Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Dünya değişirken..

info@haberdukkani.com 20 Kasım 2010 Cumartesi

1945 yılında alınan bir kararın ardından globalleştirilen günümüz dünyasında "bilim ve teknoloji" insanoğlunu uyum sağlamaya ve köleleşmeye zorlayan programlar olarak ortaya çıktı.

Fizik, kimya ve mühendislik alanlarında atılan adımlar büyük zaferler olarak algılanır, alkışlanır ve taçlandırılır. Ancak madde bilimleri insanlığı yok etmeye yönelik adımlar atıyor. En hafif bir ifadeyle yaşamı "rahatsız kılacak" ve çok karmaşık duruma hatta kaosa sürükleyici gelişmeler sergiliyor.

Biyoloji, fizyoloji ve psikoloji alanında yapılan tüm araştırma sonuçları, insanlar üzerinde uygulanacak olan laboratuvar çalışmalarıyla sonuçlanıyor.

Globalleştirilen Yeni Dünya Düzeni'nde Dünya'yı yöneten efendiler aklı başında kabul edilerek onurlandırılan kişilerden oluşuyor. Hiç kuşkusuz ki; deli değiller ve amaçları terör değil istikrar olmalı. Toplumsal istikrara ulaşılabilmesi için bilimsel yöntemlerle devrimler gerçekleştirme çabasında olmalılar.

Dünya'yı yöneten efendiler her ne pahasına olursa olsun Dünya'yı başarılı bir "şirket" olarak korumaya kararlılar.

Siyasi patronların en önemli sorunu yönettikleri toplumu mutlu kılabilmektir.

Toplumların mutluluk sorunlarının üstesinden gelebilmede siyasi patronların baş yardımcıları olan bilimciler, devlet sponsorluğunda çok pahalı ve büyük araştırmalar yürütürler. İnsanlara köleliklerini bensettirmek, hazmettirmek, kabulendirmek ve sevdirebilmek hiç kolay değildir. Çünkü ekonomik güvence sağlanmadan kölelik sevgisi hayata geçirilemiyor. Bu zor işte yerel siyasi patronların meded umdukları en kolay ve en pratik yöntem cemaat, ve tarikat merkezlerindeki otoritelerdir. Nevar ki bu merkezlerin otoriteleri de globalleştirilen Dünya'nın merkezi yönetiminin efendilerine doğrudan bağlıdırlar.

Baştan çıkaran ihtiraslar ve yalnız pişmanlıklar
Salgın hastalıklar ve sonsuz yalnızlaştıran acılar
Belirsizlikler ve yoksulluklar
ve bunların yol açtığı çok güçlü duygular; güçlü duyguların neden olduğu tek başına, umutsuz, bireysel bir yalnızlık!

Türkiye geçmiş zaman dilimlerindeki kahramanları için ağlıyor, onları özlüyor! Oysa uygarlığın kahramanlığa ihtiyacı yoktur. Tarihin her döneminde kahramanları yaratan politik yetersizlikler olmuştur.

Dünya sanattan kurtulabilmenin yollarını arıyor!

Sentetik müzik ve sentetik uyuşturucular sanatın yerini aldığında "istikrar"ın sağlanması çok daha kolaylaşmış olacak. Duygu mühendisleri, güzel sanatlar yoksunluğunun yaratacağı büyük boşluğun duyumsatacağı yoksunluğun yerine sentetik uyuşturucular ile sentetik müziği koyarak çözüm bulacaklarına inanıyorlar.

Mutlulukla uyuşmayan sanat ve bilim devletler tarafından izlenip kontrol edilir ve yok edilmesi gereken düşman olarak algılanırlar. Her iki unsur da zincirlere bağlı tutulur. Çünkü istikrarı ortadan kaldırabilirler.

Bilgiyi en yüce "iyilik", gerçeği en yüce "değer" olarak görenler yanılırlar; rahatlık ve mutluluğu gölgeler, istikrar ve statükoyu tersyüz eder. Bu nedenle devletler bilgi ve gerçeği gizlerler. Devletler acil sorunlar dışında bilimin sınırsız ve özgür araştırmalar yapmasına da izin vermezler.

İstikrar, istikrarsızlık kadar gösterişli olmasa gerek...

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük