Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Gazeteler ne yazarsa yazsın

info@haberdukkani.com 28 Ekim 2010 Perşembe

Son yıllarda gazeteler "felaket tellallığı" yaparak okuyucu kazanmaya çalışır oldular. Geçmiş dönemlerde "kupon"la tencere, tava dağıtırak ayakta kalmaya çalışan gazeteler, bir dönem de "kupon dolandırıcılığına" kadar tırmandırmışlardı işi.. Halk basın sektöründeki bütün bu skandalları unuttu sanıyorlar ve hala da kendilerini "saygın" zannediyorlar ya.. siz, onlara hiç aldırmayın; bırakınız düştükleri yerde kalsınlar.

Türkiye, Dünya'ya entegre oldu, dişliler arasında çok önemli bir vites halkası oluşturdu. Hiçbir güç Türkiye'den vazgeçemez. Çünkü, Türkiye'siz hiçbir yol kat edilemez. Dünya bu gerçeği biliyordu ama Türkiye'nin kravatlı oligarşik çeteleri bu gerçekten habersizdiler. Turgut Özal ile birlikte başlayan ve gelişen süreçle "entrika" labirentlerinin karanlığına çekilmek istendiyse de Türkiye; yeni çağın rüzgarlarıyla yeni bir rotada başarıyla sürdürüyor yolculuğunu..

Gazeteler ne yazarsa yazsın, hiç aldırmayın. Gazete manşetleri tarihe tanıklık etmesi gerekirken, tarih yazmaya kalkışınca; basında "eksen kayması" yaşanır. Basının görevi "ayna" olmaktan ibarettir. Medya patronları "işadamı" olunca eksen kayması gerçekleşir. Ne meslek etiği kalır ne de basın ilkeleri.. Basın yok olur. Bugün Türk basını yok varsayılacak noktaya ulaştı. Basını bu noktaya taşıyanlar, köşelerinde kaygılı, geceleri yataklarında rahat bir uykuya hasret yaşıyorlar hayatı. Türk halkına yaşamı zehir edenlerin yaşamları zil karanlık bir dönemden geçiyor. Hepsi kendi korkularında boğuluyorlar. Gün gelecek "günah çıkartmaya" başlayacaklarsa da halk onlara gülüp geçecek. Halkın iradesini hiçe sayanları kim ve ne olurlarsa olsunlar halk da hiçe sayıyor.

Günümüz Türkiye'sinde gazeteler neredeyse bedava dağıtılıyor ama okuyanı yok. Türk basın sektörünü bugünlere taşıyanların omuzlarında "vebal" yükü var. Bu yükle yaşamaya da mahküm oldular. Tarih onlardan nasıl söz edecek? Burada dile getirmeye gerek yok, zira herkesin malümudur.

Cakasından geçilmeyen, yanına yaklaşılamayan, her şeyi en iyi bilen, halka tepeden bakan ve neredeyse tüm basın emekçilerini kölesi zanneden Ertuğrul Özkök'e küçük bir hatırlatma da yarar görüyorum: Lütfen Hustler Dergisi'nin Aralık/1994 tarihli birinci sayısının 6. sayfasına şu günlerde bir daha baksın. Sonra da 13. Ekim. 2009 tarihli yazısını bir kez daha okusun. Gerçek gazetecilerin yıllar önce kendisine nasıl bir ayna tutmuş olduklarını bir kez daha hatırlamasında yarar var. Dağıtımını Hürriyet'in yaptığı Hustler Dergisi emekçilerinin meslek ilkelerini anımsatma çabalarında ne kadar haklı olduklarını bugün daha iyi anlayacaktır.

Tarih hiçe sayanların hiçe sayıldıklarını aktaran sayısız örneklerle doludur.

Gazeteler ne yazarsa yazsın kimse aldırmıyor. Halk, özgür iradesinin temsil edilmesinden hoşnut. Halkın değil de patronlarının çıkarlarına hizmet eden gazetecilere ne oluyor?

Basının gücünü kendi güçleri sananlar yanıldılar. Geçmiş olsun.. Türkiye, yeni ufuklara yelken açtı.. Halatlarla bağlandığı limandan çıktı, açık denizlere açıldı. Gazeteler ne yazarsa yazsın.. Türkiye Cumhuriyeti 87. yıl dönümü kutlamalarını coşkuyla ve heyecanla yaşıyor.

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük