Aydınlar!

info@haberdukkani.com 20 Ocak 2016 Çarsamba

Yıllardır hiç bıkıp usanmadan yineleyip durdum: "Türkiye'nin aydını yoktur. Eğer aydını olmuş olsaydı bunca karanlık neden?" diye..

Burnundan kıl aldırmayan, Türkiye'yi kendi çevreleri, koşulları ve inançlarından ibaret sanan bu sözde aydınlar var ya, işte bunlar bu fakirin yazdığı her belgesel roman birbiri ardına toplatılıp, yasaklanıp engizisyon mahkemelerinde yakılmasına karar verildikçe, adeta Brezilya dizileri kaleme almaktan başkaca üretim yapamayan, fikir ve görüş kabızı kalemler hasetlik ve kıskançlık hırsıyla bendenizi "pornocu" ilân ediyorlardı. Oysa ki, belgesel romanlarımın kahramanlarıydılar; seçilmişleri, elitleri ve sözde aydın geçinen çevreleri kaleme almıştım. Şimdi görüyorum ki; aynı çevreler terör örgütüne kalkan olmaya da kalkışıyorlar. Elele, sırtsırta vermiş devlete ve ulusa karşı bildiri yayınlıyorlar.

Şaşılacak bir durum değildir bu.. Çünkü sözde aydın geçinen bu çevreler, Cem Karaca'yı, Ahmet Kaya'yı ve Nazım Hikmet'i de vatan haini ilân etmişlerdi.

Peki bu neden böyledir. Bunlar ezelden beri birileri tarafından içimizden vurulmamız için seçilmiş olan "beslemeler"dir. Bunlar başka türlü hareket edemezler, zira ne kadar ihanet ederlerse o kadar besleneceklerini çok iyi bilirler.

Her şeyi en iyi onlar bilir, yalnızca onların yaptıkları doğrudur, onlar, çağdaş, ilerici ve aydın olanlardır. İçlerinden birisi öksürecek olsa, derhal manşet olur, medya onların yıldızlarını parlatmakla görevlendirilmiş tuhaf bir mekanizmadır. Türkiye'de gündemi halkın feryatları değil; onların söylemleri oluşturur. Davetlerin "onur" konukları onladır. Ödüller onlar için hazırlanıp "ulufe" olarak dağıtılır. Siz, hiç bir halk çocuğunun herhangi bir ödüle lâyık bulunduğunu duydunuz mu? Bir fakirin evlâdı ödül alabilmiş midir bu ülkede, hayır buna asla izin vermezler.

Bilim, sanat, kültür, teknoloji, moda ve kalite onların tekelindedir. Üst düzeydedirler ya da üst düzeyde yer alanlar onların akrabaları eş ve dostlarıdır. Sözün özü onlar "çok özel"dirler. Öyle ki, sanki tüm insanlığı eğitmekle görevlendirilmiş olarak bir başka planetten yeryüzüne indirilmişlerdir. Dokundukları ihya olur, dokunanlar yanar. Onlar üstün olanlardır. Gelin görün ki; bu sözde aydınlar, Türkiye'yi aydınlatmayı becerememiş olanlardır.