
< YAZIyorum >
Hipnoz'a devam, eğer hipnoz da yetmez ise bu kez dayarlar narkozu adama.. "Yalan Rüzgarı" dizisini bile solladı, mantığın sınırını ise çoktan aştı zaten olay..
Ünlü sinema yönetmeni Michael Moore'un, başyapıtlarından "Fahrenheit 9/11" filmiyle ortaya koyduğu, sis perdesi ardında kalmış somut soruları açıkça sorduğu ve bazı kanıtlara ulaştığı düşünülecek olursa oyun açık..
Belgesel ağırlıklı bu yapımda vurgulanan gerçekler, tüm akıldışılığı ve çelişkileriyle ortaya konulan ard niyeti işaret etmiş, dolayısıyla aklı fikri yerinde ve sağlıklı çalışan, sağdusuyuyla hareket eden kitlelerce kabul görmüştü..
Kimler oltaya gelip, zokayı yemişti?
Basit; akıldışılığı, bir ton mantık dışılığı asla sorgulayamayan, sürü psikolojisiyle, yanı sıra kokmaz-bulaşmaz bir sıradanlığı benimsemiş, ne yazıktır ki, tamamen uyuşturulmuş 'aklı kıt' kitlelerin ikna edilip, kabul edebilir kılınması durumudur bu..!
11 Eylül'ün gerçek, olağandışı bir terörist saldırı değil, resmen önceden yazılıp çizilmiş senaryo, o dönemin atari teknojisiyle ön testten bile geçirilmiş, temelinde bir illüzyon hâli oluşturulduğu ve ardından da yoğun manüpülasyona dayalı olduğu daha bir gerçeklik kazandı dün sabaha karşı erken saatlerde..
Usame Bin Ladin bombalanarak öldürüldü..
- Yapma yaa_?? Harbiden mi??
- İşte öyle, biz bi açıklamada bulunalım da, artık sana kalmış, sen yerseeenn..!!
- Sahi.. El kaide diye bir örgüt var mıydı?
- Hazretlerin, çizgi filmin ya da internet oyununun kötü karakteri gibi lanse ettiği, hani gündüz insan, gece Kurt Adam misâli..
- Dr. Jeykıl mıydı ki bu, imha ettin ve bitti, gitti be usta?
Kıllandırmayın adamı yahu... Hani ayıptır, ortalama insanoğlu zekâsıyla bile resmen ve hileyle dalga geçmektir bu..
Kendi kendine yarattığı hayâli bir terörist liderini, yine kendi başına yoketmesi prosedürü dahi sanal..
Yeryüzünün tek egemeninin alışagelmiş o Hollywood yapımı yavanlığındaki, uyduruk, zavallı, bir avantür film düzeneği..
Kapalı gişe oynatma kaygısını bile taşımadan, ancak filmlerini yeryüzünün tüm iletişim araçlarını kullanarak , yaşamında yazılı matbuata dair hiçbir bir haltı okumayan, dolayısıyla da gerçekleri kavrayamayan, boğazına kadar sorunlarına batıp boğulmuş, duyduğu herşeye inananlara rutin haber servisi..
Besbelli, adamlar yazarken senaryolarını, kendi aralarında demekteler ki, "yalandan kim ölmüş..?"
Manüpülasyonun zirve yaptığı, yeni yeni çıkarlar için akıllara zarar bir takım hesapların peşinde koşulduğu çok belli bir operasyonun geçmiştekilere oranla çok amatörce yapıldığı ise çok net..!!
**
Aslında dünyalılar olarak çok tuhaf, çok da muğlak, acayip bir süreçten geçiyoruz, dostlar.
Doğu Almanya'yı batısından ayıran demirperdenin yıkılmasıyla sona eren soğuk savaş dönemi yıllarının ardından dünyada söz sahibi küresel güçler tarafından (enerji kaynakları başta olmak üzere) çıkar odaklı bir takım seri hamleler, açık gizli harekâtlar geliştirilmişti..
Ancak şu son aşamadaki şaibeli operasyonlar, tarihin ve şimdiye dek gördüklerimizin en acemice yapılanları..
Artık entrikada sınır tanımıyor, en önemlisi bu konuda bir ustalık, bir incelik olsun, bunu bile sergilemeye gerek duymuyorlar olsa gerek..
Bir gün arayla çok önemli, iki kritik hedefi bertaraf etme girişimi bunun en karakteristik göstergesi değil midir?
Önce Kaddafi'nin konutunu bombalayıp küçük oğlu ve torunlarını öldürdükten sonra hemen ertesi günü Bin Ladin'i bombalayıp cesedini bile denize atarak ortadan kaldırdıklarını açıklamak, başka neyle açıklanabilir?
"Tesadüfün böylesi işte, "hatta tesadüfün burun deliği, denk geldi de böyle oldu" diyerek mi?
Kafadan akla gelen ilk soru; "bu adam sanal değil ise 10 yıldır dünyayı uzaydan hücrelerine kadar izleyen bir süper güç, neden yakalayamadı?
Ya da tersinden soralım; "şimdi sırada ne var ki, ne için gerekti ki, 10 yıl sonra yakalayıp kimseye çaktırmadan yok ettiğinizi iddia etmektesiniz?"
Can çekiştiği gizlenen kapitalist sisteminin sürdürülebilir olması, uluslar arası sömürünün bâki kalması için yapılması gerekli herşeyi mübah sayıp, her tür kirli senaryoya imza attılar..
Soğuk savaş döneminde, emperyalizmin hedefindeki ana düşmanı belliydi; Komünizm.. Açık açık cadı avına çıktıklarında, içlerindeki sendikal hareketleri durdurmak ve sömürdükleri kendi toplumları dahil, gelişmekte olan tüm ulusları sıkı kontrolleri altında tutmaktı amaçları..
Kendi çıkar düzeneklerinin dışında diğer yönetimlere, özellikle sosyalist rejime asla tahammül göstermemekteydi küresel güç..
Bugün ise ulaşılan son noktadaki, dünyanın şu abuk subukluk hâli, aleni olarak ortada..
Son stratejileri artık gizli saklı, öyle sır bile değil..
Etnik kökenleri ve dini mezhepleri farklı komşu ülkeleri ya da ulusları kendi içerisinde birbirine düşürmekteler..!!
Zira bu taktik, zaten bir klasik..
Bizzat kendi icatları olan 'BÖL&YÖNET stratejisi, her daim adamların ekmeğine yağ sürdü..
Ortadoğu'daki sınırları beğenmeyip değiştirmeyi aklına koyan kapitalist egemen güçler, önümüzdeki günlerde kaşıya kaşıya 'cılk yara' haline getirdikleri Şii- Sünni çatışmasını çıkarabilirler..
Dilerim ki, bu öngörümde yanılırım, ancak birçok gerekçesi mevcut gözüküyor..
Başlıcalarına biraz değinelim:
Bir; ABD ekonomisi zorda.. İçteki istikrarı eko-krizden bu yana bir türlü düzeltemeyen ve giderek kızgın-kırgın karışımı duygularla burnundan soluyan bir kamuoyu mevcut.. Bir dolu umutla getirdikleri Obama'da aradığını bulamadı halkı.. Onların moda deyişiyle karizmatik bir lider olamadı.. Kamunun önünde imajını parlatmak isteyen Sam Emice'nin son maşası, ilk Afrika kökenli Başkanı Obama'nın durumu, seçimler yaklaşırken hayli kritik.. İllümünati'nin hesabı, onu etkili kılmak..
İkincisi ise; yine sosyo-ekonomik bir gerekçe..
Yeni dünya düzeni adı altında yutturulan kapitalizm hapının, son hamle trendi düşüşe geçerken, tükenmeye dolu dizgin yelken açan enerji kaynakları, (ne kadar kaldı? kaç yıl yetebilir? hesaplamış şimdiden elemanlar) giderek azalan ağır sanayi hammaddeleri ve tıkanmaya yüz tutan bankacılık sistemleri ile, kısacası ekonomilerin sağlığı iyice bozuldu.
Aşırı lükse, sürekli tüketim ve savurganlığa öylesine kötü alıştırılmış toplumlar, yeryüzünün tüm kaynaklarının yüzde 70'ini tüketenler hiç doyar mı?
Kriz sonrası ivme kazanmaya yönelik çabaları daha da agresif olmaya itiyor onları..
Korkarım ki, bu şiddetin dozunu daha da artırabilirler..
Hadi bakalım, ellerinden geleni yanlarına koymasınlar..
Yalnız unutmasınlar ki, "Son gülen, iyi güler.."
...
**
Sözün özü;
BİN LÂDİN GİDER, BİR LÂDİN DAHA İTİNAYLA GETİRİLİR..
İmza: İLLÜMÜNATİ
Esen kalınız..
