Gün gelir heykeller sökülür

info@haberdukkani.com 26 Nisan 2011 Salı

İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı tarafından Neşet Ertaş'a doktor ünvanı verildi.

Can Dündar:
"Önce heykeliniz dikildi şimdi doktora aldınız, ne hissediyorsunuz" diye sordu, Dr. Neşat Ertaş'a...

Ertaş:
"Efendim dikilen heykel bir gün olur sökülür ama ekilen emek hiçbir zaman sökülemez" diye, yanıt verdi.

Hataya atılırken yol parası olmadığı için, köyünden İstanbul'a otobüste ayakta gelen Ertaş, bugün tüm Dünya'da ayakta alkışlanan dev bir sanatçı.

Üstadın ağzından çıkan her sözcük altın değerinde, "Efendim dikilen heykel bir gün olur sökülür" sözleri de gerçeğin sesi. Dikilen hangi heykel gün gelip saldırıya uğramamıştır, dikilen hangi heykel gün gelip sökülüp parçalanmamıştır ki..

Heykel/yontu kuşkusuz ki bir sanat eseridir. Heykeltraş/yontucu elbette ki sanatçıdır. Ama gelin görün ki; yontucular genel de sipariş üzerine eserler üretirler. Sipariş üzerine üretilen eserler sonsuza kadar yaşama şansına sahip olamıyor. Bu diğer sanat eserleri ve sanatçılar için de geçerli.. Sanatçıların içlerinden gelerek ürettikleri eserlerin kalıcı olma şansı çok daha fazla. İşin içine sipariş ve akçe girince; parayı veren düdüğü çalıyor. Sipariş edip parasını ödeyen heykeli söküp atabiliyor!

Sanatçı özgür iradesiyle eserini meydana getirmiş ve satıp paraya tahvil etmemiş ise; o esere hiç kimse ne dil uzatabiliyor ne de el..

Günümüzde çeşitli endüstrilerin hizmetinde üretim yapan pekçok sanatçı var. Sürekli üretiyorlar. Onca emek verip ürettikleri çalışmalar çok çabuk tükeniyor, yok oluyor. Bu üretim çarkında yer alan sanatçılar belki rahat bir yaşam sürdürebiliyorlar ama ölümsüzlüğe imza atmayı başaramıyorlar.

Türkiye geçmişte örnekleri olduğu gibi bugünlerde de bir heykelin dikildiği yerden sökülmesi çalışmalarıyla çalkalanıp duruyor. Dr. Neşet Ertaş'ın sözleri tarih galerisinin koridorlarında sonsuza değin yankılanıp duracak. Tıpkı sazıyla dillendirdiği türküler gibi..