Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Hayatın değişik pusulaları var

info@haberdukkani.com 27 Kasım 2013 Çarsamba

Denzici pusulayı şaşırırsa hali dumandır, rotayı sapıtır.

Zaman zaman pusula bile rotanın garantisi olamazken, yaşamın değişik pusulalarına teslim edilen hayatlar da kararıp sönebilir.

Yaşamın değişik bir pusulası da şaraptır. Kırmızı şarapla doldurulmuş bir kadehin içine bakınca, "Hiç bir şey geleceği şarap kadar gül pembe gösteremez" demiş Alexandre Dumas Pere..

Mezopotamyalı Ömer Hayyam, ömrü boyunca şarapla gayri meşru bir yaşam sürdürmüşse de şarabın geleceği gül pembe gösterdiğini keşfedememiş, sadece hoşluğunu yaşayıp keyif çatmıştır.

Şarap Tanrısı Dionisos, Anadolu topraklarında doğduğu içindir ki; bu toprakların gerçekleri  her dönemde şarabın içinde sır olarak kalmıştır.

Taa ki, şarap fıçısı parçalanıp dağılana ya da bir şarap şişesi kırılıp parçalana kadar.. Tıpkı Türkiye'nin yakın tarihinde çok derin izler bırakmış olan "İSKİ" ile "Susurluk" Skandalları gibi..

Cinayet, rüşvet, kumar, servet ve seks; doğası gereği beşi birarada olabilirler. Bu sıkıfıkı beşlinin arasına "ihanet" sızmaya kalkışır ise; sonuç kahramanlarının her birinin felaketi olacağından asla ihanete aralarında yer vermek istemezler.

Tahrip gücü çok yüksek olan şarap ile ihanetin ortaklığı; cinayet, rüşvet, kumar, servet ve seks dayanışmasının üzerinden çelik bir silindir gibi gelip geçiverir. Bazen şarabın pusulası ihanet, bazen de ihanetin pusulası şarap olur; her ikisi de daima birlikte yuvarlanırlar.

Mezopotamya'da sadece Hz. Ali'yi sevenler şaraba hoşgörüyle bakabilmişlerse de Batı dünyasındaki gibi bir yer edinememiştir yaşamın içinde..

Şarap ile edebiyat, şarap ile müzik, şarap ile hoş sohpetler, şarap ve aşk filizlenememiştir ne Anadolu ne de Mezopotamya ikliminde; bu büyük kültürel yoksunluk asık yüzlü ve afyonlanmış insanlar topluluğu oluşmasına neden olmuştur.

Ölüm hiç kimse için, hiç bir zaman değişmez ama şarap tıpkı yaşamı değiştirdiği gibi ölümü de değiştirir. Mezopotamya bu gerçeği bile henüz keşfedebilmiş değil.

Mezopotamyalılar erkek kahvelerinde nargile fokurdatıp çay yudumluyorlarken, burunlarının dibindeki Hindistan uzay boşluğuna yelken açtı, global yatırım oyuncularının gözdesi olmayı başardı bile..

Anadolu'nun öğrenim gören gençliği pozitif bilime okullarda mı yoksa, dershanelerde mi kavuşabilecek? Sorusu siyaset okyanusunun yapay ama dev dalgaları arasında çırpınıp duruyor henüz..

Üniversite gençliği kızlı erkekli dans partileri düzenleyip şarap ve müzik eşliğinde  hakları olan gençlik heyecanlarını yaşayabilmek yerine; kampüsler ve kent meydanlarında gaz mermileri ile polis coplarının yol açtığı etkilerle yaşamlarının hiç bir döneminde iyileşemeyecek ruhsal travmalarla sakatlanıyorlar.

Polis copu ile gaz bombası da yaşamın değişik birer pusulalarıdır. Hiç akılda olmayan vahşi, ıssız ve ölümcül kıyılara sürükler kitleleri.. Polis işkencesi de öyle..

Tıpkı Sultan Ahmet Meydanı idam sehpaları, Sinop, Diyarbakır, Sağmalcılar Cezaevleri, Sansaryan Han tabutlukları, Ziver Bey Köşkü İşkencehanesi, JİTEM Karakolları, devletten maaşlı özel ve gizli birlikler gibi; yaşamın değişik pusulalarına güvenenler her dönemde rotayı sapıtanlar olmuştur.

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük