

Gelecek kuşaklar, bu başarınızdan ötürü sizi ibretle ve şükranla anacaklar!

Bugünün iğrençliklerini ve ne mal olduğunuzu öğrenemeyecek olan gelecek kuşaklar, bugünün yazmayan yazarlarına teşekkür edecek.

Böylece onlar; sizlerin sayesinde pekçok pisliği hiç öğrenmemiş olacaklar, tertemiz bir dünyada insanca yaşayacak ve birbirlerini yemeyecekler.

Esrarkeş, eroinman, hapçı, tinerci, terörist, vurguncu, soyguncu, talancı, işbitirici ve köşe dönücü evlatlarınız var ama yazarlarınız yok.

İnsanın en çok insanlaşabildiği an, müzik dinlediği zamanlardır.

Gençleriniz müzik dinlerken jiletle kendilerini doğruyorlar ki; bunu müzik dinletilen kobaylar bile yapmaz.

Yazardan ve eserlerinden yoksun kalınca, nasıl bir gençliğe sahip olduğunuzu, hergün televizyon ekranlarının başına geçip ana haber kuşaklarını izlerken görüyorsunuz.

Gözünüz aydın, yazarların toprağı bol olsun. Artık yazmıyorlar.

Ali Kalkancı'ları, Rabıta'yı, Faili meçhul siyasi cinayetleri, Susurluk skandalını, Parsadan'ları, Engin Civan'ları, Selim Edes'leri, Halis ağaları, Hasbi Menteş'leri, Turan Çevik'leri, Dündar Kılıç, Alaattin Çakıcı Mehmet Ağar, Nesim Malki, PKK, Hizbullah, DHKP-C, Asala, CIA, Mossad, El-Muhaberat, Savama, Mod, Gladio ve daha pekçok şeyleri bilmeyeceksiniz.

Bilmeniz gerekmiyor ki...

Dostluğun, kardeşliğin, sevginin ve aşkın tadını ise; hiç bilmeyeceksiniz.

Bilmeniz gerekmiyor ki..

Hiçbirinizin yüreği 'hop' etmeyecek aşk şiirleri okurken, ya da bir aşk romanını okuduğunuzda, hiçbir zaman yaşama zevkine varamayacağınız lezzetlerden haberiniz bile olmayacak...

Tabularınız sarsılıp yıkılmayacak hiç.. Çünkü; sizlere ayna tutanınız yok.

İki insan arasındaki sevginin derinliklerinden de haberiniz olmayacak, uzayın parıltılı galaksilerinden de.. Masmavi suların derinliklerini anlatan kitaplarınız bile yok.. Oooooh! ne rahatsınız... Tekke ve dergahlara gidip 1400 yıllık masalları dinleyebilirsiniz. Ya da Siyaset meydanlarında atılan nutuklarla yetinirsiniz. Sizin bileceğiniz bir şeydir.

Tek bir yazarı olmadan ulusal yayın yapan yazılı ve görsel basının size haber diye yutturduğu; 'Sibel Can', 'Hülya Avşar', 'Gonca Uyanık', 'Zeynep Uludağ' ve benzerlerinin neler 'yediğini (!)' öğrenecek fakat; nasıl bir dünyada yaşadığınızı hiç öğrenemeyeceksiniz.

Ne mutlu ki, yazarınız yok.

Sevinin, sevinin, yazarlar artık yazmıyorlar.

Uyuşturucu kullanımı ve fuhuşun yaşı 13 olmuş; size ne!

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük