
Aşk şarkıları, özlem, keder... Eylülde her şey başkadır. Sanki bir sevginin ardından bakar gibi, sanki yaşantıların son limanı, sorgulama dönemi, baharın uykuya yatmak istediği, bir sonraki ilkbahara kadar...
Yaz aşklarının mahkemesidir Eylül...
Karşısına çıkarsın tüm yüreğinle ve ifade verirsin Eylül'e... Durulma, arınma, kararlar verme dönemidir... Doğru zamanda doğru yerde olmak istersin... Hayattan kopmamak ama aynı zamanda sakin ve huzurlu olmak istersin... Sakin bir tatil yapmak, kopmamak ama aynı zamanda kopmak istersin zaman zaman...
Birkaç gün İstanbul'dan uzaklaşayım dedim ve Eylül başında Fethiye'ye doğru yol aldım.
Eylül'de Fethiye bir başkadır.
Kelebekler vadisinde kanat çırparsın savruk savruk ve deli dolu, ya da Kabak Koyu'nda huzuru ararsın. Saklıkent Kanyonu'nda adımlarsın hayatı, tökezler kalkar yine adımlarsın doğayı...
Telmessos, Kaunos, Kadyanda, Tlos, Pınara, Letoon, Sidyma, Ksantos'da tarihe yaslanmak, Faralya'da kahvaltı etmek belki kahvaltıdan sonra Likya Yolu'nda ilerlemek, Belki de Ölü Deniz'de yorgunluğunu gidermek, daha sonra da Kaya Köy'de gizemli bir yolculuğa çıkmak, araştırmak, şair olmak, yazar olmak istersin Eylül'ün Fethiye'sinde, ya da Fethiye'nin Eylül'ünde...
Ben Hisarönü'nde kaldım.
Siz de Hisarönü'nde kalmayı ya da zaman geçirmeyi düşünüyorsanız kopmak istediğinizde bol gümbürtülü bir sürü mekan göreceksiniz.
Sakin bir yerde oturmak istediğinizde sadece bir mekan önerebilirim. Hisarönü'ndeki mekanlar arasında en iyi bahçeye sahip olan London Cafe Bistro'da sakin, huzurlu ve kaliteli zaman geçirebilirsiniz.
Espresso Kahve çeşitlerinin en iyi yapıldığı yer. İster kahvenizi için, ya da isterseniz içkinizi yudumlayın bu anlamda ödediğiniz paraya değecek tek mekan diyebilirim. Sahibi Günay Bey müşterisinin en iyi hizmeti alması için yıllardır kokuşmuş, kalitesiz ürünleri müşterilerine kakalayan diğer mekanların arasında Donkişot misali uğraş veriyor.
Hisarönü'nde kaldığım sürede bol bol sohbet ettiğim London Cafe Bistro'nun sahibi Günay Bey müşterilerin bilinçli olmasını, haklarını korumasını, çok ucuz ürünlere rağbet etmemesini, bu anlamsız, insanların sağlığını tehdit eden rekabet yüzünden restaurant bölümünü kapattığını dile getirirken oldukça üzgün görünüyordu.
Özellikle yiyecek konusunun çok önemli olduğunu sanırım hepimiz biliriz. Birbirinden uygun fiyatlar göreceksiniz Hisarönü'ndeki mekanlarda. Örneğin London Cafe Bistro'nun bahçesinde otururken tam çaprazında bir yer gördüm. English Breakfast 5TL. Şaşkına döndüm. İngiliz kahvaltısını bilirim. 5TL.ye bu kahvaltıyı mal etmeniz mümkün değil. Ve buna benzer mekanlarda bir sürü ilginç ürün ve rakamlar.
Canımı sokakta bulmadığımı düşünerek güvenmedim, güvenemezdim. Defalarca tur attım Hisarönü'nde karnımı sağlıklı bir biçimde doyurabilmek için ama nafile.
Buradan Ölüdeniz ve Fethiye Belediye'sine sesleniyorum. Buna benzer mekanları görmüyor musunuz? Adam resmen ben insanları zehirleyeceğim diye pankart açıyor. Hiç mi denetim yok! Ve o 20 civarındaki kocaman menü tahtalarını nasıl kaldırımlara yayabiliyorlar aklım almıyor.
Turizmin gözde bölgelerinden birisi olan Fethiye'de yaz aylarında belediye de tatil yapıyor herhalde. Tatillerini Fethiye'de geçirseler yine de fark ederler ama sanırım bambaşka yerlerdeler.
Yani anlatmak istediğim denetim yok, kontrol mekanizması diye bir şey yok. Fethiye turizmi maalesef uçuruma doğru almış başını gidiyor.
Çok ilginçtir ki iki aklı başında mekan karşı karşıya. Yani London Cafe Bistro'nun tam karşısında Kebab's (Bizim Lokanta) diye bir yer göreceksiniz bu mekan da uzun yıllardır hizmet veriyor ve son derece güvenilir.
Damak tadınıza ve sağlığınıza önem veriyorsanız burada karnınızı doyurun ve tam karşısındaki London Cafe Bistro'ya geçip harika bahçesinde ister kahvenizi, isterseniz içkinizi yudumlayın derim. (www.londongardenbarhisaronu.com)
Fazla mekan adı veremedim üzgünüm ama Hisarönü'ne gittiğinizde hatta bir iki deneme yanılma metoduyla bana hak vereceğinizi biliyorum.
Hoşçakalın, kendinize iyi bakın...
TÜM YAZILARI
- Domain siteleri güvenilir mi? (14 Şubat 2015 Cumartesi)
- Koş da gel Mersin diye diye… (27 Kasım 2014 Perşembe)
- AKP’lilere son çağrı (28 Mart 2014 Cuma)
- Halkın, tazminat hakkı var… (05 Ocak 2014 Pazar)
- Big Chefs Güven Tazeliyor… (29 Aralık 2013 Pazar)
- ‘Yeşil Sermaye’ ye ödün vermek… (23 Aralık 2013 Pazartesi)
- Sana hiç yakışmadı Big Chefs… (16 Aralık 2013 Pazartesi)
- Bir Sabri Kaliç vardı... (24 Eylül 2012 Pazartesi)
- Her ‘dil’de aynı tat (20 Temmuz 2012 Cuma)