< Sürecek.. NeoOsmanlılar'ın narkozu tükenmez.. >
TÜM YAZILARI
- Duygularını mas etmiş, muktedir kadın: Kösem Sultan (21 Kasım 2015 Cumartesi)
- Üçüncü perde (09 Eylül 2015 Çarsamba)
- Ve şifremiz çözüldü; 'Dayanışma' (23 Temmuz 2015 Perşembe)
- Emperyalizmin geçmişi ya da mâkuz talihi (04 Haziran 2015 Perşembe)
- Muhafazakâr..! (03 Haziran 2015 Çarsamba)
- Almanya'nın 'Anayasay'ı Koruma Örgütü' (26 Şubat 2015 Perşembe)
- Direnç kırıcıları (22 Ocak 2015 Perşembe)
- Soğuk Duş... (15 Ocak 2015 Perşembe)
- Ekonomi tıkır mıkır (10 Ocak 2015 Cumartesi)
- Emperyalin oyunu (24 Aralık 2014 Çarsamba)
- Emperyalizmin zokası ve altın vuruşumuz (27 Ekim 2014 Pazartesi)
- Kaybolup gitmeden kuşlar... (09 Ekim 2014 Perşembe)
- Körler ve sağırlar (12 Nisan 2014 Cumartesi)
- Muhalif duruş revizyona muhtaç (11 Nisan 2014 Cuma)
- Zehirli gıdalar (10 Şubat 2014 Pazartesi)
- Bumerang..! (08 Ocak 2014 Çarsamba)
- Süper güç, süper sona yaklaştı (08 Aralık 2013 Pazar)
- Issızlık ve Sığlık (20 Kasım 2013 Çarsamba)
- Büyük resmi görebilmek, büyük plânı anlamak demek.. (22 Ekim 2013 Salı)
- Eş_Şek Analizi: Aslımızdan Kurtulmalıyız..!! (20 Ekim 2013 Pazar)
- Dizi Dizi İnciler.. Hadi Size İyi Uykular.. (18 Ekim 2013 Cuma)
- Doğa adına suç duyurusu (03 Ekim 2013 Perşembe)
- Hugo Chavez’in ardından.. (28 Eylül 2013 Cumartesi)
- İntihar Olaylarındaki Trajik Artış! (11 Eylül 2013 Çarsamba)
- Ülkemde evlilikle ilgili çarpıcı gerçekler (23 Ağustos 2012 Perşembe)
- Dizi dizi inciler, tatlı rüyalar (12 Ağustos 2012 Pazar)
- Yaşamın kıyısından bir sabah (09 Ağustos 2012 Perşembe)
- Sütü bozukluk...! (27 Temmuz 2012 Cuma)
- KATA_KULİ (11 Mayıs 2012 Cuma)
- "Eş_şek analizi: "Aslımızdan kurtulmalıyız!!" (18 Nisan 2012 Çarsamba)
- Dostum Topaç (05 Mart 2012 Pazartesi)
- Tarım tarumar ve yaban ellere teslim (27 Şubat 2012 Pazartesi)
- Doğa adına suç duyurusu (15 Şubat 2012 Çarsamba)
- Dizi emekçilerinin suçu ne? (15 Ocak 2012 Pazar)
- NO WAY..!! (17 Aralık 2011 Cumartesi)
- Yeni Dünya sömürü düzeneği (28 Kasım 2011 Pazartesi)
- Kendi kendini kerten-kele, kendi kendisini tüketirken Türkiye (25 Haziran 2011 Cumartesi)
- Kendisini tüketen Türkiye (11 Mayıs 2011 Çarsamba)
- MateryalİSTANBUL.. (30 Nisan 2011 Cumartesi)
- Psikolojik harekat bir yana, asıl tehlike biyolojik harekatta..!! (22 Nisan 2011 Cuma)
- Dizi dizi inciler hadi size iyi uykular (10 Nisan 2011 Pazar)
- Büyük resmi görebilmek, büyük planı anlamak demek.. (26 Mart 2011 Cumartesi)
- Yaşasın.. Bizim de Fukuşima'larımız olceek!! (18 Mart 2011 Cuma)
- Kuşlar kaybolup gitmeden (05 Mart 2011 Cumartesi)
- Dert çokk.. Derman yok!! (10 Şubat 2011 Perşembe)
- "Mutsuzlar cenneti"nden.. (06 Şubat 2011 Pazar)
- Organize korku imparatorluğu (07 Kasım 2010 Pazar)
- Teknoloji bile kirletilmedi mi? (06 Kasım 2010 Cumartesi)
- Hastalıklı sağlık sistemimiz (01 Eylül 2010 Çarsamba)
- Ne zamana kadar gizleyebilirsiniz ki gerçeği? (16 Temmuz 2010 Cuma)
- Karadeniz ''şantiye'' bölgesi (14 Temmuz 2010 Çarsamba)
- "Aşk-ı vatan" (29 Haziran 2010 Salı)
- CHP'nin yeni MYK üyelerinden doğal beklentiler (28 Haziran 2010 Pazartesi)
- SOL'un temel sorunu (17 Mayıs 2010 Pazartesi)
- Teknolojik işsizlik (16 Mayıs 2010 Pazar)
- Hapı yutmadan prospektüsü okumadınız mı? (10 Nisan 2010 Cumartesi)
- Zaman paradoksumuz (10 Mart 2010 Çarsamba)
- Türkan Saylanlara neden ihtiyacımız var? (08 Mart 2010 Pazartesi)
- İntihar olaylarındaki trajik artış (24 Şubat 2010 Çarsamba)
- Domuz ekonomisi (27 Ocak 2010 Çarsamba)
- Genç yaşlılarımız… (23 Ocak 2010 Cumartesi)