Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Daha çok özgürlük daha çok kalkınma

info@haberdukkani.com 06 Mayıs 2015 Çarsamba

Türkiye, "özgürlük" ve "kalkınma" alanlarında cenk ediyor hâlâ...

Dünya'nın gelişmiş ülkelerinde ise durum çok farklı; onlar uzayda yepyeni bir yaşam kurabilecek başka  gezegenler keşfedebilmenin peşindeler.

Hawking: "İnsanlığın geleceği için uzayı keşfetmeye devam etmeliyiz. Başka gezegenlere gitmeden, üzerinde yaşadığımız bu kırılgan gezegende bir bin yıl daha var olabileceğimizi zannetmiyorum," diye kehanette değil;  bilimsel bir uyarıda bulunuyor elbette ki.. algısı açık olanlara...

Yakın geçmişteki seçimlerin sonuçları Türkiye'yi bugünlere taşıdı. Önümüzdeki 7 Haziran seçimleri de yarınlara taşıyacak. Siyasi partilerin kıran kırana sürdürdükleri seçim maratonunda halk liderin kuru-sıkı nutuklarını dinledikten sonra gideceği sandık başında "daha çok özgürlük" ve "daha çok kalkınma"yı sağlayacağına inandığı lidere oy verecek.

Vatandaş Türkiye'yi bürokratların değil, sivillerin yönetmesi gerektiği sonucunda hem fikirdir. Yakın geçmiş seçim sonuçları bunu yeteri kadar kanıtlamış olmasına karşın, nedense muhalefette müzminleşmiş liderler, halkın bu talebini algılayabilmiş değiller. Onlar çoktan tarihe karışmış olan "seçim vaatleri sloganları" ile halktan oy istiyorlar; daha çok özgürleşebilme ve daha çok kalkına bilmenin yolu ve yöntemini açık seçik halkın önüne koyamıyorlar.  Hani neredeyse seçim meydanlarında halka hitaben yaptıkları konuşmalarda bugün artık tarihe karışmış olan siyasi liderler gibi "üç anahtar" vadederek oy isteyecekler! Şükürler olsun ki, artık hiç kimse "mazotun litresini şu fiyattan vereceğiz" gibi vaatlere kanmıyor.

Vatandaş diyor ki; daha çok özgürlük, daha çok kalkınma. Eh bunu da geçmiş dönem iktidarlarının başaramadıkları ortada olduğuna göre, bu durumda vatandaş oyunu kime verecektir sizce?

Kimsenin şekeri ve tansiyonu yükselmesin ama 7 Haziran seçim sonuçları, malumun ilâmı olacaktır. Muhalefet liderlerinin nutukları, onca alkış, onca slogan hepsi boştur.

Politikadır bunun adı, iktidar ile muhalefet beraber yürürler siyaset bulvarında.. Vatandaşlar ise, 1860'lardan buyana  "daha çok özgürlük" ve "daha çok kalkınma," diye canhıraş feryat eder durur.

***

Bir son dakika haberi:
"Hollandalı ressam Vincent Van Gogh'un "L'Allee des Alyscamps" adlı eseri New York'taki müzayedede 66 milyon 300 bin dolara satıldı."

Bu durum bir ekonomi gerçeği olduğuna göre, sanatçıların eserlerinin toplam değeri hesaplanacak olsa.. Ortaya şu gerçek çıkar: "tek üstün ve kalıcı değer sanat"

Ne silah sanayi, ne ilaç ve kimya sanayi ve ne de bir başka alandaki sanayi kuruluşları dünyadaki sanat eserlerinin toplam değeri kadar "para" etmez... Toprak hariç!

Yeryüzü efendileri sanatçılardan neden bu kadar endişe duyarlar? Hepsi de sanatçının karşısında  "cüce" kalmaya mahküm oldukları için...

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük