Bırakın artık şu inadı da aynaya bir bakın

info@haberdukkani.com 13 Eylül 2010 Pazartesi

Erdoğan, gerçekten can havli ile çok çalıştı her partiliden oy kazanmasını bildi. Bu şu demek muhalif hem de müzmin muhalifler dahi Erdoğan'ın samimi olduğuna inandı ve referandumda "EVET" oyu kullandı.

Ben, "evet" oyu kullananların AK Parti'yi benimsediklerini, kabullendiklerini, içlerine sindirdiklerini ileri sürmüyorum ama iddia ediyorum ki; muhalefette olanlar dahi en sonunda Erdoğan'ı benimsediler, içlerine sindirdiler. Bu şu demektir: Referandum sonucuyla kanıtlandı ki; her görüşten vatandaş Tayyip Erdoğan'ı Başbakan olarak benimsiyor. Seviyor..

*Türkiye'yi 'babalar gibi satıyorlar'

*Rejim elden gidiyor

*İrtica geliyor

*Milli sermaye kalmadı

*Milli sanayi kalmadı

*Bankalar, şirketler, ülke toprakları yabancılara peşkeş çekiliyor

*Ekonomi battı, iflas etti

vs.vs.. Sabahlara kadar süren televizyon tartışmaları, kahvelerde siyaset sohbetleri, mahalle baskıları, malum medya dalaşları.. Geçiniz efendim, işte referandum sonuçları ortada. Vatandaş, değişti. Hem de çok değişti. Siyaset yapanların bundan hiç haberi yok.

CHP'yi "kaset skandalı" da kurtaramadı, rahmetli Bülent Ecevit'in kasketiyle meydanlarda vizyona sürülen Kılıçdaroğlu da kurtaramadı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun referandumda oy kullanamamış olması ise; mizahçılar için hiç tükenmeyecek bir kaynak..

Turgut Özal, vatandaşı değiştiren ilk lider olmuştu.. Siyaset arenasının gladyatörleri bu gerçeği bir türlü anlayamadılar. Özal, gümbürtüler arasında Cumhurbaşkanlığı makamına rahatça tırmanırken rakipleri aldıkları ağır yaralarla kan kaybettiler, zayıflayıp güçsüzleştiler.

Tayyip Erdoğan'ın siyaset arenasına lider olarak adım attığı ilk günlerde güçsüz rakipleri ona çok kolay yeniliverdiler. Biraz da işlerine geldi, biraz da aymazlıklarından kendi kendilerini tuzağa düşürdüler. Sandılar ki, Erdoğan iktidar olunca pes edecek ya da çabuk nefesi kesilecek. Oysa Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda çok sıkı antreman yapmış kendisini yarınlara hazırlamıştı.

Bugünün muhalifleri, iktidarın dansına ayak uyduramadılar. Vatandaşla dans çok daha kolay geliyordu onlara.. Vatandaş ise; ilk dansı Turgut Özal'dan öğrenmişti. Dünya'ya açılan pencereler vatandaşın hayata bakışını değiştirmişti. Vatandaş, değişen Dünya'yı dikkatle izliyor, izledikçe etkisine kapılıp değişiyordu..

Meydanlarda "hırçın" söylemlerle yiğitleşerek oy toplamaya alışanlar, duvara tosladılar. Erdoğan, seçim meydanlarının tek hakimi ve galibi olmayı başardı.

Bu bir methiye yazısı değildir. Doğru bir tahlildir. Kanıt mı? İşte size referandum sonuçları..

Çetin Altan der ki; "...enseyi kararmayın beyler"

Ben de diyorum ki; bırakın artık şu inadı da önce aynaya sonra da Dünya'ya bir bakın.

SON SÖZ: Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin yelkenlerini şişiremeyeceği de böylece ortaya çıktı, oy kullanmayı bile beceremeyen bir siyasetçinin yolculuğa çıkma vakti gelmiş demektir.