Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Dansöz gazeteci !

info@haberdukkani.com 24 Nisan 2010 Cumartesi

İşte size bir Türkiye fotoğrafı..

Medya ne hale geldi, şaşkına dönmemek mümkün değil.

Bir zamanlar pavyonlarda konsomatrislik yaparken sınıf atlama hırsıyla dansözlük işine de el atmış bir hanım, yaş geçkinliğinden dansözlükten tard edilince soluğu medya sektöründe alıvermiş..

Bu ne ihtiras!

Bu ne hırs!

Medyanın son yıllarda içine sürüklendiği durumu görüp "bu işi pekala ben de kıvırabilirim" diye, kolları sıvayan hanım, oturup bir de kitap (!) yazmış...

Bu hanım, şaşırmış bir kere.. ihtiras tramvayına binmiş, inmeye de hiç niyetli görünmüyor.

Kendi bileceği bir iş.

Meydanı boş bulan hanım, ortalıkta gazeteciyim diye dolaşıyor.

Oh, ne ala!

Eh; sen ortada gazeteciyim diye, dolaşma cüretini gösterir haddini bilmez de gazetecilik mesleğini kirletirsen, açıksası boyundan büyük işlere kalkışırsan eğer; birisi de çıkar sana boyunun ölçüsünü gösteriverir.

Sibel Kekilli, "Lola" ödülünün sahibi oldu. Konsomatrist ve dansöz hanım ahir ömründe gazetecilik oynamaya kalkışacağına, sinema da şansını deneseydi ya.. Belki ismen değil de gerçekten efsane olurdu; belli mi olur bu işler! Hürriyetini sonuna kadar kullanıp yola çıkmaya görsün insan bir kere.. İçinde yaşadığımız "modern" zamanda nereye tırmanılacağı hiç belli olmaz.

Aman dikkat ! medya senin tanıdığın, oturup esrar çekip kafayı bulduğun üç beş magazin muhabirinden ibaret değildir. Sakın onlara güvenme ve yanılıpta sırtını da onlara yaslamaya kalkışma, zaten onların kendileri bitik.

Gazetecilik mesleği pavyon karanlığında masa masa dolaşıp konsomasyon yapmaya hiç benzemez. Sarhoş kafalar, loş ışıklar altında yüzündeki makyajının aktığını göremezler.

Gazetecilik açık alanda ve alenen icra edilen bir meslektir.

Gazetecinin attığı her adım kamuoyunun gözleri önündedir.

Gazeteci topluma ayna tutar.

Topluma ayna tutma hevesine kapılan kişilerin ilk önce kendileri aynaya bakmalıdır.

Porno yıldızlığından emekli edilen hanımlar, gün gelir bir köşede çürümeye tahammül edemeyip kitap yazmaya yönelirler ama onların arasından gazetecilik yapmaya cüret edenlere rastlanmamıştır.

Aynı şekilde striptizciler de anılarını yazarlar, film artisleri de, sahne spotlarının parlak ışıları altında yaşamlarını kör karanlığa sürüklemiş olan niceleri de "ibret" öykülerini kaleme alırlarsa da gazetecilik yapmaya soyundukları görülmemiştir.

Konsomatrislik, dansözlük ve bilumum metreslik serivenlerinin ardından yapılacak bir iş değildir gazetecilik.

Şimdi kendilerini "uyanık" sananlar bana soracaklar:

"Kim bu konsomatrist eskisi gazeteci?" diye..

Hiç sormayın..

"Kim bu konsomatrist eskisi gazeteci?" diye, soru soracağınıza; asıl sizler kimleri gazeteci zannettiğinizi bir düşünün bakalım.

Türkiye, "travesti" medya patronları gördü, şimdi bir de "konsomatrist gazeteci" görüyor. Fakat ne konsomatrist olduğunu ne de dansözlükten emekli olduğunu bilmiyor..

Türkiye, travesti medya patronu olduğunu da bilmiyordu.

Benden öğrendi..

Ne var bunda  diyebilenleriniz, çıkacaktır elbette..

Onlara da bir sözüm var:

Her toplum lâyığını bulur ve lâyığı ile yetinir...

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük