Günahları sadece Tanrı bilir

info@haberdukkani.com 15 Mart 2014 Cumartesi

Gecenin koyu karanlığı güneşin ışıltılarıyla aydınlanırken, uykunun derinliklerinden süzülüp bedene dönen ruh, insan beynini faaliyete geçirdiği andan başlayarak, attığı her adımda yeni bir karar alıp uygulayan insan, günah ve sevaplarına yenilerini eklemeye başlar. Bu bütün bir ömür boyunca tekrarlanacak olan küçük bir oyundur.

Kozmik sonsuzluğun içinde fanilerin hiç durmaksızın oynadıkları bu küçük oyunda, kötülük/günah ve iyilik/sevap taşlarıyla her birey, vadesi geldiğinde yıkılacak olan kendi yaşamını inşa eder.

Yaşamlar ne kadar pırıltılı ve görkemli ise, günahlar/kötülükler o kadar muhteşem demektir.

Her fani ne kadar günahla yaşayacağına sadece kendisi karar verir. İşte bu nedenledir ki; bir faninin ne kadar günahı olduğunu sadece Tanrı bilir.

Sevaplar/iyiliklere gelince, herkes tarafından bilinsin diye yapılır.

Makedonya Kralı II. Filip'in oğlu Büyük İskender: "Yaşıyor olmamı babama, iyi yaşıyor olmamı öğretmenime borçluyum" demiş, 12 yıl, 8 ay hükümranlık sürmüş ve 32 yaşında ölmüştü.

Onca güce, zafere ve ihtişama karşın kısacık bir hükümranlık ve kısacık bir ömür!

Büyük İskender'in unuttuğu bir şey vardı: Tanrı..

Siz, siz olun Tanrı'yı bir an olsun kalbinizden ve aklınızdan çıkartmayın. Ona hep şükredin ve her şeyi Tanrı'ya borçlu olduğunuzu unutmayın.