
31 Mart yerel seçimlerinin ardından yaşanan İstanbul krizi, kimi insanları sevindirmiş, kimilerini de çok üzmüştü. Tıpkı, seçimlerin yenilenme kararında olduğu gibi... 31 Mart öncesinde yaşanan çirkin propaganda söylemleri, 31 Mart'tan sonra bir nebze olsun yumuşamıştı. Sonra bir çocuk çıktı ortaya ve Adaylardan birine, 'Her şey daha iyi olacak' dedi. O aday da bu söylemi slogan haline getirdi.
Demokrasiden, sevgiden, barıştan ve dostluktan yana olan insanları mutlu eden bu söz, rakip aday tarafından da benimsendi ve o aday da, 'Her şey çok daha güzel olacak' demeye başladı. Bu gerçekten sevindirecek bir tutumdu.
31 Mart'tan önceki çirkin söylemlerle geçirdiğimiz ayları unutmaya çalışırken, bu kez 23 Haziran'a kadar yaşayacağımız olumsuzlukların üzüntüsüne kapıldık. Çoğumuz, 'Şu seçim tamamlansa da, bu eziyetten kurtulsak' diye dua ederken, nihayet 23 Haziran geldi ve, 'Her şey güzel olacak' sloganını benimseyenler seçimi kazandı.
Seçim akşamından itibaren facebook, messenger ve WhatsApp'ıma yüzlerce, 'Her şey güzel oldu' mesajı geldi.
Tabii ki ben de 'Demokrasiden, sevgiden, barıştan ve dostluktan yana olan' bir insan olduğum için sevindim. Çirkin söylem ve tartışmalardan kurtulduğumuz için de mutlu oldum.
Hele hele, seçimi kaybedenin, kazananı tebrik etmesi, seçimi kazananın Cumhurbaşkanı'na, 'Sizinle birlikte çalışmak istiyorum, sizi ziyaret etmek istiyorum' deyişine, Cumhurbaşkanı'nın da tebrik mesajı göndermesine daha çok sevindim.
İşte bu nedenle, gelişmelerin medeni ülkelerde olduğu gibi yürümesi için, ' HER ŞEY OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ OLUR İNŞALLAH !' diyorum.
Seçimler öncesindeki çirkin söylemlere ayak uyduran, eşi ve dostuyla dahi çirkin tartışmalara giren ve ayrışmaya yol açan yurttaşlarım da gevşerler inşallah ! (Sevgili okurlarım-yurttaşlarım, dikkat ettiyseniz yazımın içinde hiç isim yok. Olur ya, bu isimlere alerji duyanlarımız vardır. Eeee, ben de hep 'renksiz' olmak isterim ya! Objektifliğime halel getirmemek için isimleri bile yazmadım.
Ama, seçime damgasını vuran sloganın sahibi küçük çocuk Berkay'ın adını yazmamda bir mahsur yoktur sanırım.
Stressiz ve huzurlu günler dileğimle...
Hollanda medyası
İstanbul seçimlerine, tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi, Hollanda medyasından da geniş yer verildi. Seçim günü birinci sayfasını olduğu gibi bu konuya ayıran De Volkskrant gazetesi, Türk halkının büyük bir heyecan içinde olduğunu yazdı.
RTL televizyonu seçim günü akşam haberinde, ilk haber olarak Hollanda'daki tropikal hava sıcaklığı haberinden sonra İstanbul seçimlerini yayınladı. İstanbul muhabirlerini canlı yayında konuşturan RTL, seçim sonucunun Türk demokrasisine zenginlik kazandıracağını belirtti.
Yarı devlet Kurumu olan NOS Televizyonu, akşam ana haber bülteninde İstanbul seçimlerini ilk haber olarak verdi. NOS televizyonu da İstanbul'daki muhabirine canlı bağlandığı haberinde, seçimi kaybeden Binali Yıldırım'ın ve daha sonra da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, rakipleri tebrik etmesinin, Türk demokrasisi için bir kazanç olduğunu bildirdi.
Seçimin ertesi günü Hollanda gazeteleri de bu konuya birinci sayfalarında yer verdi. Sosyal Demokrat görüşlü De Volkskrant gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mağlubiyeti kabul ettiğini, seçime yeniden bir itirazın beklenmediğini yazdı.
Ülkenin en büyük gazetesi olan De Telegraaf gazetesi ise şunları yazdı:
''İstanbul'da tekrarlanan Belediye Başkanlığı seçimini yeniden Ekrem İmamoğlu kazandı. Bu kez sonuç kesin: İktidar partisi AKP'li rakibi Binali Yıldırım kaybettiğini kabul etti.
İmamoğlu, muhalefet partisi CHP adayı idi. Mart ayında yapılan seçimi de o kazanmıştı. Fakat o dönemde Yıldırım'dan ancak 13.000 fazla oy alabilmişti. Neredeyse Hollanda kadar nüfusu olan İstanbul'da bu kıl payı fark sayılır.
Şimdi Yıldırım ile aradaki fark çok fazla. Oyların %54'ünü alan İmamoğlu, Yıldırım'a 775.000 fark attı. Bunda biraz da seçimlere katılımın, mart ayının çok daha üstünde olmasının payı var.
İmamoğlu seçim sonrası yaptığı konuşmasında, 'Bu, İstanbul için yeni bir başlangıç' dedi ve doğrudan Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hitaben, 'Sayın Cumhurbaşkanı, depreme hazırlık gibi, daha hızlı metro yapmak gibi, mülteci konuları gibi, İstanbul'un acil sorunlarında merkezi ve yerel yönetimin merkezi yönetim ile uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlamanın önemi ortadadır. Ben ilkelere uygun olarak sizinle uyum içinde çalışmaya hazırım ve talibim' dedi.
Cumhurbaşkanı, İstanbul'un müstakbel belediye başkanını bir twit ile kutladı. Erdoğan'ın seçim kampanyasında söylediği 'İstanbul'u kazanan, Türkiye'yi de kazanır' sözünden hareketle, İstanbul'un kaybına sonun başlangıcı demek fazla iyimserlik olacaksa da, Erdoğan'ın imajına büyük hasar verdiği bir gerçektir.''
Türkiye'de demokrasi
Hollanda medyasında genel olarak vurgulanmak istenen, İstanbul seçimlerinin Türk demokrasisine yararlı olduğu gerçeğidir. Yorumcular, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İmamoğlu'nu tebrik etmesinin, Erdoğan'da bir yumuşama emaresinin başlangıcı olduğunu vurgulamaya çalışıyorlar.
Aynı yorumcular, gelecek seçimlerde İmamoğlu örneğinin başka yerlerde de yaşanma ihtimali üzerinde duruyorlar.
Fotoğrafta gördüğünüz küçük Berkay'ın 'Her şey daha güzel olacak' sözünü, , her şeyin medeni ülkelerde olduğu gibi yürümesi için, ''HER ŞEY OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ OLUR İNŞALLAH !'' diye yineliyorum.
TÜM YAZILARI
- Hollanda'da sahte mülteciseverlik (16 Nisan 2022 Cumartesi)
- Konuşma ahlâkından yoksun kişiler neden revaçta? (13 Şubat 2022 Pazar)
- Noel Baba hakkında bilmediklerimiz (13 Ocak 2022 Perşembe)
- Sefarad sergisi (17 Kasım 2021 Çarsamba)
- Kripto para gerçeği (24 Nisan 2021 Cumartesi)
- Yine Haçlı ruhu! (04 Mayıs 2020 Pazartesi)
- Salgın hastalığı ilmi ve dini açıdan yorumlamak (08 Nisan 2020 Çarsamba)
- Hukuk devleti mi, hakimler devleti mi? (24 Mart 2020 Salı)
- Umutla girdiğimiz 2020 yılı hayal kırıklığı yaratmaz inşallah! (14 Şubat 2020 Cuma)
- Kim ne derse desin, Avrupalı koyun gibi, Türk tilki gibi ! (29 Ocak 2020 Çarsamba)
- En büyük eksiğimiz Lobi faaliyeti ve siyaset (27 Aralık 2019 Cuma)
- Yazamadı (!) (04 Aralık 2019 Çarsamba)
- Olaylara Türkiye’den ve yurtdışından bakış farkı (01 Kasım 2019 Cuma)
- Hollanda Selefilik ile Çalkalanıyor (16 Eylül 2019 Pazartesi)
- Turizmde şımarıyoruz; önlem alınmazsa, turizmimiz çöküşe geçer (31 Ağustos 2019 Cumartesi)
- Düşünemiyorum, yazamıyorum, zira yazma şevkim kırıldı (21 Mayıs 2019 Salı)
- İlticacıların, sorunlarını sığındıkları ülkeye taşımamaları isteniyor (12 Şubat 2019 Salı)
- Sosyal medya canavarı... (11 Ocak 2019 Cuma)
- Torpilli olmanın, zirve yaptığı bir dönem yaşıyoruz (21 Aralık 2018 Cuma)
- Adab-ı muaşeret (Görgü kuralları) (31 Ekim 2018 Çarsamba)
- Lozan Antlaşması, iki kutup arasında değişik değerlendiriliyor ama... (17 Ağustos 2018 Cuma)
- Erdal İnönü 92 yıl önce doğmuştu (03 Temmuz 2018 Salı)
- Yeni yıla girerken (27 Aralık 2017 Çarsamba)
- 50 Yıl önce sokaktaki, 'Hemşehrim nerelisin' deyişi özlüyorum (31 Mart 2017 Cuma)
- İçtimai duruma göre hareket etmek... (13 Mart 2017 Pazartesi)
- Aaaah içine tükürdüğüm politika ah! (26 Şubat 2017 Pazar)
- ABD dağılırsa, AB de dağılır (03 Ocak 2017 Salı)
- 1980'leri yeniden yaşıyorum (24 Temmuz 2016 Pazar)
- Türk toplumunun profili değişiyor mu? (30 Haziran 2016 Perşembe)
- Türklüğümü sorgulayanlara (31 Mayıs 2016 Salı)
- Neden kavgacı bir toplum olduk? (30 Nisan 2016 Cumartesi)
- Hollanda'da Türk gazeteciler (!) (14 Mart 2016 Pazartesi)
- Ahmet Çakar'a cevap (10 Ocak 2016 Pazar)
- 2016'ya girerken (04 Ocak 2016 Pazartesi)
- Kalp spazmından ölüyordum! (04 Aralık 2015 Cuma)
- Kendine 'HİÇ' adını yakıştırmış ama, aslında o 'ÇOK' şey... (04 Kasım 2015 Çarsamba)
- Türk Hava Yolları'na hiç yakışmıyor... (18 Ağustos 2015 Salı)
- Süleyman Demirel ile anılar (19 Haziran 2015 Cuma)
- Bosna Felaketi Batı'nın oyunu muydu? (11 Nisan 2015 Cumartesi)
- Türk siyasetindeki komedi (10 Nisan 2015 Cuma)
- Beni megaloman gibi yazmaya zorlayan vurdumduymazlıklar (10 Mart 2015 Salı)
- Önce Türkiye’yi yasa boğan Özgecan (17 Şubat 2015 Salı)