Elit Nişantaşı ve havuzdaki donsuz çocuklar

info@haberdukkani.com 07 Temmuz 2010 Çarsamba

ELİT NİŞANTAŞI'NDA DONSUZ ÇOCUKLAR

Nişantaşı parkının ortası havuz

havuzun suyu pis mi, pis

hava sıcak mı, sıcak

suda 9 çocuk donsuz

8'i erkek 1'si de kız!

gün boyu yüzüyorlar

gelip geçenler hayretle izliyorlar

Burası Nişantaşı

Nişantaşı Türkiye'de

Türkiye'nin elması İstanbul, İstanbul'un incisi Nişantaşı'nda bir havuz

havuzun pis suyunda 9 çocuk donsuz

8'i erkek 1'i de kız...

Havuz başında parkta yatıp kalkan bir adam, üstelik de zilzurna sarhoş!

Birkaç yıl sonra bu çocuklardan "tinerciler" diye, söz edilecek şimdiden haberiniz ola..

Ben, gözlerimle gördüm

Gün boyu gelip geçenler de gördüler

Nişantaşı'ndan sorumlu olan yöneticiler hiçbir şey görmediler..

Yönetmekten sorumlu olanlar Tunceli'deki ayakları çıplak, oyuncaksız, bilgisayarsız çocukları görmediler ve anlamadılar, Nişantaşı'ndaki donsuz çocukları da görmediler, onları da anlayamazlar..

*** *** ***

Tarih boyunca korkmadan, çekinmeden, çıkar hesapları yapmadan yazabilenlere "yazar" sıfatı uygun görülmüştür.

Kısaca yazmadan, "yazar" olunamaz.

Günümüz Türkiye'sinde yazamayanlar, çanak yalayıcılığı yapanlar vitrinlerin bol spotlu yapay ışıltılı sunumları içinde boy gösterenler "yazar" diye, yutturulma yarışında..

Gelecek kaygıları içinde inim inim inleyen geniş halk yığınları bu yemeten yemiyor. Bıyık altından gülüp geçiyor tüm yazılanlara.

Akbaba, Gırgır, Çarşaf, Leman, Penguen vs gibi mizah dergileri işte bu nedenle kucaklanıverdi geniş halk yığınları tarafından. Rahmetli Oğuz Aral, siyasileri mizah çizgilerinin dalgaları arasında boğardı. Yerini yeni ustalar aldı.

Hazır yeri gelmişken ölümsüz mizah yazarlarımızdan Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz ustaları da anmak gerekir.

Kendi ülkesinin sınırları içinde, kendi askerini koruyamayan Generaller'in yıldızları şanlı zafer destanlarının yazıldığı geçmiş dönemlerdeki gibi parlamıyor artık..

Halkının sırtına binmiş, hasılat rekorları kıran GSM şirketleri, sidik yarışına çıkmışlarcasına sözde ucuzluk ve de "bedava" konuşma paketleri arz etseler de piyasaya.. Halk, öpüleceğini çok iyi öğrendi. Cebinde telefon taşıyan her Türk vatandaşı dolandırıldığının bilincine ermiş durumda.

Devlet, istihdam sağlayan, vergi veren büyük ticari şirket çetelerine dönüşen holdingleri, vatandaşını daha çok soyması için yasalarla korur mu?

Vergi rekortmenleri, genelev patroniçesiyle aynı ödülü paylaşmayı içilerine sindirmemişler miydi, mümtaz işadamları!.. Bunu da anlamış değilim nasıl mümtaz?

Bugünkü ağır baskı ve tehdid koşulları içinde yazarlar gerçekleri yazabiliyorlar mı?

Yazanlar var elbette ve yazdıklarının bedelini de hapishanelere gire çıka ödüyorlar. Yiğidin hakkını yiğide vermek gerekir: Artık yazarları faili meçhullerde yok edemiyorlar. Ellerinden geleni esirgemeyip REZİL ediyorlar.