Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Facebook tatilleri

info@haberdukkani.com 02 Ağustos 2014 Cumartesi

Bir tuhaf toplumuz doğrusu.. Tatil anlayışımız da benzersiz.

Son yıllarda turizm patlaması yaşanıyor. Turizm şirketleri taksitli turlar düzenliyorlar. Dar bütçeli vatandaşlar bu sayede tatil yapabiliyorlar en önemlisi ülkelerini tanıyabilme fırsatına kavuşmuş oluyorlar.

Kendi ülkesini hiç tanımadan yaşayıp göçüp giden nice kuşakları bir düşünecek olursak, bu durum yürek ferahlatan önemli bir gelişmedir.

Yeri geldiğinde bu topraklar için hiç düşünmeden can vereceksin ama Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içinde kalan güzelliklerden mahrum bir yaşam sürdüreceksin! Ata mirası toprakları tanıyamamak, görememek ne büyük bir acı.. Bu bir insanın başına gelebilecek en büyük talihsizliklerden birisidir.

Türkiye'de değişiyor, insanlarımız düzenlenen turlara katılarak ülkesinin her köşesini gezip dolaşıyor, tanıyor; insanlarıyla kaynaşıyor.

Globalleşen dünyada "yerel" ve "kapalı" yaşamların sonu geliyor. Tüm dünya insanlığı sarmaş dolaş kucaklaşabilecek, o mutlu döneme ulaşılmasına çok az bir zaman kaldı. Gün gelecek global sermaye efendilerinin hırsları da törpülenecek, gerçekte kendi felaketlerini hazırladıklarının farkına varıp uyanacaklar ve dünya insanlığı rahat bir nefes alabilecek.



Konumuza gelecek olursak.. Son yıllarda vatandaş bankalara borçlanıp borç bataklığında nefes almaya çalışırken, kısacık insan ömrünü kendisi için de yaşaması gerektiğinin farkına varır gibi olmaya başladı.

Gırtlağa kadar "faizli borç" içinde debelenen sade vatandaşlar, medyanın da özendirme çabalarıyla, "Turist" olmanın önemini kavradı; anladı ki, kısacık ömrün içinde kendisine ayırabileceği zamanlar "mutlu" olabileceği anlardır. Borç yiğidin kamçısıdır, deyip, biraz da tatil için borçlanmayı göze alanlar, gittikleri yerlerde cep telefonları ile çektikleri fotoğrafları sosyal ağlarda paylaşıp "düşman çatlatmaya" başladılar.

Ve çılgınca bir kıyamet kopuverdi. Sosyal paylaşım ağlarında "düşman çatlatan" tatil fotoğrafları yayınlandıkça, iç turizmde büyük bir patlama gerçekleşti. Tıpkı beyaz eşya ve otomobil sektöründe yaşanılan talep patlaması gibi.. Beyaz eşya ve otomobil sektörünün devlete ödedikleri vergi miktarları medyada sıkça yer aldığından biliniyor ama turizm şirketlerinin ödedikleri vergi miktarından henüz "TIK" yok! Oysa ki; dehşet cirolar elde ediyorlar. Ne vergi ödedikleri ise henüz meçhul! Devletin ilgili birimleri diğer sektörleri denetlediği gibi turizm şirketlerini de denetliyorsa eğer, ülkenin yükü bordro mahkümlarının sırtında kalmaya devam edecek demektir. (HABERE GİT) Şükürler olsun ki (TUİK) Türkiye İstatistik Kurumu sesimizi duyup biz bu yazıyı yayına koyduktan 4 gün sonra bir açıklama yaptı.

Özellikle son 10 yıldır insanlarımız buldukları her fırsatta yollara düşüp Türkiye'nin dört bir köşesine seyahatlere çıkıyorlar. Attıkları her adımı fotoğraflayıp sosyal ağlarda yayınlıyorlar. Öyle ki, sırf "düşman çatlatan" fotoğraf karelerini sosyal ağlarda yayınlayabilmek amacıyla yollara dökülen geniş halk kitleleri, bu uğurda 12 ay faizli borç ödemeyi hiç düşünmeden göze alabiliyorlar. Tatil sonrasında icra memuru kapıya dayanacak olsa ne yazar!..

Sözün kısası facebook ve twitter gibi ağlarda "düşman çatlatan" fotoğraf kareleri ile "selfie" yayınlamak için bankalara kredi kartıyla borçlanmayan vatandaş kalmadı!

Gün gelip öğrenecekler, bu komedi değişecek elbette, "düşman çatlatan" kareleri sosyal medyada yayınlamak yerine, ülkelerini tanımak için turist olacak kuşaklar yaşayacak bu topraklar üzerinde.. Daha dün sadece şehit olabilmek için yaşayanların yerlerini "selfie" fotoğraflarını sosyal ağlarda yayınlayabilmek için kredi kartlarıyla bankalara faizli borçlanabilen "yerli turisler" kuşağına erişebildik hamdolsun!


Turist rehberi Osman Yıldırım: "Bundan 10 yıl önceki dönem olsa, bu çalışmam ile her tur sonrasında İstanbul'da bir daire satın alabilirmişim. Ne yazık ki, ben sekiz yıldır bu işi yapıyorum"

Bir sonraki yazıda Turizm Şirketleri'nin kültürsüz turistlerimiz için düzenledikleri sözde kültür turlarının içler acısı, trajikomik halleri ile Türkiye'yi hiç tanımayan, ve tarihinden habersiz "komisyon avcısı" rehberlerini aktaracağım. Rize'de çay fabrikası gezip ülkenin her yerinde rahatlıkla bulunabilen paket paket çaylar ile gittikleri yerlerde Çin malı hatıra objeleri satın alan yerli turistlerimizi ve "Ayder Yaylası"nda Adapazarı mısırı ile sahte balları kilosu 300 Türk Lira'sına satan uyanıklarımızın öykülerini okurken insanlık hallerimize şaşıracak, ama bir o kadar da çok eğleneceksiniz..

TURİZM ŞİRKETLERİNDEN ŞİKAYETLERİ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN


YAZI DİZİSİNDE YER ALAN BAZI KONU BAŞLIKLARI:

1). TURA ÇIKANLAR NEDEN SAVCILIKLARA KOŞUYORLAR?

2). TİCARİ DAVALARI NEDEN TUR ŞİRKETLERİ KAZANIYOR?

3). PARALEL YAPI TUR ŞİRKETLERİNDEN ÇIKAR SAĞLIYOR MU?

4). KÜLTÜR BAKANLIĞI TUR REHBERLERİ İLE TURİZM ŞİRKETLERİNİ DENETLİYOR MU?

5). MALİYE BAKANLIĞI MÜFETTİŞLERİ TURİZM ŞİRKETLERİNİ NE ÖLÇÜDE DENETLİYORLAR?

6).  İLAN VE REKLAM PASTASIYLA BESLENİP SUSTURULAN MEDYA

7). YOL KENATRLARINA TERK EDİLEN TUR YOLCULARI

8). TUR OTOBÜSLERİNDE KAVGALAR

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük