Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Cinayetler bölgesine hoş geldin bebek

info@haberdukkani.com 01 Ocak 2014 Çarsamba

Kumarborcuna boğulmuş, evli, üç çocuk babası, işsiz bir güvenlik görevlisi, karısını boşayıp çocuklarını terk edişinin ardından, Şişli'de bir kuaför dükkanı işleterek yaşam kavgası veren genç kadına musallat olmayı hedeflemiş; evlenmek isteyip de reddedilince, önce genç kızın sonra da kendi kafasına kurşun sıkınca, 2013 yılının son "kadın cinayeti" de işlenmiş oldu. Durum tamamen duygusal!

Boğaziçi'nin oynak sularında kırılırken sabah güneşinin ışıkları, yılın ilk günkü gazete manşetleri, yeni ve okkalı zamları duyuruyor halka.. Böyle başladı Türkiye'de 2014 yılı..

Yepyeni skandallar, dalga dalga yayılarak gündem oluşturacak yeni soruşturma ve gözaltılar, yeni hukuk cinayetleriyle sürüp gidecek olan yeni bir yıla "Merhaba" derken; yüreklerdeki umut çiçekleri her geçen gün solup çürüyecek, yerini umutsuzluğa bırakacak.

Geride kalan on yıllar gibi, bu da böylece on yıllarca sürüp gidecek. Nesiller yerlerini genç kuşaklara terk edip sanki hiç yaşamamışlarcasına, kainatın sonsuzluğunda yok olacaklar.

Yerkürenin bazı yöreleri "cinayetler" bölgesine tahsis edilmiş olmalı, geçip giden yüz yıllar bile akan kanları durduramıyor! Bizler cinayetler bölgesinde dünyaya gelmiş olanlardanız. Her nefeste cinayetlere tanıklık ederiz ve bir gün biz de bir cinayete kurban gideriz.

Cinayet denilince, ille de kanlı ve ölümlü olması gerekmiyor. Bir masumu düzmece delliller ile hapse atarsanız, bu bir hukuk cinayetidir. Bir kadını size köle olmuyor diye çekip vurusanız bu da bir cinayettir ama bir kadını bütün özgürlüklerinden mahrum bırakır, yoksul ve dayaklı bir yaşama mahkum kılarsanız bu da bir cinayettir. Aynı şekilde çocuğu da sabah akşam dayaktan geçirir, aşağılar, itip kakar, eğitim çağında okul yerine herhangi bir yere "iş kölesi" olarak verirseniz bu da bir cinayettir. Savcının gözaltı kararıyla, ifadesinin alınmak üzere nezarete alınan bir şüpheliye işkence yapmak da öldürmekten bile daha beter bir cinayettir.

İşkencecilerin mahkeme salonlarında pişkin pişkin sırıtarak "işkence yapmadım yalan söylüyor" demeleri de tüm insanlığın onurunun öldürülmesinden başkaca bir şey değildir; yani cinayettir. İşkencecilerin beyanlarına "bile bile lades" diyen hakimler de işkencecilere verdikleri berat kararlarıyla, aslında kendi çocuklarına karşı cinayet işlerler ve yaşılılıklarında yarı kaçık olup kepaze bir şekilde can verirler.

Bir yontucunun yaptığı heykelin kırılıp yok edilmesi, bir yazarın kitabının yasaklanıp yakılarak imha edilmesi, bir gazetecinin hiçbir basın kuruluşunda işe alınmaması, haberleri ile yazılarının yayınlanmaması talimatının verilmesi cinayet değil de nedir?

İnsan hak ve özgürlüklerinin her alanda daralıp son bulduğu  yerde başlar cinayetler.

Geçip giden yıllara bakarsanız, 2014 yılında da cinayetler ve skandallar içinde yaşayacağınızı çok kolay anlayabilirsiniz.

Cinayetler bölgesinde cinayete kurban gitmekten başka yol kalmaz hiç kimseye.. Bakan hatta Başbakan bile olsanız; bir hukuk cinayetinin kurbanı olabilirsiniz.
Yeter ki, cinayetler bölgesinde dünyaya gelmiş olmayasınız.

Cinayetler bölgesine hoş geldin bebek.

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük