Ertuğrul Özkök helallik alabilir mi?

info@haberdukkani.com 21 Haziran 2011 Salı

Türk basın tarihinin "rotatif" dönemini yazacak olanların işi çok zor. Rotatiflerin yurt dışından satın alınarak Türkiye'ye girişleri ve finans kaynakları biraz eşelenecek olsa, kimbilir ne kirli entrika labiretnlerinin kapıları açılır.

Türkiye'de rotatifin gücü ansiklopedi ve kupon pazarlamacılığıyla şirinleşirken, atılan manşetler teker teker incelenecek olsa, ortaya çıkan siyasi tablolar ve sonuçları ülkenin hangi yöntemlerle, kimler tarafında nasıl soyulduğunu da kendiliğinden belgelemiş olur.

Rotatifler hızla renkli mürekkebi kağıtlara nakşederken, toplum yapısının nasıl değiştiği, değerlerin nasıl da mikserlendiği kendiliğinden çıkar su yüzüne..

Başbakan akıl etmemiş olsa hiç kimsenin aklının ucundan bile geçmeyecekti helalleşmek. Erdoğan, yine belirledi gündemi. Bu arada "vicdan muhasebesi"ni de düşürmüş oldu kabız beyinlere.. Şimdi siyaset ve medyada bir helalleşmedir gırla gidiyor.

Helalleşmek çok zor. Herkes herkesten helallik isteme hakkına sahiptir de helallik alabilmek çok güçtür.

Medyanın amiral gemisi Hürriyet'in kaptanı helalleşme girişimlerini kendi kalemiyle aktarıyor kamuoyunun bilgisine.. Helalleşme rüzgarı da fırtınaya dönüşüyor! Bir basın emekçisi olarak Ertuğrul Özkök'ün meslekdaşlarıyla helalleşmesinin mümkün olamayacağını ifade etmek isterim.

Özkök'ün kaç basın emekçisinin meslek hayatını söndürdüğünü, sosyal güvencelerden yoksun kaç basın emekçisinin hakkının yenmesinde imzası olduğunu yazacaktır basın tarihini gelecek kuşaklara aktaracak olan "namuslu" ve "vicdanlı" kalemler. Ben, düşene vurmuş olmamak için, sadece değinmiş olmakla yetiniyorum.

Kendi meslekdaşlarıyla helalleşmeyi başaramayan Ertuğrul Özkök, toplumla ve kurbanlarıyla nasıl helalleşecek bilemem. Özkök'ün vicdanıyla ve vicdanlarla başı dertte olacak, Allah yardımcısı olsun.

Malum isteyenin yüzü bir kara derler ama vermeyenin de o çektikleri var ya... Bir Allah bilir bir de kendileri.. Helallik almak "kelebek" dağıtmak kadar kolay değildir.

Küçük bir ek:

Sayın Ertuğrul Özkök katıldığı bir televizyon programında ".. yeni fikir üretemeyenlerin hakaret yazıları yazdıklarından" dem vurdu ve kendisinin "fikir ürettien yazılar kaleme aldığını" dile getirdi. Hürriyet'in amiraliyken fikir yerine "kupon" üreterek gazetesini satmaya çalıştığı malum. Biz eleştiriyor ve soru soruyoruz. Amacımız hakaret değil, yazılarımızda da hakaret yok. Soru anlaşılmamış olabilir, yinelemekte yarar var: Kaç basın emekçisi sosyal güvencelerinden yoksun bırakılarak çalıştırıldı? Kaç basın emekçisi "tazminat"lardan sıyırmak için, işten çıkartılarak yeniden işe alındı?.. Önce sorulara yanıt! Sonra da helallik..