Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Çanlar kimin için çalıyor?

info@haberdukkani.com 13 Mayıs 2010 Perşembe

Çanlar Kimin İçin Çalıyor/For Whom the Bell Tolls..

1940 yılında Amerikalı yazar Ernest Hemingway tarafından kaleme alınan ve çok da popüler olan "savaş" romanı..Kitabın adı, şair John Donne'ın bir katedralde başrahip olduğu dönemdeki vaazlarından birinden alıntıdır.

John Donne derki; "Ada değildir insan, bütün hiç değildir bir başına; anakaranın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta; bir toprak tanesini alıp götürse deniz, küçülür Avrupa, sanki yiten bir burunmuş, dostlarının ya da senin bir yurtluğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insanoğlunun bir parçasıyım; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor."

Günümüz de "savaş" dönemi yaşanıyor. 21. yüzyılın ilk 10 yılı büyük sıcak savaşa hazırlıkların yaşandığı bir süreç.. Sıcak savaşa adım adım ilerleyen Dünya, sinsice ortaklıklar kurup geliştiriyor.

Dünya'nın bir parçası olan Türkiye'de kendisine biçilen rolü en iyi şekilde sahneleyebilmek için elinden geleni yapıyor; içeride kendisini yeniden dizayn ederken, dışarıya yeni bir vitrin sunmaya itinayla çaba sarfediyor.

Bir ülke düşününüz ki; yatak odalarında "huzur" kalmamış!

Her gün yeni bir mahremiyet kasedi raftan idirilip servise sokuluyor. Her yeni günle birlikte yeni bir ses kaydı piyasaya sürülüyor. Her saat başı yeni bir ihbar e-maili kurumlara ulaştırılıyor. Her gün yeni bir gizli tanık ortaya dehşet iddialar atıyor. Herkes birbirine kuşkuyla bakıyor. Kimse kimseye selam veremiyor, kardeş kardeşe telefon açıp hal hatır sormaya korkuyor. Kırk yıllık dostluklar "korku" tünellerinin karanlığında eriyip yok oluyor korkudan..

Neden mi?

Sorunun yanıtı çok basit ve kolay:

Çanlar kimin için çalıyor?

Deniz Baykal'ın skandal kasetle çürütülmesinin ardından "uyananlar" başlarına neler geleceğini nihayet anlamaya başladılar. Oysa ki; adına "Ergenekon" denilen operasyonların ilk başladığı günlerde hiç kimse "çan" seslerini duymuyordu.

Oysa ki; çan kulaklarının dibinde çalıyordu!

Önümüzde bol güneşli ve sıcak günler yaşanacak, biliyoruz, kahin olmaya gerek yok. Meteoroloji raporları da önem ifade etmez bu konuda çünkü; mevsim yaz.. Önümüzdeki günler bol kasetli olacak dersek, kehanette bulunmuş olmayız. Çünkü, mevsim kaset mevsimi... Kışa daha çok uzun zaman var.. Bunu bilen "uyanıklar", çanların çaldığını duymazdan gelemiyorlar bu mevsimde! Cırcır böcekleri gibi hiç duraksamadan ötmeleri bu yüzden. Cırcır böceğinin malum hikayesine burada yer vermek elbette ki; çok gereksiz.

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük