Herkes korku içinde yaşıyor!

info@haberdukkani.com 04 Şubat 2014 Salı

Çiftçi aç kalma, esnaf kepenk indirme, memur görevden alınma, üniversite mezunu işsiz kalma, sanayici batma, gazeteci hapse atılma, genç kız evde kalma korkusu içinde yaşıyor.

Herkes büyük ve karanlık bir korku tünelinin içinde yaşıyor. Hiç kimse bu dehşet tünelinden çıkamıyor.

Caddeler, sokaklar, meydanlar, iş yerleri, evler, kahvehaneler, lokantalar, terminallerdeki yolcular, ağır bir travma yaşadıkları yüzlerine yansımış insanlarla dolup taşıyor.

Gece yataklarında derin uykularından bile kabuslar görüp sıçrayarak uyanıyor insanlar.

Ne gündüz ne de gece hiç bitmiyor, korku nöbetleri..

Türkiye insanları neden bu hale geldiler?

Neden bir anda kendilerini koyu karanlık bir korku tünelinin içinde buluverdi insanlar..

Neden korkuyorlar?

Herkesin ayrı bir korkuya kelepçelendiği bir ülke oldu Türkiye!

Mazide kaldı mehtaplı gecelerde şarkı söyleyen insan toplulukları..

Sararıp solmuş eski fotoğraflarda gülümseyen, mutlu insan çehrelerine şaşkınlık ve hasretle bakıp iç geçiriyor insanlar..

Aşıklar öpüşmeye korkuyorlar.

Akşamcılar kafa çekmekten korkuyorlar.

Bir erkek ile bir kız aynı çatı altında biraraya gelebilmekten korkuyorlar!

Yasak aşkın meyvası "masum bebek" katil hatta canavar haline getiriyor gencecik kızları; aile korkusu ile mahalle baskısı insanın kanını donduran bebek cinayetlerine neden oluyor, hem de hemen her gün! Aşk öyküleri insanlık dışı canavarlık öyküleriyle noktalanıyor.

Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılan insanlar, ailelerini katlettikten sonra intihar ediyorlar!

Korku kapladı tüm Türkiye'yi.. Hakim, savcı, general, milletvekili, emniyet mensubu, siyasetçi, sanatçı, basın mensubu, medya patronu, öğretim görevlisi hepsi de korku içinde yaşıyorlar. Akıl alır gibi değil ama gerçek.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakan'ı yurt dışında katıldığı basın toplantılarında bakanlara, milletvekillerine "şantaj" yapıldığını anlatıyor, uzun uzadıya.. Dinleyenler şaşkınlıktan küçük dillerini yutuyorlar! İktidara bile şantaj yapıldığı en yüksek ve en yetkili ağızdan dilleniyor, uluslararası siyaset arenasında kayıtlara geçip tescilleniyor.

17 Aralık'ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun üzerinden 1,5 ay geçti ama eski 4 bakan hakkında hazırlanan fezlekeler, hâlâ Meclis'e gönderilmedi. Eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ve Egemen Bağış hakkında düzenlenen fezlekeler, Adalet Bakanlığı'nda bekletiliyor, Hükümet Meclis'e göndermeye korkuyor.

Başbakan Erdoğan, oğlu Bilal'i çanta gibi yanında gezdiriyor, yolsuzluk soruşturması için gözaltına alınmasından korkuyor!

Sade vatandaş nasıl korkmasın?

Kimse yarın başına ne gibi bir çorap örüleceğini kestiremiyor.

Türkiye karanlık bir korku tünelinde yaşıyor.

Mısır sfenksi kadar suskun sokak kedileri de hiç beklemedikleri bir anda otomobil altında kalıp ezilmekten korkuyorlar.