Hayatı anlamanın en kısa yolu

info@haberdukkani.com 28 Kasım 2011 Pazartesi

Çocukluk günlerimden bana kalan kadim bir dost Tayfun KURT...

Karadeniz kenti Trabzon'dan, İstanbul'un çok özel bir semti "Ayazpaşalı," Galatasaray Lisesi'nden mert bir kişilik.. Kolayına yetişmeyecek bir "adam", en zor zamanlarda "Hızır" gibi imdada yetişen bir dost. Karadeniz kadar hırçın ama Karadeniz kadar billur ve berrak..

Tayfun Kurt, Çınardibi Sahaf Dükkanı'nda yıllarca yazarlara, araştırmacılara ve okurlara en "bulunmaz" sanılan kitapları sundu. Hatta ve hatta "unutulmuş" kaynak eserlerden yazarları ve araştırmacıları haberdar ederek, kültür dünyasının kaynaklarının yeniden ölümsüzlük kazanmasını sağladı, kurumasını önledi.

Çınardibi Sahaf, parayı her verenin kitap satın alabileceği ya da raflarında dizili kitaplara dokunabileceği bir dükkan değildi. Çınardibi Sahaf'tan kitap satın alan kişiler "okur" olanlar, kitabın kadrini kıymetini bilenler ve "bilgi"ye saygı duyanlardı.

Tayfun Kurt kardeşimin Çınardibi sahaf dükkanı, yazarların "oksijen" aldıkları, dostluk ve sevgiyi paylaştıkları huzur cennetiydi.. En baba küfürlerin havada uçuştuğu, en derin ve içten saygının, vefanın, centilmenliğin odak noktasıydı.

Değerli dostum Tayfun Kurt aramızdan ayrılalı uzunca bir zaman oluyor. Yaşamının son döneminde küçük sakin ve huzurlu bir köye yerleşme, yalnızlığının tadını çıkarta bilme arzusuna kapılmıştı. Tıpkı benim gibi.. Bu arzu sardıysa yüreği, insan bir daha iflah olmuyor galiba.. Yalnızlığın tadını çıkartma arzusu iyi bir işaret olmasa gerek!

Çocukluğumun Ayazpaşa'sından kazandığım dostluk bir ömür boyu sürdü, taa ki; ölüm bizi ayırana kadar, birlikte hep çocuk kaldık Tayfun Kurt ile..

Tayfun Kurt: "Hayatı anlamanın en kısa yolu okumatır. İnsan okur" derdi. Ve bu sözü de Çınardibi Sahaf dükkanında asılı dururdu. Bu söz şimdi benim aklımda asılı..

Hayatı anlamanın bir başka en kısa yolu da, bir dosta ihtiyaç duyabilmektir.

3 Eylül 2008 tarihinde vefat ettiğinde ne yazık ki ben, ondan çok uzakta, dipsiz bir koyu karanlığın içindeydim. Keşke yanında olabilseydim. Değerli dostum Tayfun, benim romanlarımın gizemli, kendi yaşamının ise duru ve net kahramanı, okurların pusulasıydı.