Erdoğan, doğru söylüyor

info@haberdukkani.com 19 Kasım 2013 Salı

Başbakan Tayyip Erdoğan, ikiyüzlülük karşısında biraz da kontrolünü kaybederek bir Türkiye gerçeğini dile getiriyor: "... orada Ahmet Kaya'ya saldırdılar. Şimdi diyorlar ki 'Ben o esnada tuvaletteydim.' Ulan hepiniz oradaydınız. Hepinizin artık kaybedilemeyecek kamera kayıtlarını biz izliyoruz. Dürüst olun yalancının mumu yatsıya kadar yanar sizin mumunuz söndü" diyor.

Erdoğan, doğru söylüyor.

Evet, o gece, 10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği ödül töreninde olup biten her ne var ise, ayan beyan kayıtlarda.. O kayıtlar nesilden nesile yaşanan gerçekleri sonsuza değin aktarmaya devam edecek.

Başbakan Erdoğan'ın adını vermeden "Ben o sırada tuvaletteydim," diye kendi sözleriyle eleştirdiği kişi "demokratik açılım ve çözüm süreci"ni halka anlatmakla görevlendirdiği, özenle şeçtiği "akil insanlar" arasında yer alan Yeşilçam artisti Kadir İnanır!

12. şubat. 1999'da, düzenlenen ödül gecesinde Ahmet kaya'yı protesto amacıyla sahneye çıkıp "Onuncu Yıl Marşı" ile "Memleketim" şarkısını söyleyenlerin arasında bir de AK Parti'den milletvekili seçilen Osman Yağmurdereli bulunuyor!

Başbakan Erdoğan, o gece yaşananlardan yola çıkarak, bu toplumun "ikiyüzlülüğü" karşısında biraz da kontrolünü yitirip hiddetlenerek, eleştiride bulunurken; bu toplumun bir parçası olduğunu unutuyor.. Olur bazen böyle şeyler. Topluma ayna tutanlar, bazen kendilerinin de aynadan yansıyan toplumun bir bireyi olduklarını unutuverirler. Buna benzer durumlara sıkça gazeteciler de düşerler. Okurlar isyan edip "Bu kadar da fırldak olunmaz ki; düne kadar neler yazıyordu, şu hale bak bugün ne yazıyor!" diye, söylenirler haklı olarak.

Evet, Mezopotamya'da insanlar ikiyüzlü hatta çok yüzlüdürler. Siyasetçi, gazeteci, sanatçı veya sıradan bir birey olmaları hiçbir şey ifade etmez.

Olabilir, bu da bir insanlık halidir.

Mezopotamya'da siyasi liderlerin de insanlık halleri vardır ve Erdoğan, bu insanlık hallerini sıkça sergilemekten de hiç gocunmuyor. O kendisini halka bu haliyle kabul ettiriyor. Belki de başarısının sırrı işte burada gizlidir.

Darısı muhalefetin başına..

Sürekli olarak iktidarın açığını kollayan muhalefet de bir gün insanlık hallerini sergilemekten gocunmamayı öğrenecek olursa eğer; -Örneğin Kamer Genç'in hiç gocunmadan, 'Çiçekleri suluyorum' demesi gibi- meclis çok daha şenlenecek, siyaset çok daha renklenecek, halk bu cümbüşten nasiplenip aydınlanacak; rotasını çok daha kolay belirleyebilecektir.

İnsanlık halleriyle dalga geçilmez.

Bu çok ciddi bir insanlık hakkıdır!

Muhalefet, insanlık hallerini "açık" zannederek yanılıyor. Oysa ki; açıklar insanlık hallerinde değil; çoğunlukla ihale ve imar mevzuatlarında gizlenir. Tıpkı Beşiktaş Belediyesi'nde olduğu gibi... Haftalardır yazıyoruz, muhalefetten tık yok! işte bu bir ikiyüzlülük halidir ki; yalnızca Mezopotamya'ya özgü insanlık hali ve "yetim hakkı" ihlalidir.