
20. yüzyıl Türkiye'sinde, Bursa'da; 15 evlilik yapmış zengin bir işadamının kızı olarak dünyaya gelmiştim. Babamın her evliliğinden çocukları vardı. Fakat onları tanımıyordum. Aynı anneden olma Mehmet adlı bir de erkek kardeşim vardı. Evimizde huzur denilen bir şey yoktu.
Benim gibi aile huzurundan yoksun Hanife Hülya ile tanışıp arkadaş olmuştum. Sırdaşım Hanife Hülya, sessiz ve içine kapalı güzel bir kızdı. İkimiz de 12 yaşımıza basmıştık. Yaşadığımız hayattan kurtulmak istiyorduk. Kafa kafaya verip evlerimizi terk ettik. Sihirli kent İstanbul'a kaçtık.
Yaşantımızı sürdürecek ne paramız vardı ne de barınacağımız bir yer. Üstelik ne İstanbul'u biliyorduk ne de bize sahip çıkacak birisi vardı. Ailelerimizi terk ettiğimiz için geri dönecek cesaretimiz de yoktu.
Hanife Hülya ile geriye dönüşü olmayan, bilinmezliklere açılan bir kapıdan içeriye girmiştik. İstanbul'un güzelliği, kalabalığı ve yaşantısı bizi büyülemişti. Cadde ve sokaklarda dolaşırken, motosikletli genç bir grupla tanışıp kaynaştık. Gruptakilerden Mayk, bizi motosikletinin arkasına atıp Kurtuluş'taki evine götürdü. Yıkanıp temizlendik, yemekler yedik ve uyuduk.
Mayk, Motosikletiyle bizi gezdiriyor, eğlendiriyordu. Motosikletli gençlerden oluşan arkadaşları arasında genç kızlar da vardı. Hepsiyle tanışıp kaynaşmıştık. Kızlar, Mayk'ın bir dediğini iki etmiyor, onun evinden çıkmıyorlardı. Ermeni olduğunu çok daha sonraları öğrendiğimiz Mayk, konuşkan ve sevimli bir tipti. Evinde her gece parti vardı. İçkiler içiliyor, müzikler eşliğinde dans edilip eğleniliyordu. Günler ve geceler su gibi akıp gidiyor, Hanefi Hülya ile ben çok hoş vakit geçiriyorduk. Gruptaki herkes Mayk'ın himayesinde olduğumuz için bize iyi davranıyordu.
Mayk ve arkadaşları müzikli ve içkili eğlence gecelerinde esrarlı sigaralar içip kendilerinden geçiyorlardı. Böyle gecelerde Mayk'la yatmak için, kafayı bulan kızlar arasında tartışma çıkardı. Herkesin sarhoş olup esrar dumanından kendinden geçtiği gecelerden birinde, ağırlaşan gözkapaklarım kapanmak üzereyken Mayk, yatağıma girip bana sahip oldu. Sabah uyandığımda Mayk'ı Hanife Hülya'nın koynunda uyurken görünce, başıma gelen şeyin arkadaşımın başına da geldiğini anladım.
Daha sonraki günlerde, Hanife Hülya ile ben, eğlence partilerine katılan erkeklerin koynunda Sabahlamak zorunda kaldık. Böylece Mayk'ın ne iş yaptığını öğrenmiştik. Bizim onun için, diğer kızlar gibi birer av olduğumuzu anlamış, geri dönülmez bir batağa saplanmıştık. Diğer kızlar gibi biz de içki içip sarhoş oluyor, esrar çekip kafayı buluyor, ne yaptığımızı bilmiyorduk.
Mayk, kendisi gibi bir Ermeni olan Nelda tarafından korunuyordu. İşini çok iyi bilen bu kadının önemli insanlarla bağlantıları vardı. Tanımadığı bürokrat, siyasetçi, sendikacı, işadamı, futbol kulübü başkanı ve sanayici yoktu. Öyle ki, önemli futbol maçlarının şikelerinde bile aracılık ediyordu. Nelda, Türkiye'nin en önde gelen kadın satıcıları arasında yer almasına karşın, adli makamlarla ve polisle hiç başı derde girmiyordu. Çünkü, müşterileri önemli mevkilerdeki kişilerdi.
Nelda, gençlik yıllarında, "Adalar Güzellik Yarışması"nda birinci seçilmişti. Uzun boylu esmer güzeli Nelda, "Cibali Karakolu" adlı oyunda Muammer Karaca ile tiyatro sahnesini paylaşmıştı.
İhtiraslı, paragöz ve acımasız Nelda, zaman içinde çevresindeki zenginlere genç ve güzel kızları pazarlamaya başlamış, bu işlerden büyük paralar kazanabileceğini anlayınca, tiyatroyu bırakmıştı.
Nelda'nın Amerika'da pekçok akrabası vardı. Akrabaları sayesinde Amerika'dan Türkiye'ye gelen dolar milyarderi işadamlarını ağırlıyor, onlara kadın temin ediyordu. Kurduğu ilişkiler ağı sayesinde her geçen gün mesleğinde ilerlemişti. Fakir, genç ve güzel kızları çok az bir para karşılığında erkeklere pazarlıyor, onların sırtından büyük paralar kazanıyordu.
İş çevrelerinde 'Elmor' adıyla saygın bir yeri olan Ekrem Bey, Nelda'nın fabrikatör müşterilerinden sadece birisiydi. Sinema ve magazin dünyasında Afrodit namıyla ünlenen, göçmen kızı Yaprak ile işadamı Gündüz'ü o tanıştırmıştı.
Ufak tefek olmasına karşın genç ve güzel sahte sarışını beğenen Gündüz, fakir kızı önce manken okulu L.C.C.'ye göndermiş ardından, magazin basınına bolca para dağıtıp Belma takma adıyla basında adından sözedilmesini sağlamıştı. Film yapımcılarını finanse eden Gündüz, çok geçmeden; minyon, sahte sarışının "Afrodit" isimli filmde başrol oynamasını sağlayarak ünlü bir metrese sahip olmuştu. Modern ortaçağda bir işadamının ünlü bir metrese sahip olması, o işadamının gücünün önemli bir işareti kabul ediliyor, iş çevrelerinde sonsuz bir kredi sağlıyordu. Gündüz, kendisini antik mitolojinin Afrodit'ini yaratan Zeus kadar güçlü hissediyor olmalıydı. Ancak, gün gelecek Gündüz, ölümlü yaşama veda edecekti. Yarattığı sanal Afrodit ise, şişman ve geçkin bir kadına dönüşerek toplumun eğlencesi olacaktı.
Böylesine güçlü bir çevreye sahip olan Nelda'ın Mayk'ı korumasının nedeni, elindeki küçük ve güzel kızları Nelda'nın hizmetine sunmasıydı. Kızlar ne zaman Nelda'nın bir müşterisine gitse beş kuruş para alamazlardı. Ve tabi ki, Mayk'ta hamiliğini yapan bu kadından para istemezdi. Kızlardan birisi dişli çıkacak olup Mayk'ı polise ya da adli makamlara şikayet edecek olsa, Nelda'nın önemli bir bürokrattan küçük bir ricası olayın üstünün örtülmesini sağlardı. Hayatın olağan akışında çarkın dişlileri, işte böyle tıkır tıkır işliyordu.
Modern ortaçağda İstanbul gecelerinin orta malı kızları arasında yer alınca, Hanife Hülya ile ben, pek çok erkek tanımış ve düşlerimizdeki büyülü kent İstanbul'un gece yaşantısını kısa sürede öğrenmiştik. Ben, foto-model olmaya karar vermiştim. Ünlü bir foto-model olursam, para kazanıp bu iğrenç ve pis bataktan kurtulabileceğimi düşünüyordum.
Eğlence gecelerinden birinde yakışıklı uzun boylu, sarışın bir gazeteci ile tanışmıştım. Büyük bir gazetenin patronu, (1)Ertuğrul'u özel işlerinde kullandığı için tanınmış bir gazeteciydi. Benden çok hoşlanmıştı. Eğer sevgilisi olursam fotoromanlarda oynatabileceğini söylüyordu. Birkaç fotoromanda gözüktükten sonra, sinema filmlerinde de rol alabileceğimi, paraya ve şöhrete açılan kapıdan geçip yıldız olabileceğini anlatıyordu. İstediğimi yakalamıştım. İşte nihayet şans yüzüme gülümsüyordu. Bu sayede Mayk'tan yakamı kurtarabilecektim.
Son zamanlarda Mayk'ın emirlerine itiraz etmenin ne anlama geldiğini, Hanife Hülya ile birlikte yediğimiz dayaklar sayesinde anlamıştık. Ondan kaçıp kurtulmanın yollarını arıyorduk. Elindeki diğer kızlar gibi bizi satan, boğaz tokluğuna çalıştırıp sırtımızdan geçinen, bu esrarkeş asalaktan kurtulmamız gerekiyordu. Gazeteci Ertuğrul, ikimizin de kurtuluşu olabilirdi. Ertuğrul, her ikimizin de macerasını biliyordu ve bana aşık olmuştu.
Ertuğrul, Hanefi Hülya ile bana yeni isimler bulmuştu. Nuran olan adım, Filiz Güler oldu! Hanefi Hülya'nınki de Tijen!
Tijen, fotoromanlarda yer almaya başladı. Kısa süre sonra fotoromanlarda başrol oyuncusu olup çıktı. Bu arada sinema oyuncularıyla tanışma fırsatımız oldu. Fakat, hâlâ Mayk'tan yakamızı kurtarabilmiş değildik.
Takma isimlerimiz bize uğurlu gelmişti. Tijen'le fotoroman çekimlerine gidiyordum. Bu günlerden birinde tanışıp arkadaş olduğum, sinemanın ünlü sarışın vampı, hayat hikâyemi öğrenince bana acıdı. Tijen'le bana evini açtı. İkimize kolkanat gerdi. Böylece iki kafadar Mayk'tan yakamızı kurtarmış olduk. Vamp sinema oyuncusu sayesinde nihayet iyi bir filmde rol alabilecektim. Beklediğim gün geldi. (2) "Mazi Kalbimde Yaradır" filminde, Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray ve ünlü isimlerin yer aldığı büyük bir kadroda iyi bir rol aldım. Bu benim sinema dünyasına attığım ilk adımdı.
Sarışın vamp sayesinde çevremiz değişmeye başlamıştı. Zengin işadamları, film şirketlerinin sahipleri, senaristler, yönetmenler hepsiyle tanışıyorduk. Artık hiçbir şeyi zorla yapmak zorunda kalmıyorduk. Ama henüz hayatımızı kurtarabilmiş değildik. Bize hamilik yapan sinemanın sarışın vampı iyilik meleğimiz olmuştu. Her ihtiyacımızı karşılıyor, ikimize de bakıyor, bizim için su gibi para harcıyordu.
Tolerans sahibi, zengin ve merhametli birisiyle tanışıp evlenmek kurtuluşumuz olabilirdi. İyilik meleğim, bu ütopyamı gerçekleştirebilmem için, masraflarımı karşılayıp beni Lübnan/Beyrut'a götürdü. Şansımı bir de orada deneyecektim.
Beyrut'ta büyük bir bankanın sahibi, iyilik meleğimin sevgilisiydi. Beyrut'un en büyük ve lüks gece kulüplerinde Sabahın ilk ışıklarına kadar çılgınca eğleniyorduk. Modaevlerinin en iyi müşterileri arasındaydık. Lüks kumarhanelerde kumar oynuyorduk. Lübnan'da Arapça ve Fransızca olarak iki dilde yayınlanan Jaridal Nahaar gazetesi, 'genç ve yetenekli sinema oyuncusu Filiz Güler' diye, fotoğraflarımı ve söyleşilerimi yayınlandı. (3)Artık Beyrut'ta da ünlü sayılırdım. Tatlı yaşantı sürüp giderken Beyrut'un önde gelen ailelerinin zengin çocuklarıyla tanışıp flört etmeye başlamıştım. Evlilik teklifleri arasında kendimce en uygun olanında karar kıldım.
İyilik meleğim, damat adayına başımdan geçen maceraları kesinlikle anlatmamam gerektiğinde ısrarlıydı. Fakat, ben onunla aynı görüşte değildim. Bana aşık olan, tertemiz duygular taşıyan ve hayat arkadaşım olacak bir erkeği kandırmak bana göre değildi. Damat adayına başımdan gelip geçen her şeyi anlattım. Beyrut'a geliş amacımın zengin bir koca bulmak olduğunu da açıkça söyledim. Hiç sözümü kesmeden beni dinlemişti. Sonra da bütün bunların önemi olmadığını, onu sevip sevmediğimi sormuştu.
Gözlerinin içine bakıp, "Seni seviyorum," demiştim.
Refik, gülümseyen gözleriyle bakarken, saçlarımı okşamış, şefkâtle: "Ben de seni çok seviyorum," demişti.
Beyrut'un en köklü ailelerinden Nasuhiler'in oğlu Refik'le muhteşem bir düğünle evlendim. Rüyâlarım gerçek olmuştu.
Düğünümden hemen sonra, beni Beyrut'ta yeni bir yaşantının kucağına terk eden iyilik meleğim İstanbul'a döndü. Yoldaşım ve sırdaşım Tijen İstanbul'da yalnız kalmıştı. Onu merak ediyordum. Ama iyilik meleğimin onu kurtaracağından emindim.
İyilik meleğim, hayatın sillesini yemişti. Bizi anlıyor, elinden gelen yardımı esirgemiyor, düzgün bir hayata kavuşabilmemiz için uğraşıyordu. 'İstanbul'u Temiz Tutalım Derneği'nin başkanı, Ümran hanım, Mersinli çok zengin bir ailedendi. Ümran Hanım, oğlu Barbaros'tan yana dertliydi. Barbaros, Avusturalya'daki eşinden boşanmış. Çocuğunu eşine bırakmak zorunda kalıp İstanbul'a dönmüştü.
İyilik meleğim, Tijen'i Ümran hanıma tanıştırmış. Tijen'in çok iyi bir kız olduğunu ve tam da oğluna uygun bir eş olduğunda diretmiş. Ümran hanım, Tijen'le birkaç kez görüştükten sonra, iyilik meleğimi kırmayıp oğluyla tanıştırmış. Oğlu Barbaros, Tijen'a aşık olmuş. Böylece Tijen de mutlu bir evlilik yapıp pis ve batak yaşantıdan kurtulmuştu.
İyilik meleğimiz, bir yıl sonra, Beyrut'a gelip olup bitenleri anlatınca çok sevinmiştim. Ben, bir çocuk doğurup anne olmuştum. Fakat, eşim Refik Nasuhi ile mutluluğumuza gölge düşmüş sihir bozulmuştu. Doğumum sezeryanla ve çok zor olmuştu. Doğumdan sonra karnımda çok çirkin bir ameliyat izi kalmıştı. Refik Nasuhi, çok geçmeden Mısırlı genç ve güzel bir kızla yaşamaya başlamıştı.
Durumu anlatınca iyilik meleğim, beni Ankara'ya getirdi. Sonraki yıllarda, GATA'da kalp cerrahi bölüm başkanı olacak, ünlü cerrah Hamit Işıklar'a çok başarılı bir estetik ameliyat yaptırdı. Bana da tek kuruş harcatmadı. Beyrut'ta yeniden eski güzelliğime kavuşarak dönmüştüm.
Eşim Refik Nasuhi, çok geçmeden hatasını anladı. O'na Mısırlı metresinin varlığından haberim olduğunu hiç belli etmedim. İyilik meleğim, bu kez de evliliğimi kurtarmıştı.
Ortadoğu'da İsrail'e rakip uluslar arası önemli bir merkez konumuna erişen Beyrut, giderek karışıyordu! Global finans oligarşisinin Ortadoğu merkez üssü Beyrut'ta CİA ve MOSSAD ve KGB ajanları cirit atıyordu. İsrail, bölgede güçlü Arap rakipler istemiyordu.
Mayıs 1954'de David Ben Gurion ile Moşe Dayan Lübnan'ı yutabilmek için şu plânı yapmışlardı: "Dayan'a göre gerekli olan tek şey, bir subay bulmamızdır. Bir binbaşı bile olur. Onu satın alıp kendisini Marunilerin kurtarıcısı ilân etmeye ikna etmeliyiz. Ondan sonra, İsrail ordusu Lübnan'a girer, gerekli yerleri işgal eder ve orada İsrail ile dost Hıristiyan bir rejim kurar. Litani'nin güneyindeki bölge İsrail'e bağlanır ve her şey böylece yoluna girer. Genel Kurmay'ın tavsiyesini kabul edecek olsak, Bağdat'tan işaret beklemeden hemen uygularız."
1982 yılında gerçekleşen Lübnan Savaşı'nın senaryosu 28 yıl önceden yani, Yaser Arafat'ın ünlü Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)'den önce hazırlanmıştı. David Ben Gurion ile Moşe Dayan'ın öne sürdükleri bu plân, 1904'de Theodor Herzl'in Siyonist hareketin çizdiği sınırlar içinde kalıyordu. Lübnan, Ürdün, Suriye, Irak'ın yarısı, Türkiye'nin bir bölümü, Küveyt'in yarısı, Suudi Arabistan'ın üçte biri, Sina, port Said, İskenderiye ve Kahire içinde olmak üzere Mısır.
Antik Mezopotamya, çok zengin bir kültür ve medeniyet kaynağı idi. Ortadoğu adını aldıktan sonra; etnik azınlıkları, hizipleri, iç bunalımları ile bir Lübnan modeli doğdu.
1947'den başlayarak 500.000'den fazla Filistinli genç insan, İsrail zindanlarında sistemli işkenceden geçirildi. Uluslararası Af Örgütü verilerine göre, dünya üzerindeki hiçbir ülkede resmi ve sürekli işkence İsrail'de olduğu kadar kurumlaşıp belgelerle sabit hale gelmemişti.
İsrail, kökleri eski bir İskenderiyeli aileye dayanan, kripto bir Yahudi'yi Filistin davasının başına getirmeyi başarmıştı. Yaser Arafat/Ebu Ammar unvanıyla Filistin El Fetih gerillalarının başına getirilmişti. Arafat'ın organize edip kışkırttığı öğrenci gruplarının masum protestoları, hızla kanlı terör eylemlerine dönüşüyordu.
Beyrut, giderek Ortadoğu'da rejim muhalifi yüzlerce lobi için de 'başkent' haline gelimişti. Faili meçhul cinayetlerin arkası kesilmiyordu. Beklenmedik anlarda umulmadık kişilere suikastlar düzenleniyordu. Gelişen olaylar karşısında giderek, içimde kötü bir şeyler olacağı duygusu artıyordu. Bu güzel yaşantıyı borçlu olduğum iyilik meleğim ile sırdaşımı son bir kez olsun görebilmek istiyordum. Eşim Refik Nasuhi'den izin alıp İstanbul'a gittim"
Ebu Ammar'dan söz açılmışken, asıl adı Abdurrahman Abdürrauf El Kudya olan Yaser Arafat'ın unvanı, Arap dilinde kurucu anlamını içerir. Yaser Arafat, gerçekte kökü çok eskilere dayanan Mısır/İskenderiye kökenli, kripto Yahudi bir aileye mensuptur.
Arafat, 1929'da Kudüs'te dünyaya geldi. Peynir ve buğday ticareti yapan bir babanın oğludur. Annesi ise anti-siyonist hareketin önderlerinden ve Filistin davasının babası sayılan Kudüs Müftüsü Hacı Emin El Hüseyin'in akrabasıydı. 1948'de İsrail'in ilânından sonra ailesiyle birlikte Gazze'ye göç etmek zorunda kaldı. Yüksek öğrenim için Mısır'a gitti ve Kahire Üniversitesi İnşaat Fakültesi'ne yazıldı. 1994'te ülkesine dönemedi. Öğrencilik yıllarında siyasetle hep ilgilendi. İngiliz gizli servisinin kontrolündeki İhvan-ı Müslüman/Müslüman Kardeşler lobisine girdi.
1952'de Filistinli Öğrenciler Birliği'nin başına seçildi. Bir yıl sonra babası Abdürrauf'u kaybetti. 1954 yılında, İhvan-ı Müslüman lobisi tarafından Nasır'a suikast düzenlenince Mısır polisi tarafından tutuklandı. Nevar ki, Nasır' Mısır'da devlet başkanı yapan İngiliz gizli servisle ilişkisi olduğu için, serbest bırakıldı. 1956'da öğrenci birliği başkanlığını bıraktı. İsrail ile yapılan savaşlara Mısır ordusu saflarında katıldı. 1957'de Kuveyt'e göç etti. Bir süre kendi işinde çalıştıktan sonra, Ebu İyad ve sağ kolu sayılan Ebu Cihad ile birlikte El Fetih'i kurdu. Batı Şeria'daki Filistin direnişini örgütlemeye çalıştı.
40 bin kişinin yaşamını yitirdiği Ürdün 'Kara Eylül' olaylarından sonra, merkezini Beyrut'a taşıdı. Lübnan'da artan etkisiyle 1979'da İran ile Libya arasında arabuluculuk yaptı.
1982'de İsrail'in Lübnan'ı işgal etmesiyle bu ülkeyi de terketti ve Tunus'ta FKÖ'nün yeni merkezini kurdu. Ancak hareketi genellikle Şam'dan yönetti.
1983'te Hafız Esad ile anlaşamayınca Suriye'yi terketti ve Mısır ile yeniden ilişkiye geçerek Filistin sorununu diplomatik alana taşımaya çalıştı. 1987'de FKÖ'nü Bağdat'tan idare etmeye başladı. 1988'de sağ kolu Ebu Cihad, İsrail komandolarınca Tunus'taki villasında öldürülünce büyük bir üzüntü yaşadı. 1994'te yapılan İsrail barışının ardından Gazze'ye geri döndü.
1996'da Filistin Devlet Başkanı oldu. Arafat, Filistin davasının haklılığını dünya kamuoyuna duyurabilmek yolunda Papa II. Jean Paul'den Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'a pek çok liderle biraraya geldi. 1997'de ABD'de gerçekleşen Netanyahu görüşmelerinde alınan kararlar, barışa giden yolda, önemli bir kilometre taşıydı. Özel yaşamının deşifre olmaması için, ilk eşi Suzan'ı ömür boyu bir eve kapatıp hiç kimseyle görüştürmedi."
İnsanlık tarihi sahte dava adamları ve acımasız ikiyüzlülerle dolup taşar...
"İyilik meleğim kapıyı açıp karşısında beni gören iyilik meleğimin yüzü sapsarı olmuştu. Eşimi ve çocuğumu terk edip sefil yaşama geri döndüğümü sanmış olmalıydı. Onca iyiliğine karşılık onu çok özlediğimi ve ziyaretine geldiğimi anlayınca, rahatlamıştı. Hemen telefonla Tijen'i arayıp İstanbul'da olduğumu haber verdi.
Sırdaşım ve yoldaşım Tijen'le birbirimize sarılıp saatlerce sevinç gözyaşları döktük. İkimiz de evlenmiş, birer çocuk sahibi, yetişkin kadın olmuştuk. Yemek boyunca birbirimize bakıp ağladıkça, iyilik meleğimiz de bize bakıp ağlıyordu. Bütün bir gün karşılıklı ağladık, ağlarken de deliler gibi gülüştük. Ne çabuk akşam olduğunu anlayamamıştık. Tijen, evine döndü. İyilik meleğimle ben baş başa kaldık. Gecenin geç saatlerine kadar eski günleri andık.
İki gün sonra iyilik meleğimden ayrılırken, O'nu bir daha göremeyeceğimi iyice anlamıştım. Beni yolcu eden iyilik meleğime, havalimanında anı olarak küçük bir hediye vermek istedim. Kayınvalidem, evlendiği zaman kayınvalidesinin hediye ettiği değerli bir saati, manevi bir anıyı bana evlilik hediyesi olarak vermişti. Aile yadigârı, el yapımı değerli kolye saat boynumda asılıydı. Çıkartıp iyilik meleğimin boynuna astım.
O'na, "Lütfen kabul et. Bir daha görüşemeyebiliriz. Benden sana küçük bir anı olsun," dedim. Gözleri doldu. Bakıştık. İkimiz de hiç konuşmadan, kucaklaşıp ayrıldık.
Beyrut'a döndüm. Bir hafta sonra iç savaş çıktı. Kimin kimi neden tutukladığı, neden öldürdüğü ve neden işkence yaptığı bilinmeyen bir iç savaş! Kardeş kardeşi öldürüyordu. Çeşitli ülkelerin gizli servis elemanları, tarihin kirli, karanlık ve gizli çarklarını işletiyorlardı.
Eşim Refik Nasuhi, "Beyrut, hiçbir zaman huzurlu ve güvenli bir şehir olmayacak. Çünkü İsrail, bölgede güçlü bir rakip istemiyor. Gerekli hazırlıkları yaptım. Amerikan Büyükelçisi bize vize verecek," dediğinde çok sevindim.
Boynuna sarılıp, "Ne zaman gidebileceğiz?" diye, sordum.
Refik Nasuhi: "Yarın vizelerimizi alır almaz hareket edeceğiz. Yanımıza hiçbir şey almayacağız" deyince, durumu anlamıştım. Beyrut'tan bir hırsız gibi kaçacaktık!
O gece yarısı evimize düşen bir bomba eşim, üç yaşına yeni giren oğlum ve benim yaşamımıza son verdi.
Ama sırdaşım Tijen, eşi Barbaros ve çocuğu ile İstanbul'da uzun yılar mutlu bir yaşam sürdürdü.
Babam ölmüş, annem ve kardeşim Mehmet Güler, Bursa'da yalnız kalmışlardı. Rol aldığım tek sinema filmi "Mazi kalbimde Yaradır" Bursa'da gösterime girince, sinema afişleri ile basında resimlerimi gören kardeşim filmi izlemişti. Anneme, benim bir sinema sanatçısı olduğumu söyleyip hayatta olduğum haberini vermişti. Kardeşim Mehmet, annemin ölümünün ardından bana kısmet olmayan Amerika'ya gidip orada yaşayacaktı.
İyilik meleğimize gelince, benden bir daha hiç haber alamadı. Beni, havaalanından Beyrut'a yolcu ederken boynuna astığım el yapımı, altın üzerine yeşil mine işlemeli, kolye saatin tik-tak seslerinde hep beni anımsadı.
Aradan tam otuz yıl geçtikten sonra; iyilik meleğim kolye saati çok değer verdiği bir yazara manevi bir anı olarak hediye etti. Yazarın klâvyesinin tuş seslerine karışan saatin tik-takları; İstanbul'un soğuk, karlı bir kış gecesinde, benim yaşam öyküme dönüşüp roman oldu."
-----
(1)Burada sözü edilen Afrodit'in sinema oyuncusu Banu Alkan ile hiçbir ilgisi yoktur.
(2)Gazeteci Ertuğrul: Bu ismin bir dönemin ünlü gazetecisi Ertuğrul Akbay ile hiçbir ilgisi yoktur.
(3)Mazi Kalbimde Yaradır: Yönetmenliğini ve senaristliğini Osman F. Seden'in yaptığı filminde, başlıca rolleri; Türkan Şoray, Figen Han, Filiz Güler, Serpil Gül, Ekrem Bora, Tanju Gürsu, Kazım Kartal, Önder Somer, Sadettin Düzgün, Kayahan Yıldızoğlu paylaştılar.
Lübnan Mayıs, 1969 tarihli Jaridal Nahaar Gazetesi.

TÜM YAZILARI
- Vatandaş CHP'den umudu kesti (25 Mayıs 2022 Çarsamba)
- Satılık ruhsuz insancıklar (22 Mayıs 2022 Pazar)
- Size cennetten mektup var (18 Mayıs 2022 Çarsamba)
- Ölenler öldüler peki ya kalanlar! (15 Mayıs 2022 Pazar)
- Toprak ve para (10 Mayıs 2022 Salı)
- Gelecek (04 Mayıs 2022 Çarsamba)
- Eğer ki UMUT yoksa (29 Nisan 2022 Cuma)
- Şeytanın oyun sahası: Yeryüzü (17 Nisan 2022 Pazar)
- Güneş Doğu'dan yükselirken (31 Mart 2022 Perşembe)
- Dez/enformasyon komedisi (24 Mart 2022 Perşembe)
- Savaşın yok ettikleri (19 Mart 2022 Cumartesi)
- Tek karede üç adam! (16 Mart 2022 Çarsamba)
- Türk Kızılay'ının Ukrayna'da insani yardım başarıları (09 Mart 2022 Çarsamba)
- Neo Naziler Ukrayna'da savaş çıkarttılar (07 Mart 2022 Pazartesi)
- Ukrayna & Rusya Savaşı (06 Mart 2022 Pazar)
- Özgürlük (22 Şubat 2022 Salı)
- Sezen Aksu & Tarkan (18 Şubat 2022 Cuma)
- Erdoğan düşmanlığı Kılılçdaroğlu düşmanlığına dönüştü (17 Şubat 2022 Perşembe)
- Monarşinin kucağındaki oyuncak: Demokrasi! (15 Şubat 2022 Salı)
- Ruhlar (13 Şubat 2022 Pazar)
- Ev kiralarındaki artışlar bankaların faiz artışlarını geçti! (28 Ocak 2022 Cuma)
- HDP & FETÖ'ye değil; millete sarılın (26 Ocak 2022 Çarsamba)
- Para saltanatının köleleri (23 Ocak 2022 Pazar)
- Yararlı bilgi (18 Ocak 2022 Salı)
- Bir püflük takvim yaprağı (30 Aralık 2021 Perşembe)
- Hayat aslında çok bayattır (22 Aralık 2021 Çarsamba)
- Yapay zenginleşme (19 Aralık 2021 Pazar)
- Soytarılar ve palyaçolar ünlü olur (16 Aralık 2021 Perşembe)
- Hayatımız pornografik/magazin (11 Aralık 2021 Cumartesi)
- Sokaklarda veryansına soyunmak! (24 Kasım 2021 Çarsamba)
- Kalbini acıtan ben olmayacağım (16 Kasım 2021 Salı)
- Kendi tarihini bilmeyenler (11 Kasım 2021 Perşembe)
- Ege kıyıları yağmalanıyor (19 Nisan 2021 Pazartesi)
- ABD'nin giremediği tek deniz (06 Nisan 2021 Salı)
- Türk kadını (21 Mart 2021 Pazar)
- Anlıyorum (20 Mart 2021 Cumartesi)
- Demokrasi aşkı! (18 Mart 2021 Perşembe)
- Papa Francis, Selahaddin Eyyubi'yi ziyaret edemedi (08 Mart 2021 Pazartesi)
- Evrensel imparatorluk (20 Şubat 2021 Cumartesi)
- TBMM'deki teröristler (16 Şubat 2021 Salı)
- Vıcık vıcık cacık! (10 Şubat 2021 Çarsamba)
- Birey hissederse toplum sendeler! (30 Ocak 2021 Cumartesi)
- Demokrasinin dolma kalemli şövalyeleri (21 Ocak 2021 Perşembe)
- Devletler bilgiyi ve gerçeği gizler (16 Ocak 2021 Cumartesi)
- Hatırladığınız şey ölmez: Pervitin! (14 Ocak 2021 Perşembe)
- Meleklere secde edilmez (13 Ocak 2021 Çarsamba)
- ABD ve AB'nin en büyük korkusu (27 Eylül 2020 Pazar)
- Dezenformasyon çağına hoş geldiniz (12 Eylül 2020 Cumartesi)
- Yerleşik düzenin iflası (10 Eylül 2020 Perşembe)
- Piramitlerin gizemi (16 Haziran 2020 Salı)
- Para ile su veya para ile hava! (06 Haziran 2020 Cumartesi)
- Alıştığımız bir şey (04 Haziran 2020 Perşembe)
- Ether ve simülasyon (28 Mayıs 2020 Perşembe)
- Dönüşüm! (19 Mayıs 2020 Salı)
- Hür Basın Medya'ya dönüşünce (16 Mayıs 2020 Cumartesi)
- Birbir Gece Masalları (15 Mayıs 2020 Cuma)
- Adolf Hitler vs...vs..! (11 Mayıs 2020 Pazartesi)
- Yıldızlar yanar (05 Mayıs 2020 Salı)
- Geminin adı: Solace! (22 Nisan 2020 Çarsamba)
- Aspirin bidiğiniz gibi değil! (13 Nisan 2020 Pazartesi)
- Toplumsal yorgunluk, bireysel sarhoşluk (12 Nisan 2020 Pazar)
- Bu yazının konusu Kovid-19 değil (09 Nisan 2020 Perşembe)
- Başarısız devlet / Failed state (!) (02 Nisan 2020 Perşembe)
- Yeni bir insan tipolojisi doğuyor (01 Nisan 2020 Çarsamba)
- Yakın Tarih Öyküleri: Ajax Operasyonu (03 Mart 2020 Salı)
- Yakın tarih öyküleri: Basileois Zaharoff (26 Şubat 2020 Çarsamba)
- Atlantis ve Osiris (25 Şubat 2020 Salı)
- Spekülasyon fabrikası (17 Şubat 2020 Pazartesi)
- En kaçınılmaz borç (16 Şubat 2020 Pazar)
- Biz nasıl bir toplumuz? (17 Ocak 2020 Cuma)
- Ortadoğu Dünya'yı bloke ederken (13 Ocak 2020 Pazartesi)
- Ortadoğu'nun yeni aktörleri (06 Ocak 2020 Pazartesi)
- Yeni bir söz (05 Ocak 2020 Pazar)
- Masumiyet (01 Ocak 2020 Çarsamba)
- Muhalif olmak (28 Aralık 2019 Cumartesi)
- Balıkların sırrı (25 Aralık 2019 Çarsamba)
- Paris! (20 Aralık 2019 Cuma)
- Türkiye'de siyaset iklimi (17 Aralık 2019 Salı)
- Gençler biraz şaşkın (16 Aralık 2019 Pazartesi)
- Kimsenin merak etmediği önemli bir gerçek (12 Aralık 2019 Perşembe)
- Tarih, ütopya ve gerçek! (05 Aralık 2019 Perşembe)
- Milli Eğitim nasıl başarılı olur? (30 Kasım 2019 Cumartesi)
- İstanbul'da su bedava değil; hava da bedava olmayacak! (27 Kasım 2019 Çarsamba)
- Geçmişin zulmü: Anılar! (18 Kasım 2019 Pazartesi)
- Yeni normaller (10 Kasım 2019 Pazar)
- Üreterek kazanmak (09 Kasım 2019 Cumartesi)
- Büyük orkestralar (05 Kasım 2019 Salı)
- Dünyanın bizi tanımasını samimi olarak istiyorsak (03 Kasım 2019 Pazar)
- Türkiye'nin gündemi: Balık ekmek! (31 Ekim 2019 Perşembe)
- Güneş yarın yine doğacak (30 Ekim 2019 Çarsamba)
- Daha iyi (28 Ekim 2019 Pazartesi)
- Denizlerimiz çöplük oldu (25 Ekim 2019 Cuma)
- Dünya sarsılıp şaşırdı (23 Ekim 2019 Çarsamba)
- 200 yıllık emperyalist rüya çöpe atıldı (22 Ekim 2019 Salı)
- Tuhaf bir ABD düzeneği (17 Ekim 2019 Perşembe)
- Gençliğin başlangıç noktası (15 Ekim 2019 Salı)
- Mustafa Akıncı (14 Ekim 2019 Pazartesi)
- Karamsarlık tahvilleri temettü dağıtmaz (10 Ekim 2019 Perşembe)
- Barış Pınarı Harekatı ve düşündürdükleri (10 Ekim 2019 Perşembe)
- Suyun üzerinde yüzen yağ damlaları (06 Ekim 2019 Pazar)
- Koşu Bandı (29 Eylül 2019 Pazar)
- Hastalıklı habercilik anlayışı (23 Ağustos 2019 Cuma)
- Halkın iradesi (!) (19 Ağustos 2019 Pazartesi)
- 21. yüzyılda yazıyı keşfetmek! (17 Ağustos 2019 Cumartesi)
- Hiç kimsenin cevap veremediği bir soru (13 Ağustos 2019 Salı)
- Bir tutam tuz, bir tutam biber! (07 Ağustos 2019 Çarsamba)
- Global medya'da Suudi ve İsrail oyunları (22 Temmuz 2019 Pazartesi)
- Çok özel insanlar vardır; bir daha bulamazsınız (07 Temmuz 2019 Pazar)
- Eski defterler (03 Temmuz 2019 Çarsamba)
- Muhalefet yerel yönetimlerde yer aldı (26 Haziran 2019 Çarsamba)
- Muhalefet var mı? (21 Haziran 2019 Cuma)
- Orta Şark'ın oryantal dünyası (13 Haziran 2019 Perşembe)
- Cevabı bulunamayan 4 soru (05 Haziran 2019 Çarsamba)
- Bugün Bayram (04 Haziran 2019 Salı)
- Malta Adası mı, Marmara Adası (mı?) (01 Haziran 2019 Cumartesi)
- Rusya'da konuşulanlar ve kaleme alınan tezler... (27 Mayıs 2019 Pazartesi)
- Aklın ve nefsin şaka yaparlar (05 Mayıs 2019 Pazar)
- Bu işte bir iş var! (26 Nisan 2019 Cuma)
- Senden geriye kalanmış! (24 Nisan 2019 Çarsamba)
- Victor Hugo'nun ruhu bir kez daha ağladı (16 Nisan 2019 Salı)
- Sümer Atasözleri der ki.... (02 Nisan 2019 Salı)
- Neden acı çekeriz? (30 Mart 2019 Cumartesi)
- Siyaset dediğin kahvehane çerezi (26 Mart 2019 Salı)
- Haliç'e düştü! (07 Mart 2019 Perşembe)
- Bilim diyor ki... (07 Şubat 2019 Perşembe)
- Ali Eryürek (28 Ocak 2019 Pazartesi)
- Muhalefette FETÖ sızıntıları (28 Ocak 2019 Pazartesi)
- Yalan haber fabrikaları 7/24 üretim yaparlarken (17 Ocak 2019 Perşembe)
- Tam da fırtınaya tutulmuşken (13 Ocak 2019 Pazar)
- Magazin dünyasının güçlü kadınları (11 Ocak 2019 Cuma)
- Karanlık arttıkça (06 Ocak 2019 Pazar)
- Adres Aynı Kalacak (06 Ocak 2019 Pazar)
- Ağla İstanbul ağla (01 Ocak 2019 Salı)
- Yeterki yalan olma (23 Aralık 2018 Pazar)
- 21. yüzyıl olanaklarıyla 16. yüzyıla toslamak (16 Aralık 2018 Pazar)
- Yerel seçimler yaklaşırken (08 Aralık 2018 Cumartesi)
- Elma (06 Aralık 2018 Perşembe)
- Huzurevi (06 Aralık 2018 Perşembe)
- Şeytan Giriyor Aklıma (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Sözün kısası (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Eğlence (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Neden? (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Sürpriz (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Şans (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Aşkın çivisi (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Hançer (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Sen (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Ne diyeyim (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Fay hattı (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Nedir ki... (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Esinti (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Yasak (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- İyi dinle (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Sıcak (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Sen Ağlama (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Manşet (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Cennetlik (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Çağrı (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Crypto (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Mutasyon (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Tıpkı bir oyun (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Şiir ve Şair (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Marmara (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Muzır (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Püf!... (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Buz (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Gece (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Bilirsin işte (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Keramet (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Kime ne... (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Hiç Sorma! (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Süreç (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Akıl (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Bilmece (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Komik (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Zulüm (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Zaman (05 Kasım 2018 Pazartesi)
- Tahterevalli (03 Kasım 2018 Cumartesi)
- Dünya'nın en mutlu insanları Türkiye'de yaşıyorlar (30 Ekim 2018 Salı)
- Kimsenin yazmadığı ekonomi gerçeği (26 Ekim 2018 Cuma)
- Dünya şallak mallak olurken (23 Ekim 2018 Salı)
- Ben ölürken... (21 Eylül 2018 Cuma)
- ABD Dolar'ını Tanrı'laştırmak (20 Ağustos 2018 Pazartesi)
- Demokrasi'nin çocukları (08 Ağustos 2018 Çarsamba)
- Oyun bitince... (14 Temmuz 2018 Cumartesi)
- Adnan Oktar! (12 Temmuz 2018 Perşembe)
- Kalbini neden vermiş? (06 Temmuz 2018 Cuma)
- Tedavisi olmayan hastalık (05 Mayıs 2018 Cumartesi)
- Zümrüd-ü Anka ve Kartalın yeniden doğuşu (30 Nisan 2018 Pazartesi)
- Zurnik ile Lüks Nermin'in sermayeleri (29 Nisan 2018 Pazar)
- Şeytan uçurtması (24 Şubat 2018 Cumartesi)
- Geçmiş ve geleceğin kilit taşı (18 Şubat 2018 Pazar)
- Tarihe geçecek olan diyalog (22 Ocak 2018 Pazartesi)
- Çok ünlü bir hikâye (01 Ocak 2018 Pazartesi)
- Acıların kerameti (28 Mayıs 2017 Pazar)
- Zaman Kristalleri (26 Mayıs 2017 Cuma)
- FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in Masonik ilişkileri (20 Mayıs 2017 Cumartesi)
- Yaşamınız ve bahtınızdan haberler (19 Mayıs 2017 Cuma)
- Birileri çok rahatsız oluyor ama elden ne gelir! (08 Mayıs 2017 Pazartesi)
- Veda (29 Mart 2017 Çarsamba)
- Bana yalan söylediler! (25 Mart 2017 Cumartesi)
- Uyuşturucuya eşcinsel evliliğe evet, Bakan ziyaretine hayır! (12 Mart 2017 Pazar)
- Yarınlar çok güzel olacak (10 Mart 2017 Cuma)
- Almanya'da çocuklar seks ve organ mafiasına emanet (09 Mart 2017 Perşembe)
- Doldurursun yazar! (16 Şubat 2017 Perşembe)
- 21. yüzyılın Vietnam'ı: Suriye (13 Şubat 2017 Pazartesi)
- Her ölümle eksiliriz (12 Şubat 2017 Pazar)
- Tuhaflıklardan seçmeler (24 Ocak 2017 Salı)
- TBMM'de ilkellik fırtınaları (12 Ocak 2017 Perşembe)
- Sakın ciddiye almayın (03 Ocak 2017 Salı)
- Aklınızda bulunsun; (10 Aralık 2016 Cumartesi)
- Savaş Çocukları ile sizin çocuklarınız (16 Kasım 2016 Çarsamba)
- Robotlar hayatı değiştirirken (13 Ekim 2016 Perşembe)
- Türkiye 20. yüzyılı neden ıskaladı? (12 Ekim 2016 Çarsamba)
- Bebekleri Dünya'ya leylekler getirmeyecek (11 Ekim 2016 Salı)
- Modern Ortaçağ vahşeti (10 Ekim 2016 Pazartesi)
- Yağmur öncesi gibi... (08 Ekim 2016 Cumartesi)
- İstanbul'u terk etmek! (07 Ekim 2016 Cuma)
- HABER DÜKKÂNI (05 Ekim 2016 Çarsamba)
- Kimler hiç ağlamazlar? (21 Eylül 2016 Çarsamba)
- FETÖ tüm insanlık için büyük bir tehdit (05 Ağustos 2016 Cuma)
- ABD'nin yeşil kuşağı FETÖ'yü boğdu (30 Temmuz 2016 Cumartesi)
- Gezici tayfası dut yemiş bülbül! (28 Temmuz 2016 Perşembe)
- Siyasetçi eleştirilerden beslenir (20 Temmuz 2016 Çarsamba)
- Meydanlarda demokrasinin sesi yankılanıyor (17 Temmuz 2016 Pazar)
- Şüpheliler aklımızla oynarken (14 Temmuz 2016 Perşembe)
- Edebiyat ve bilimi terk edip siyasete soyunmak! (24 Mayıs 2016 Salı)
- Demokrasi ve parlamento (22 Mayıs 2016 Pazar)
- Haber Dükkânı (21 Mayıs 2016 Cumartesi)
- Yazı yazmaya tövbe! (08 Mayıs 2016 Pazar)
- Baron Rudolf von Sebottendorf (30 Nisan 2016 Cumartesi)
- Dünya'nın değiştiği anlar vardır (17 Nisan 2016 Pazar)
- İnsan embriyosundaki genler (03 Nisan 2016 Pazar)
- Ayşe, eskiden sakız çiğnerdi (31 Mart 2016 Perşembe)
- A/Karmikler ve Karmikler (29 Mart 2016 Salı)
- İyiler, kötüler ve mankurtlar (27 Mart 2016 Pazar)
- Bay X ve gönüllü a-karmikleri (25 Mart 2016 Cuma)
- Siyasi laboratuvarın silahsız teröristleri (17 Mart 2016 Perşembe)
- Kasım kasım kasılanlar partisi (16 Mart 2016 Çarsamba)
- Şişli ilçesinde çöp vergisini kimler öder? (11 Mart 2016 Cuma)
- Sahte ve kaçak (08 Mart 2016 Salı)
- Bi! (04 Mart 2016 Cuma)
- Yeraltı zenginlikleri ve eğitimsiz kitleler (02 Mart 2016 Çarsamba)
- Moon Tarikatı (28 Şubat 2016 Pazar)
- Sanat ve medya (27 Şubat 2016 Cumartesi)
- Haber nedir? (26 Şubat 2016 Cuma)
- Anti virüs yasası geliyor (24 Şubat 2016 Çarsamba)
- Gün gelecek terk edileceksin (22 Şubat 2016 Pazartesi)
- Lâboratuvarlar! (18 Şubat 2016 Perşembe)
- Muhalefetin dili tutuldu (15 Şubat 2016 Pazartesi)
- Medeniyet (08 Şubat 2016 Pazartesi)
- Hiç tanımadan nefret etmek! (31 Ocak 2016 Pazar)
- İster inanın ister inanmayın (29 Ocak 2016 Cuma)
- Kim ne anlarsa (26 Ocak 2016 Salı)
- Aydınlar! (20 Ocak 2016 Çarsamba)
- Hayâller ve kozmik yazılım (17 Ocak 2016 Pazar)
- Tembel adamlar, hoppa kızlar (17 Ocak 2016 Pazar)
- Ölüler soruyor: "Ne değişti?" (10 Ocak 2016 Pazar)
- Eğitim medyaya emanet (08 Ocak 2016 Cuma)
- Düşlerle satranç oynamak eğlencelidir (07 Ocak 2016 Perşembe)
- Doğa kendisini yenileyene kadar (05 Ocak 2016 Salı)
- Kumaşın önemi (05 Ocak 2016 Salı)
- Günümüzde durum (03 Ocak 2016 Pazar)
- Mezopotamya, Afrika çocukları ve büyük insanlık (03 Ocak 2016 Pazar)
- 2016 yılını da gördük ya... (02 Ocak 2016 Cumartesi)
- Öyle şeyler oluyor ki... (29 Aralık 2015 Salı)
- Yıldız'ın Gözü (27 Aralık 2015 Pazar)
- Kapitâl ve kreşendo! (17 Aralık 2015 Perşembe)
- Ajan devlet başkanı ve oligarkları (16 Aralık 2015 Çarsamba)
- Okunmuş sular, ilaçlar ve bebekler (14 Aralık 2015 Pazartesi)
- Modern neolitikler (11 Aralık 2015 Cuma)
- Totemler, Tanrılar ve insanlar (07 Aralık 2015 Pazartesi)
- Zamanın başlangıcı ve sonu (07 Aralık 2015 Pazartesi)
- Hatıraların değeri (07 Aralık 2015 Pazartesi)
- Avrupa Birliği ve Türkiye (30 Kasım 2015 Pazartesi)
- Ölüler (23 Kasım 2015 Pazartesi)
- Türkiye'de ne var, ne yok? (20 Kasım 2015 Cuma)
- Geçmiş dönemlerde basın daha mı özgürdü? (12 Kasım 2015 Perşembe)
- Paralel hat alayınızı dinlemiş (06 Kasım 2015 Cuma)
- İllegal parayla gazetecilik! (29 Ekim 2015 Perşembe)
- Ve sen bile... (24 Ekim 2015 Cumartesi)
- Adam olabilmenin sırrı (16 Ekim 2015 Cuma)
- Sorumsuz muhalefet (12 Ekim 2015 Pazartesi)
- Yolculuk (01 Ekim 2015 Perşembe)
- Mavi ve altın sarısı (26 Eylül 2015 Cumartesi)
- Saat (22 Eylül 2015 Salı)
- Ben nasıl örnek bir hayırsever oldum? (19 Eylül 2015 Cumartesi)
- Ünlüdür bizim jurnalcilerimiz (17 Eylül 2015 Perşembe)
- Anlamak ve yaşamak (14 Eylül 2015 Pazartesi)
- Merak bu ya... (14 Eylül 2015 Pazartesi)
- Aklınızdan hiç çıkmasın (12 Eylül 2015 Cumartesi)
- Meşru oylarla gayrimeşruyu savunamazsınız (31 Ağustos 2015 Pazartesi)
- Terörü markalaştırmak insanlık suçudur (28 Ağustos 2015 Cuma)
- Medya'ya operasyon iddiaları (28 Ağustos 2015 Cuma)
- Teröre karşı Türkiye tek vücut (26 Ağustos 2015 Çarsamba)
- Türkiye'de durum vahim! (24 Ağustos 2015 Pazartesi)
- Terörün adı öz savunma olamaz (20 Ağustos 2015 Perşembe)
- İslâm’da Savaş kavramı (19 Ağustos 2015 Çarsamba)
- Önce sabır (17 Ağustos 2015 Pazartesi)
- Her başarının bir sırrı vardır (13 Ağustos 2015 Perşembe)
- Püf! ... (09 Ağustos 2015 Pazar)
- Ne süreçmiş be kardeşim! (07 Ağustos 2015 Cuma)
- Erkek olan kadınlar, kadın olan erkekler (04 Ağustos 2015 Salı)
- Kağıtsız gazete (28 Temmuz 2015 Salı)
- Sevgisiz yürekler (22 Temmuz 2015 Çarsamba)
- Ruh, akıl ve beden (05 Temmuz 2015 Pazar)
- Televizyon dizilerinin konu mankenleri (04 Temmuz 2015 Cumartesi)
- Belediyeler 1 asırdır kaldırım bile yapamadılar! (21 Haziran 2015 Pazar)
- Körler çarşısında ayna satmak (20 Haziran 2015 Cumartesi)
- CHP başarılı olamadı (11 Haziran 2015 Perşembe)
- Seçmen şimdiden bin pişman! (09 Haziran 2015 Salı)
- Vatandaş modası geçmiş eski traş istemiyor (04 Haziran 2015 Perşembe)
- ''Önce inan sonra düşün'' diyorlar! (26 Mayıs 2015 Salı)
- Türkiye Cumuriyeti'nin Cumhurbaşkanı (24 Mayıs 2015 Pazar)
- Eğer henüz size dokunmamış ise (22 Mayıs 2015 Cuma)
- Mutlak gerçek (17 Mayıs 2015 Pazar)
- Fırsat eşitliği (10 Mayıs 2015 Pazar)
- Daha çok özgürlük daha çok kalkınma (06 Mayıs 2015 Çarsamba)
- Deb-î Dünya’daki oyun son bulmadan (01 Mayıs 2015 Cuma)
- Aşk altın zaman hırsızdır (12 Nisan 2015 Pazar)
- Muhammed Ali ile Sabahattin Ali (11 Nisan 2015 Cumartesi)
- Terör ve medya (01 Nisan 2015 Çarsamba)
- Hobiler ve ekonomi (24 Mart 2015 Salı)
- Sansür ve fani dünyanın ölümsüzleri (16 Mart 2015 Pazartesi)
- Geçmiş, bugün ve geleceğin kıvılcımları (09 Mart 2015 Pazartesi)
- Enstantaneler (01 Mart 2015 Pazar)
- Merhaba insanlık (28 Şubat 2015 Cumartesi)
- Enstrüman, tuval ve kalem (23 Şubat 2015 Pazartesi)
- Dünyalılar ve olaylar (20 Şubat 2015 Cuma)
- Nefret dalgası (18 Şubat 2015 Çarsamba)
- Toplumsal öfke patlaması (16 Şubat 2015 Pazartesi)
- Votka/limon üzerine çalışmalar (10 Şubat 2015 Salı)
- Eşcinsel evlilikler, aile ve toplumsal değerler (09 Şubat 2015 Pazartesi)
- Beyinsel ışıldaklar (07 Şubat 2015 Cumartesi)
- Sayın milletvekilleri lütfen güzel konuşun (06 Şubat 2015 Cuma)
- Samanyolu ve insan aklı (05 Şubat 2015 Perşembe)
- İnsanlık hali (01 Şubat 2015 Pazar)
- Kedi eti yiyerek açlıktan ölmekten kurtulan insanlar (27 Ocak 2015 Salı)
- Gazeteciler uysal ve tutucudur (23 Ocak 2015 Cuma)
- Bakın öğrettikleriniz ne sonuçlar doğuruyor (14 Ocak 2015 Çarsamba)
- Terör olayları manşetlere taşındıkça... (08 Ocak 2015 Perşembe)
- Ailece bankalara borçlandık (04 Ocak 2015 Pazar)
- Fazıl Say ve piyanosu (30 Aralık 2014 Salı)
- Katliam silahı: Pompalı tüfek! (26 Aralık 2014 Cuma)
- Hayırlı Cumalar (05 Aralık 2014 Cuma)
- Mahkeme kararıyla inanç özgürlüğü! (03 Aralık 2014 Çarsamba)
- Politik döküntüler (30 Kasım 2014 Pazar)
- Bu aslında çok uzun bir hikâyedir (26 Kasım 2014 Çarsamba)
- Evrenin pusulası korku olamaz (23 Kasım 2014 Pazar)
- Değişim dönemleri (21 Kasım 2014 Cuma)
- Tapu yetmez, deprem garanti belgesi de verilmeli.. (18 Kasım 2014 Salı)
- Düşünmek zor iştir (17 Kasım 2014 Pazartesi)
- Geçmişi özleyen gelecekten umudu olmayandır (16 Kasım 2014 Pazar)
- Bir evde kitap, tablo ve piyano yoksa ne olur? (12 Kasım 2014 Çarsamba)
- İstanbul'da ulaşım sorunu (09 Kasım 2014 Pazar)
- Çözüm süreci mi, terör belası mı? (06 Kasım 2014 Perşembe)
- Siyah-beyaz yıllar, renkli yaşamlar (02 Kasım 2014 Pazar)
- İstanbul'da yaşamak (30 Ekim 2014 Perşembe)
- En verimli geçim kapısı: Yönetmek (!) (28 Ekim 2014 Salı)
- Adım atamadığımız üç önemli basamak (26 Ekim 2014 Pazar)
- Ekonomi ve ahlâk (18 Ekim 2014 Cumartesi)
- Kandil konkordatoya giderken (11 Ekim 2014 Cumartesi)
- Bir şeyler eksik (09 Ekim 2014 Perşembe)
- Nişantaşı, Hacıhüsrev'e dönüşüyor haberiniz ola... (06 Ekim 2014 Pazartesi)
- Yine iş başa düştü! (25 Eylül 2014 Perşembe)
- CHP'li milletvekilleri topyekün istifa ederler mi? (20 Eylül 2014 Cumartesi)
- Üretim merkezi mi, cazibe merkezi mi? (11 Eylül 2014 Perşembe)
- Cennet mekan Osmanlı'dan Allah razı olsun ki... (08 Eylül 2014 Pazartesi)
- Kazanan hepsini alır (02 Eylül 2014 Salı)
- Sosyal medya fenomenleri (30 Ağustos 2014 Cumartesi)
- İnsanı deli eder bu düşünceler (28 Ağustos 2014 Perşembe)
- Türkiye'nin en çok okunan gazetesi (19 Ağustos 2014 Salı)
- Yazar ve algı (14 Ağustos 2014 Perşembe)
- Anlamadınız mı? (11 Ağustos 2014 Pazartesi)
- Egolarımız fena halde canımızı yakacak (10 Ağustos 2014 Pazar)
- Facebook halleri (09 Ağustos 2014 Cumartesi)
- Yağmuru beklerken (07 Ağustos 2014 Perşembe)
- Facebook tatilleri: 2 (06 Ağustos 2014 Çarsamba)
- Facebook tatilleri (02 Ağustos 2014 Cumartesi)
- Günün hay huylu sıkıntıları arasında (26 Temmuz 2014 Cumartesi)
- Masum çocukların nefretini kazanmak! (19 Temmuz 2014 Cumartesi)
- Elma şekeri yemek! (16 Temmuz 2014 Çarsamba)
- Para savaş demektir (13 Temmuz 2014 Pazar)
- Eğer gerçekler sizi umutsuzluğa sürüklüyorsa... (10 Temmuz 2014 Perşembe)
- Dünyayı değiştirmek (09 Temmuz 2014 Çarsamba)
- Neleri satın alırız? (01 Temmuz 2014 Salı)
- Muhalefet Recep Tayyip Erdoğan gerçeğini yarattı (29 Haziran 2014 Pazar)
- Biraz daha sıkın dişinizi (27 Haziran 2014 Cuma)
- Lüks ve para (18 Haziran 2014 Çarsamba)
- Enerji savaşlarında son marka: IŞİD! (14 Haziran 2014 Cumartesi)
- İnsanlar neden kabalaşırlar? (07 Haziran 2014 Cumartesi)
- Piyasalar çok durgun, fiyat artışlarında patlama! (03 Haziran 2014 Salı)
- Üretim alanları en vahşi, en kanlı savaş alanlarıdır (29 Mayıs 2014 Perşembe)
- Ailece güzel bir pazar kahvaltısına var mısınız? (29 Mayıs 2014 Perşembe)
- Çocuklarınız sizleri vesayet altına alır (mı?) (27 Mayıs 2014 Salı)
- Alman basını vuruyor, sesi Cumhuriyet'te yankılanıyor! (25 Mayıs 2014 Pazar)
- Demokratik eylemde polise molotof atılır mı? (23 Mayıs 2014 Cuma)
- Vatandaş fukaralaşırken siyasetçiler zenginleşiyorsa (22 Mayıs 2014 Perşembe)
- 35 bin Lira'ya kitap yazdırılır (21 Mayıs 2014 Çarsamba)
- Zaman sana nasıl bir şaka yapacak? (19 Mayıs 2014 Pazartesi)
- Kömür, tren ve istasyon (17 Mayıs 2014 Cumartesi)
- Dikensiz gül bahçesi hayâl Cumhuriyet gerçek (10 Mayıs 2014 Cumartesi)
- Şansın da bir bedeli vardır (03 Mayıs 2014 Cumartesi)
- 1 Mayıs fotoğraflarında ''emekçiler'' yok! (02 Mayıs 2014 Cuma)
- Her yerde onlar var! (28 Nisan 2014 Pazartesi)
- Dost olan hayatta kalır (23 Nisan 2014 Çarsamba)
- Kitaplar yazarını hatırlatır mı? (19 Nisan 2014 Cumartesi)
- Kulaklarda çınlayan sözler (14 Nisan 2014 Pazartesi)
- Sanat yasaklanır mı? (13 Nisan 2014 Pazar)
- Önce enjektör sonra da serum şişesi (08 Nisan 2014 Salı)
- Sevginin olduğu yerde asla darağacı olmaz (08 Nisan 2014 Salı)
- Dördüncü boyut: Zaman! (05 Nisan 2014 Cumartesi)
- Komedi ile trajedi (03 Nisan 2014 Perşembe)
- Değişim sempatik değildir (02 Nisan 2014 Çarsamba)
- Kazananlar ve kaybedenler (31 Mart 2014 Pazartesi)
- Tanrı'nın ebedi hikmeti (28 Mart 2014 Cuma)
- İnternette servis edilen ses kayıtları (27 Mart 2014 Perşembe)
- Hey basın mensubu, işsiz kal, aşsız kal ama onurlu yaşa (26 Mart 2014 Çarsamba)
- Borçsuz vatandaş kalmasın (25 Mart 2014 Salı)
- Fizikçilerden başkası umursamıyor (23 Mart 2014 Pazar)
- Püf noktası! (18 Mart 2014 Salı)
- Başarısızlık yetimdir (16 Mart 2014 Pazar)
- Günahları sadece Tanrı bilir (15 Mart 2014 Cumartesi)
- En ucuz ve en pahalı arasındaki fark (13 Mart 2014 Perşembe)
- Halkın kâlp gözü açık (07 Mart 2014 Cuma)
- Çekilen onca acıdan sonra neden? (04 Mart 2014 Salı)
- Gerçek sıcak değildir (24 Şubat 2014 Pazartesi)
- Bir daha mutlu olabilecek misiniz? (24 Şubat 2014 Pazartesi)
- Zaman yeni Susurluk skandallarına gebe kalırken.. (20 Şubat 2014 Perşembe)
- Türk basın dükkânlarında harikulâde mallar (15 Şubat 2014 Cumartesi)
- Yalnızlığın dekorları (12 Şubat 2014 Çarsamba)
- Dünyanın mihveri (10 Şubat 2014 Pazartesi)
- Rahat bırakın şu gazetecileri (09 Şubat 2014 Pazar)
- Vardik arası skandallar, yıkıcı beddualar! (08 Şubat 2014 Cumartesi)
- Kutup Geceleri... (06 Şubat 2014 Perşembe)
- Herkes korku içinde yaşıyor! (04 Şubat 2014 Salı)
- Duyguların gizemi... (03 Şubat 2014 Pazartesi)
- Zeus'un oğlu Makedonyalı Büyük İskender (31 Ocak 2014 Cuma)
- İskenderiye kütüphanesi ve Hermetik Mistizm (30 Ocak 2014 Perşembe)
- Gecenin İçinden: Kayıp Atlantis, su ve yaşam! (29 Ocak 2014 Çarsamba)
- Ateşe baca, kitaba hoca, ona bugece bi'koca lazım.. (28 Ocak 2014 Salı)
- İktidar, muhalefet ve polis gazı; hangisini seçersen seç (22 Ocak 2014 Çarsamba)
- Türkiye'nin mizah ustaları (11 Ocak 2014 Cumartesi)
- Devlet vatandaşına kumpas kurmaz (07 Ocak 2014 Salı)
- Hukukçuların evrensel hukuk mücadelesi (05 Ocak 2014 Pazar)
- Yaşam koşulları şimdilik yüzde 30 zamlandı (04 Ocak 2014 Cumartesi)
- Cinayetler bölgesine hoş geldin bebek (01 Ocak 2014 Çarsamba)
- İhtiras demokrasiyi kündeye getirince!... (30 Aralık 2013 Pazartesi)
- Türkiye Allah'a emanet (27 Aralık 2013 Cuma)
- Yalan rüzgârları eserken kanım donar, titrer, üşürüm (26 Aralık 2013 Perşembe)
- Gazete manşetleri (25 Aralık 2013 Çarsamba)
- Hükümeti ıskat etmek! (24 Aralık 2013 Salı)
- Suçüstü hali çok ağır travma yaratır (22 Aralık 2013 Pazar)
- Rüşvetin siyaset mühendisliği olur mu? (20 Aralık 2013 Cuma)
- ''Ben yiyiciyim'' derse... (18 Aralık 2013 Çarsamba)
- Penguenler mi, halk mı? (17 Aralık 2013 Salı)
- Her yeni gün, her yeni insan, yeni bir bulmacadır (17 Aralık 2013 Salı)
- Öldürün veya öldürtün ben de kurtulayım siz de (15 Aralık 2013 Pazar)
- Yoksa biz fuhuş bataklığında mı yaşıyoruz? (15 Aralık 2013 Pazar)
- Kibir, korku ve cüret! (13 Aralık 2013 Cuma)
- Rüşvet, irtikap, yolsuzluk, deprem ve parodi (11 Aralık 2013 Çarsamba)
- Akıl hastanesinde doktor, hapishanede avukat! (08 Aralık 2013 Pazar)
- İki keman, bir kontrbas (07 Aralık 2013 Cumartesi)
- Tarih ve tarif (03 Aralık 2013 Salı)
- Saygı, yapılan işedir; şahsa değil.. (30 Kasım 2013 Cumartesi)
- Hayatın değişik pusulaları var (27 Kasım 2013 Çarsamba)
- Kaderlerinin utancına tasmalı rüşvetçiler (26 Kasım 2013 Salı)
- Yeşilçam'da kadına düşen fiks rol: Fahişelik (25 Kasım 2013 Pazartesi)
- İngiltere Kraliçesi beni öldürtür mü? (21 Kasım 2013 Perşembe)
- Türk Tiyatrosu'ndan bir isim Ahmet Talat Bozok (20 Kasım 2013 Çarsamba)
- Erdoğan, doğru söylüyor (19 Kasım 2013 Salı)
- Asya'da zalimler sevilir (18 Kasım 2013 Pazartesi)
- Marka tercihi kolay, çağı anlamak zor (17 Kasım 2013 Pazar)
- Öncüler hep yanarak can verdiler (15 Kasım 2013 Cuma)
- Sigaraya hayır, esrar ve hapa devam! (14 Kasım 2013 Perşembe)
- Sayın Apo, gavat vatandaş! (11 Kasım 2013 Pazartesi)
- Pizzacılar, hamburgerciler lütfen insafa gelin, insafa... (10 Kasım 2013 Pazar)
- Nişantaşı'nda hırsızın girmediği tek bir ev kaldı (08 Kasım 2013 Cuma)
- Halk sadece dramı alkışlar (05 Kasım 2013 Salı)
- Fazıl Say’ın hiç bilmediği (04 Kasım 2013 Pazartesi)
- Bir kobay adı: Elvis Presley (30 Ekim 2013 Çarsamba)
- Ölüm belki de... (28 Ekim 2013 Pazartesi)
- Kritik tarih: 2014 Ağustos! (26 Ekim 2013 Cumartesi)
- Aynaya bakabilir misiniz? (23 Ekim 2013 Çarsamba)
- Cevap verilemeyen bir soru: Lieserl'e ne oldu? (22 Ekim 2013 Salı)
- Geleceği beklemek! (20 Ekim 2013 Pazar)
- ABD'nin nefret ettiği adam: Charlie Chaplin (18 Ekim 2013 Cuma)
- Üstat Ara Güler'e geç kalmış bir teşekkür (16 Ekim 2013 Çarsamba)
- ''Hayatın olağan akışı'' nedir, ne değildir? (14 Ekim 2013 Pazartesi)
- Victor Hugo'nun fakirlere bağış bütçesi! (13 Ekim 2013 Pazar)
- Generaller, darbe ve piyano... (10 Ekim 2013 Perşembe)
- Çıkar ortaklığı ve piyano (08 Ekim 2013 Salı)
- Kitap, piyano, tablo ve şiddet (05 Ekim 2013 Cumartesi)
- Türküm, doğruyum, çalışkanım.. (03 Ekim 2013 Perşembe)
- Mezarlıklar ''yeşil alan'' olarak kalırken... (01 Ekim 2013 Salı)
- Adamın birine gazete yaptım, adını ''gasteci'' koydu! (29 Eylül 2013 Pazar)
- Yeryüzü tanrılarından sakının (27 Eylül 2013 Cuma)
- Deve yüküyle götürüp deli gömleği ile yaşamak! (25 Eylül 2013 Çarsamba)
- Cenazeden cenazeye... (24 Eylül 2013 Salı)
- Apartmanda dehşet gecesi! (22 Eylül 2013 Pazar)
- Cengiz Han Afrika'da doğmuş olaydı (21 Eylül 2013 Cumartesi)
- Medya kimin sözcüsü? (18 Eylül 2013 Çarsamba)
- Gençlik lokomotif, muhalefet vagon! (15 Eylül 2013 Pazar)
- Uzay'da ilk tecavüz! (12 Eylül 2013 Perşembe)
- Demokrasi göz çıkartır mı? (10 Eylül 2013 Salı)
- İstanbul nere, Tokyo nire... (08 Eylül 2013 Pazar)
- Deprem değil savaş! (07 Eylül 2013 Cumartesi)
- Güneş başka coğrafyalara göç ederken (05 Eylül 2013 Perşembe)
- Akıl özgürlüğü (30 Eylül 2012 Pazar)
- İnsanlığın umudu gelecek yüzyıllara taşındı (29 Eylül 2012 Cumartesi)
- Dün ve bugün (28 Eylül 2012 Cuma)
- Sanat ve kapital el değiştirken aman dikkat! (23 Eylül 2012 Pazar)
- Yaşamı hadım etmenin en kolay yolu (21 Eylül 2012 Cuma)
- Alaycılık, kolaycılık ve kahrın topuzu (18 Eylül 2012 Salı)
- Böyle var olmanın canı cehenneme (16 Eylül 2012 Pazar)
- Siz, acaba normal misiniz? (14 Eylül 2012 Cuma)
- Dar ufuklarda kanat çırpmak (12 Eylül 2012 Çarsamba)
- Türkiye değişiyor ama insan yazgıları hiç değişmiyor! (11 Eylül 2012 Salı)
- Şu bizim İzak var ya İzak... (09 Eylül 2012 Pazar)
- Maçka ve Nişantaşı tinercilere, dağlar Berberoğlu'na emanet (03 Eylül 2012 Pazartesi)
- 18 yaşında ehliyetle ölüme, kredi kartıyla borçlanmaya koşmak... (01 Eylül 2012 Cumartesi)
- Yüreklere kezzap damlarken (21 Ağustos 2012 Salı)
- Milletvekili mi, teröristvekili mi? (20 Ağustos 2012 Pazartesi)
- Kitap mı, Facebook mu? (19 Ağustos 2012 Pazar)
- 16 Yüzyıl'ın Türk masalı (17 Ağustos 2012 Cuma)
- Kor ateş üzerindeki düşünceler (12 Ağustos 2012 Pazar)
- Tatil ve beton labirenler (10 Ağustos 2012 Cuma)
- Kentler yıkılırken (10 Ağustos 2012 Cuma)
- Korkudan çok daha güçlü olan (05 Ağustos 2012 Pazar)
- Alemlere akalım (04 Ağustos 2012 Cumartesi)
- Plastik kadınlar ve kutsal aile (03 Ağustos 2012 Cuma)
- Ozanlar ve gerçekler (28 Temmuz 2012 Cumartesi)
- Boşanmak hiç sorun değil! (28 Temmuz 2012 Cumartesi)
- Rezalet var, sorumlusu yok! (26 Temmuz 2012 Perşembe)
- Sıcak havada sıcak olaylar (18 Temmuz 2012 Çarsamba)
- Korku, dehşet, dram ve gerilim (15 Temmuz 2012 Pazar)
- Dar kalıplar, sığ dünyalar, tek seçenek ve kader (14 Temmuz 2012 Cumartesi)
- Sakın gazeteci olduğunu söyleme (12 Temmuz 2012 Perşembe)
- Gözlerim bağlıydı ve çırılçıplaktım (08 Temmuz 2012 Pazar)
- Hamam Böceği ve insan (07 Temmuz 2012 Cumartesi)
- Kasım Uçkan'ın başına gelenler (05 Temmuz 2012 Perşembe)
- Zaman (29 Haziran 2012 Cuma)
- Şarlatan olabilirsiniz (23 Haziran 2012 Cumartesi)
- Keramet... Komik... (16 Haziran 2012 Cumartesi)
- Amazonlar asla ağlamaz! (10 Haziran 2012 Pazar)
- Statüko ve özgürlük (05 Haziran 2012 Salı)
- Kuru Kafa ve Kemikler (03 Haziran 2012 Pazar)
- Cimriden Tanrı'ya sığınırım (27 Mayıs 2012 Pazar)
- Eğer hırsızın sütü bozuk değilse (20 Mayıs 2012 Pazar)
- Kanuni Sultan Süleyman ve Babur Mirza Han (22 Nisan 2012 Pazar)
- ''Madem sevmeyecektin, beni neden yarattın?'' (18 Nisan 2012 Çarsamba)
- Ayçekirdeği oyalar ama doyurmaz (18 Nisan 2012 Çarsamba)
- İşkencecilerin çocukları soyadlarını değiştirecek (mi?) (14 Nisan 2012 Cumartesi)
- ABD'nin gerçek sahipleri Tatarlar (07 Nisan 2012 Cumartesi)
- Borç imparatorluğu (31 Mart 2012 Cumartesi)
- Alev alev bir heyecan ki.. (25 Mart 2012 Pazar)
- Umutlar ile hüsranların dansı (18 Mart 2012 Pazar)
- İnadım inat!... (17 Mart 2012 Cumartesi)
- Sanatçı ve halk (11 Mart 2012 Pazar)
- Okurun çarpık beklentileri ve medya (26 Şubat 2012 Pazar)
- Kime ne... (18 Şubat 2012 Cumartesi)
- Ben giderken siz dönüyordunuz ve elleriniz kanlıydı (12 Şubat 2012 Pazar)
- Ezenler, ezilenler ve sadizm! (04 Şubat 2012 Cumartesi)
- Anchorman'ler ve soytarılar (24 Ocak 2012 Salı)
- Asala suikastleri (23 Ocak 2012 Pazartesi)
- Dünya karmakarışık peki ya sen! (22 Ocak 2012 Pazar)
- Efsane komedyen, aşk, akıl ve kahya.. (20 Ocak 2012 Cuma)
- Çelişkiler cenneti Türkiye! (15 Ocak 2012 Pazar)
- TSK'nın asli görevi (!) (08 Ocak 2012 Pazar)
- Şeytan ruhumuzu çalıyor (07 Ocak 2012 Cumartesi)
- Umudun yeni adı: 2012 (01 Ocak 2012 Pazar)
- Daru'l Kütüb'ü İbni Sina yaktırmıştı (29 Aralık 2011 Perşembe)
- Gecenin fotoğrafı (14 Aralık 2011 Çarsamba)
- Roma, barbarlar ve para (07 Aralık 2011 Çarsamba)
- CHP'nin geleceği Mustafa Sarıgül... (05 Aralık 2011 Pazartesi)
- Zavallı şaşkınlar (03 Aralık 2011 Cumartesi)
- Hayatı anlamanın en kısa yolu (28 Kasım 2011 Pazartesi)
- Bazıları şerefsiz yaşar (25 Kasım 2011 Cuma)
- Duygu ve düşünce labirentlerinden çıkış yok! (23 Kasım 2011 Çarsamba)
- Dünya hali bir yana aşk bir yana (22 Kasım 2011 Salı)
- En ağır iki yük (17 Kasım 2011 Perşembe)
- Türkiye olgunlaşacak (12 Kasım 2011 Cumartesi)
- Ten kudurganlığının adı: AŞK! (09 Kasım 2011 Çarsamba)
- Hayatınız için bir şey ısmarlarken (06 Kasım 2011 Pazar)
- Bayramınız kutlu olsun (06 Kasım 2011 Pazar)
- Terör kanla beslenirken vatandaş ağlıyor (19 Ekim 2011 Çarsamba)
- İnsanlık nehri ne yöne akıyor? (14 Ekim 2011 Cuma)
- Aşk ve yaşam randevu vermez (10 Ekim 2011 Pazartesi)
- Eşzamanlı yaşamlar (07 Ekim 2011 Cuma)
- Zaman kırık kalpleri ütüler (mi?) (30 Eylül 2011 Cuma)
- Evrensel değişime karşı işemek! (28 Eylül 2011 Çarsamba)
- Yanıtsız kalan on soruda devlet (27 Eylül 2011 Salı)
- Kasaba kurnazları (23 Eylül 2011 Cuma)
- Lanetleyenler ve lanetlenenler aynı karede! (21 Eylül 2011 Çarsamba)
- Bu Dünya yetişkinlere kalmaz (20 Eylül 2011 Salı)
- Düşünce ayrılıkları ve ortak değerler (11 Eylül 2011 Pazar)
- Ölseler bile sözü geçenler (09 Eylül 2011 Cuma)
- Korkak gazeteciler (07 Eylül 2011 Çarsamba)
- Gülen ve ağlayan filozoflar (06 Eylül 2011 Salı)
- Derin Dünya'nın küçük devleti İsrail dikleniyor (04 Eylül 2011 Pazar)
- Yakın Doğu ve Türkiye (02 Eylül 2011 Cuma)
- Bayram dediğin nedir ki? (30 Ağustos 2011 Salı)
- Aydınlat bizi paşam (29 Ağustos 2011 Pazartesi)
- Paşalığı istifa ile takas eden adam (28 Ağustos 2011 Pazar)
- Kepazelik hamaset çuvalına sığmıyor! (26 Ağustos 2011 Cuma)
- Hamam böceği ve insan (25 Ağustos 2011 Perşembe)
- Güle güle diktatör, hoş geldin bombalı demokrasi! (23 Ağustos 2011 Salı)
- Aziz Nesin gazetecileri çok fena işletmiş! (21 Ağustos 2011 Pazar)
- Ben yazmasam... (18 Ağustos 2011 Perşembe)
- Rockçı Teoman'ın cesur kararı (11 Ağustos 2011 Perşembe)
- Garantili soygun (09 Ağustos 2011 Salı)
- Herkes herkese düşman! (02 Ağustos 2011 Salı)
- Şeytan gözünüzün birisini isterse (31 Temmuz 2011 Pazar)
- Hayatı kim akort ediyor? (29 Temmuz 2011 Cuma)
- Bedensel hazlar ruhsal günahlar (28 Temmuz 2011 Perşembe)
- Namusun da sırrı var (26 Temmuz 2011 Salı)
- Galata, Tünel, Tarlabaşı ve aşk (24 Temmuz 2011 Pazar)
- Beyoğlu, apart oteller ve mini şortlu hanımlar (23 Temmuz 2011 Cumartesi)
- Parayla değil; sırayla (18 Temmuz 2011 Pazartesi)
- Türk yazarlar (16 Temmuz 2011 Cumartesi)
- Şehitler ve Beraat Kandili (15 Temmuz 2011 Cuma)
- Her eve bilgisayar (15 Temmuz 2011 Cuma)
- Akıl ve cesaret (13 Temmuz 2011 Çarsamba)
- Hükümet çalışıyor siz yan gelip yatın (12 Temmuz 2011 Salı)
- Kafir yalanları (11 Temmuz 2011 Pazartesi)
- Kirlenin başka şansınız yok! (10 Temmuz 2011 Pazar)
- Yorgun hafızadan karışık bir öykü (07 Temmuz 2011 Perşembe)
- Yapım şirketleri ve kirli işler (03 Temmuz 2011 Pazar)
- Beleşe giden starın acı intikamı (29 Haziran 2011 Çarsamba)
- Miraç Kandili'niz mübarek olsun (28 Haziran 2011 Salı)
- Basın rotatiften dijitale geçerken (25 Haziran 2011 Cumartesi)
- Yaşam modelleri ve büyük felaket (23 Haziran 2011 Perşembe)
- Ertuğrul Özkök helallik alabilir mi? (21 Haziran 2011 Salı)
- Nasıl can verdiler? (20 Haziran 2011 Pazartesi)
- Kılıçdaroğlu dişlerini kaybetti (17 Haziran 2011 Cuma)
- Paralar betona gömülürken (15 Haziran 2011 Çarsamba)
- Beklenen sonuç gerçekleşti (13 Haziran 2011 Pazartesi)
- Bir Haziran sabahı (11 Haziran 2011 Cumartesi)
- Trajikomik bir roman kahramanı (10 Haziran 2011 Cuma)
- Swinger rezaletleri (06 Haziran 2011 Pazartesi)
- Türk basınının sırrı (05 Haziran 2011 Pazar)
- Keşkül'ün bilinmeyen öyküsü (02 Haziran 2011 Perşembe)
- Halkın özgür iradesi (01 Haziran 2011 Çarsamba)
- Vatandaş: "İnadına MHP" diyor.. (31 Mayıs 2011 Salı)
- Sümerler, Flamenko, Mayonez ve Barbaros (30 Mayıs 2011 Pazartesi)
- Domino, Dama, Tavla ve Satranç (29 Mayıs 2011 Pazar)
- Hiç kimsenin yazmadığı (28 Mayıs 2011 Cumartesi)
- Eskimoların hiçbir şeyden haberi olmaz (26 Mayıs 2011 Perşembe)
- Genç anne adaylarının içten duaları (25 Mayıs 2011 Çarsamba)
- Yatak odanızda sakın bir şey yapmayın (22 Mayıs 2011 Pazar)
- Panama Kanalı ve Kanal İstanbul (15 Mayıs 2011 Pazar)
- Her başarılı insan HEDEF! (10 Mayıs 2011 Salı)
- Anneler, çocuklar ve öteki hayatlar (08 Mayıs 2011 Pazar)
- Heron Zümrüdü Anka kuşu değildir (06 Mayıs 2011 Cuma)
- Usame Bin Ladin ve Ahmedinejad (05 Mayıs 2011 Perşembe)
- Silahsız teröristi yargısız infaz etme hakkı (03 Mayıs 2011 Salı)
- Doğu'da Türk Batı'da Kürt! (30 Nisan 2011 Cumartesi)
- Milet'li Tales (30 Nisan 2011 Cumartesi)
- Tekir ve hayat (29 Nisan 2011 Cuma)
- Ayıp ettiniz Kemal Bey (27 Nisan 2011 Çarsamba)
- Gün gelir heykeller sökülür (26 Nisan 2011 Salı)
- Şekerleme (24 Nisan 2011 Pazar)
- İnsanlık öldü, Bedri Baykam kurtuldu (21 Nisan 2011 Perşembe)
- Demokrasi bunun neresinde? (19 Nisan 2011 Salı)
- Kredi kartı felaketi (17 Nisan 2011 Pazar)
- Yalansız aynalar (13 Nisan 2011 Çarsamba)
- Hazır aklıma gelmişken... (11 Nisan 2011 Pazartesi)
- Radyasyon, deprem ve demokrasi (11 Nisan 2011 Pazartesi)
- Ben, yaşlanırken... (10 Nisan 2011 Pazar)
- Eşcinsel milletvekili (07 Nisan 2011 Perşembe)
- Cinayetler ve aşklar (03 Nisan 2011 Pazar)
- Güçlü yaşatmaz, öldürür... (02 Nisan 2011 Cumartesi)
- Batı ile İslam, bilim ve kapital (01 Nisan 2011 Cuma)
- Dokunan yanar (!) (31 Mart 2011 Perşembe)
- Gücünden emin adam (28 Mart 2011 Pazartesi)
- Bombalı demokrasi (24 Mart 2011 Perşembe)
- Hak ve özgürlük (23 Mart 2011 Çarsamba)
- Milletvekili kötü örnek olursa (22 Mart 2011 Salı)
- Bedevi çadırındaki Sarkozy (21 Mart 2011 Pazartesi)
- Global savaş aygıtı, fakir Libya halkı (19 Mart 2011 Cumartesi)
- Endişeler ve ümitler (19 Mart 2011 Cumartesi)
- Dalkavuk, kime dalkavukluk yapar? (19 Mart 2011 Cumartesi)
- Hayatın ritmi bozulmasın! (17 Mart 2011 Perşembe)
- Kimse üzerine alınmasın (15 Mart 2011 Salı)
- Gazeteciler plazalarda oksijensiz kalınca (13 Mart 2011 Pazar)
- Pınar Çekirge (12 Mart 2011 Cumartesi)
- Şu goygoycu dedikleri.. (09 Mart 2011 Çarsamba)
- Gazeteci ve haber kaynakları (07 Mart 2011 Pazartesi)
- Silivri'yi bir de benden öğrenin (06 Mart 2011 Pazar)
- Her eve lazımlık! (05 Mart 2011 Cumartesi)
- Ölümden öte yol var mı? (01 Mart 2011 Salı)
- Muammer Ebu Minyar El Kaddafi (20 Şubat 2011 Pazar)
- Onlar, henüz kumda oynarken (19 Şubat 2011 Cumartesi)
- Mısırlı'ya mal, Yemenli'ye can.. (12 Şubat 2011 Cumartesi)
- Menfaat kavşağı (11 Şubat 2011 Cuma)
- Dar zamanda kısa bir öykü (08 Şubat 2011 Salı)
- Çanlar kimin için çalıyor? (05 Şubat 2011 Cumartesi)
- Ölümsüz dostluklar (04 Şubat 2011 Cuma)
- Hüsnü Mübarek'in amacı (02 Şubat 2011 Çarsamba)
- ''Yoksul ve demokratik'' rejimler (30 Ocak 2011 Pazar)
- Tarih ve köleler (29 Ocak 2011 Cumartesi)
- Halkalı Ziraat Okulu, ne iş! (27 Ocak 2011 Perşembe)
- Yeter artık.. (25 Ocak 2011 Salı)
- Medya kıralın soytarısı olamıyor (21 Ocak 2011 Cuma)
- Fas, Mısır ve Libya... (19 Ocak 2011 Çarsamba)
- Roman tadında.. (12 Ocak 2011 Çarsamba)
- ''Beni kestanelerimi yedikten sonra boğun'' (11 Ocak 2011 Salı)
- Arzulayın (07 Ocak 2011 Cuma)
- Hizbullah'ın bayram günü (05 Ocak 2011 Çarsamba)
- Basın kartı kredi kartı değildir (05 Ocak 2011 Çarsamba)
- Kazanacak bütün seçimleri (04 Ocak 2011 Salı)
- Kafa açan edebiyatçı (01 Ocak 2011 Cumartesi)
- 2011 umut yılı (01 Ocak 2011 Cumartesi)
- Kimler inanıyor? (30 Aralık 2010 Perşembe)
- Fehmi Koru'ya davet (28 Aralık 2010 Salı)
- Kapılarda kıtmir olmak! (27 Aralık 2010 Pazartesi)
- Azazil (26 Aralık 2010 Pazar)
- Özel bir yeni yıl! (23 Aralık 2010 Perşembe)
- Kurumlar zombileşir mi? (22 Aralık 2010 Çarsamba)
- Ana haber bültenleri (21 Aralık 2010 Salı)
- Çiçero ve Normandiya Çıkarması (21 Aralık 2010 Salı)
- Endülüs, ABD ve 2. Dünya Savaşı (15 Aralık 2010 Çarsamba)
- Siyasetçiler roman konusu (11 Aralık 2010 Cumartesi)
- Çıkrık yok olurken (08 Aralık 2010 Çarsamba)
- Kapitalizm ve yeni düzen (06 Aralık 2010 Pazartesi)
- Hayat, ''Geliyorum'' demez! (05 Aralık 2010 Pazar)
- Başbakana sahip çıkamayan medya! (01 Aralık 2010 Çarsamba)
- Savaşın rengi WikiLeaks (30 Kasım 2010 Salı)
- Rus Ruleti (26 Kasım 2010 Cuma)
- Ergenekon Köylü ve İşçi Partisi (21 Kasım 2010 Pazar)
- Dünya değişirken.. (20 Kasım 2010 Cumartesi)
- Kanlı Bayram (17 Kasım 2010 Çarsamba)
- Sayın Ertuğrul Özkök (13 Kasım 2010 Cumartesi)
- Öyle çabuk geçer ki hayat! (12 Kasım 2010 Cuma)
- Yaralı demokrasi ve sansür (06 Kasım 2010 Cumartesi)
- CHP tek parça (04 Kasım 2010 Perşembe)
- Gazeteciler kapıkulu değildir (02 Kasım 2010 Salı)
- Oktay Ekşi kendisini tasfiye ederken.. (30 Ekim 2010 Cumartesi)
- Gazeteler ne yazarsa yazsın (28 Ekim 2010 Perşembe)
- Kod adı: Çiçero (26 Ekim 2010 Salı)
- Roma, barbarlar ve para! (12 Ekim 2010 Salı)
- B'nai B'rith (Ahid Çocukları) (10 Ekim 2010 Pazar)
- Paris, Babil ve Kudüs! (07 Ekim 2010 Perşembe)
- Daru’l Kütüb'ü İbn-i Sina yaktırmıştı (06 Ekim 2010 Çarsamba)
- Gecenin fotoğrafı (04 Ekim 2010 Pazartesi)
- Gazete patronları, Beyoğlu muhabirleri (04 Ekim 2010 Pazartesi)
- Adem ile Havva'dan kalan... (29 Eylül 2010 Çarsamba)
- Hayatı ıskalayanlara aldırmayın (28 Eylül 2010 Salı)
- Tahammülsüzler ülkesi Türkiye (24 Eylül 2010 Cuma)
- Kleopatra, efsaneler, dedikodular ve gerçekler (21 Eylül 2010 Salı)
- Korkmayın Türkiye bölünmez (20 Eylül 2010 Pazartesi)
- Yıldızlar parıldarken gökyüzünde (19 Eylül 2010 Pazar)
- En çok çalışan (15 Eylül 2010 Çarsamba)
- Halk oylaması 2010 (14 Eylül 2010 Salı)
- Bırakın artık şu inadı da aynaya bir bakın (13 Eylül 2010 Pazartesi)
- Hanefi Avcı'nın yalanları (11 Eylül 2010 Cumartesi)
- En güzel bayram hediyesi (10 Eylül 2010 Cuma)
- İstanbul'un oluşumu (06 Eylül 2010 Pazartesi)
- Güç ve Hak (05 Eylül 2010 Pazar)
- Kalbiniz, duygularınız ve ruhunuz (04 Eylül 2010 Cumartesi)
- Ve insan yalanı yarattı (03 Eylül 2010 Cuma)
- Sosyal devlet olsaydı eğer (31 Ağustos 2010 Salı)
- Haliç'te Simon olmak! (27 Ağustos 2010 Cuma)
- Gizli servis memurları neden kitap yazarlar? (26 Ağustos 2010 Perşembe)
- Demokrasi gelecek derken (25 Ağustos 2010 Çarsamba)
- Anlamak (25 Ağustos 2010 Çarsamba)
- Kolay gelsin... (24 Ağustos 2010 Salı)
- Engizisyon (24 Ağustos 2010 Salı)
- Mehmet Şevki Eygi! (23 Ağustos 2010 Pazartesi)
- Köşeye sıkıştırmak (21 Ağustos 2010 Cumartesi)
- Fay hattı (20 Ağustos 2010 Cuma)
- Basın şövalyesi (18 Ağustos 2010 Çarsamba)
- Maniheizm ve kitapların savaşı (16 Ağustos 2010 Pazartesi)
- Yalnızlık, Robinson ve bilgi (14 Ağustos 2010 Cumartesi)
- Oyunlar, kurallar, roller ve hayatlar (12 Ağustos 2010 Perşembe)
- Partiler var halk yok! (10 Ağustos 2010 Salı)
- İnsan insanı unutmaz (10 Ağustos 2010 Salı)
- İnancı olmayanın vicdanı olmuyor (09 Ağustos 2010 Pazartesi)
- Herşey değişir ümit asla (08 Ağustos 2010 Pazar)
- Tık reklam! (07 Ağustos 2010 Cumartesi)
- Ankara'nın kravatlı oligarşik çeteleri (05 Ağustos 2010 Perşembe)
- OHAL Valileri konuşun (03 Ağustos 2010 Salı)
- Kitap ve okuyucu (02 Ağustos 2010 Pazartesi)
- Wikileaks ve TARAF (31 Temmuz 2010 Cumartesi)
- Girişim özgürlüğü ve adil paylaşım (29 Temmuz 2010 Perşembe)
- 1860 / 1895... (26 Temmuz 2010 Pazartesi)
- İstihdam yaratmayan büyüme (25 Temmuz 2010 Pazar)
- Deprem! (20 Temmuz 2010 Salı)
- AK Parti tam gaz! (13 Temmuz 2010 Salı)
- Elit Nişantaşı ve havuzdaki donsuz çocuklar (07 Temmuz 2010 Çarsamba)
- Efendilere az gelir, vatandaş okusa da anlamaz (04 Temmuz 2010 Pazar)
- Gerçek, asla isteksiz bir zihne girmez (24 Haziran 2010 Perşembe)
- İlhan Selçuk bizlere ne öğretti? (22 Haziran 2010 Salı)
- Erdoğan bunu da yaptı, lütfen not ediniz.. (21 Haziran 2010 Pazartesi)
- Türk basını nasıl kurtulur? (18 Haziran 2010 Cuma)
- İsrail Kennedy'i hiç sevmemişti (16 Haziran 2010 Çarsamba)
- Mutsuz aşklar... (15 Haziran 2010 Salı)
- Sanatçı (14 Haziran 2010 Pazartesi)
- Internet medyası pusulayı şaşırmış! (13 Haziran 2010 Pazar)
- Afyon yolundan enerji koridoruna (10 Haziran 2010 Perşembe)
- Farkına varmasanız da Dünya değişti (09 Haziran 2010 Çarsamba)
- Olmadı Sayın Başbakan (06 Haziran 2010 Pazar)
- "Rotamız Filistin yükümüz insani yardım" (04 Haziran 2010 Cuma)
- Hesabı kim ödeyecek? (02 Haziran 2010 Çarsamba)
- Sap ve Saman (02 Haziran 2010 Çarsamba)
- İsrail'e son nefesinde kim su verecek? (01 Haziran 2010 Salı)
- Kırık dökük dostluklar ve çatlak duvarlar... (30 Mayıs 2010 Pazar)
- İslâm nedir? (29 Mayıs 2010 Cumartesi)
- Gazeteciliği bırakın HUSTLER'a soyunun (26 Mayıs 2010 Çarsamba)
- CHP ve değişim arzusu (24 Mayıs 2010 Pazartesi)
- Türk dünyasında petrol dansı (22 Mayıs 2010 Cumartesi)
- Duyguların gizemi (21 Mayıs 2010 Cuma)
- Dengenin kodları (16 Mayıs 2010 Pazar)
- Kim gazetecilik yapabilir? (14 Mayıs 2010 Cuma)
- Çanlar kimin için çalıyor? (13 Mayıs 2010 Perşembe)
- Haysiyyet cellatları bulunsun (10 Mayıs 2010 Pazartesi)
- Alçaklık Vakti kimlerin siparişi? (08 Mayıs 2010 Cumartesi)
- Amerika'nın gerçek sahipleri (07 Mayıs 2010 Cuma)
- Mütareke Basını (03 Mayıs 2010 Pazartesi)
- Yerküre ve yaşam (27 Nisan 2010 Salı)
- Dansöz gazeteci ! (24 Nisan 2010 Cumartesi)
- Su ve ruh (23 Nisan 2010 Cuma)
- Sanal Dünya gerçekleri (21 Nisan 2010 Çarsamba)
- MAFİA aileye dokunmaz mı? (19 Nisan 2010 Pazartesi)
- İstanbul'un oluşumu (16 Nisan 2010 Cuma)
- Anayasa mı, feodal yapı mı? (12 Nisan 2010 Pazartesi)
- Türkiye'nin eş zamanlı iki zengini (09 Nisan 2010 Cuma)
- Kleopatra, efsaneler, dedikodular ve gerçekler (06 Nisan 2010 Salı)
- Gladio (04 Nisan 2010 Pazar)
- Artık yazmıyorlar (31 Mart 2010 Çarsamba)
- Konuşmayı unuttuk (30 Mart 2010 Salı)
- Nazlı Ilıcak! (21 Mart 2010 Pazar)
- Korsan kitaba destek var! (14 Mart 2010 Pazar)
- Ölümü özlemek (13 Mart 2010 Cumartesi)
- Manşet (11 Mart 2010 Perşembe)
- Hayatsız kadınlar! (08 Mart 2010 Pazartesi)
- Haber Dükkanı (!) (04 Mart 2010 Perşembe)
- Türkiye'nin en önemli sorunu (02 Mart 2010 Salı)
- Medya'dan istenen nedir? (26 Şubat 2010 Cuma)
- Okuyunuz (24 Şubat 2010 Çarsamba)
- Eğer devlet isterse... (20 Şubat 2010 Cumartesi)
- Nasıl bir toplumuz? (12 Şubat 2010 Cuma)
- Zeus'un oğlu (07 Şubat 2010 Pazar)
- Hedef (06 Şubat 2010 Cumartesi)
- Seni sevemedim (03 Şubat 2010 Çarsamba)
- Savaş tarihinin özeti (31 Ocak 2010 Pazar)
- İskenderiye kütüphanesi ve Hermetik mistizm (28 Ocak 2010 Perşembe)
- Gerçekler ve saf gazeteciler (27 Ocak 2010 Çarsamba)
- Medyanın ünlü kalemleri “Sazan” mı? (26 Ocak 2010 Salı)
- İnsanı dostları değil, düşmanları onurlandırır. (24 Ocak 2010 Pazar)
- Plüralizm!... (24 Ocak 2010 Pazar)
- Ve insan yalanı yarattı... (20 Ocak 2010 Çarsamba)
- Şeytan ruhumuzu çalıyor (17 Ocak 2010 Pazar)
- Yeniden merhaba... (12 Ocak 2010 Salı)