Hey basın mensubu, işsiz kal, aşsız kal ama onurlu yaşa

info@haberdukkani.com 26 Mart 2014 Çarsamba

Basın sektörünün emekçileri her gün "işsiz" kalma korkusu içinde yürekleri titreyerek gidiyorlar işlerine... Bu ne zamandır böyle? Son yirmi yıldır bu gerçek yaşanıyor ama dile getirilemiyor.

Basın zaten hiç bir gerçeği dile getiremiyor, çünkü gerçeği dile getirmeye cüret eden her kim olursa olsun derhal işinden kovuluyor.

Basın emekçisinin işten kovulması ne anlama gelir?

İşte işin bam teli bu soruda gizlidir.

Basın emekçisinin işten kovulması, sektörden dışlanması demektir. Daha açık bir dille, hiç bir basın kuruluşunda bir daha iş bulamaması demektir. Yani o kişi artık "açlığa" mahküm edilmiş olandır. Evli ve çocukları olan birisi ise; bir aile tümden açlığa mahküm edilmiş olur; işte gerçek budur.

Vatandaş, her geçen gün gözden düşen "gazetecilik" mesleğine güvenini yitirmiş durumdadır. Haklıdır da.. Lakin ömür boyu açlığa mahküm edilen bir gazetecinin neler yaşadığını bilemez. Vatandaş, medyanın haline bakıp söver yalnızca..

Basın sektörü kendi söküğünü dikmekten aciz bir haldedir. Trajik faciaları yen içinde saklamaya çalışır, pisliğini, acımasızlığını, zulmünü halının altına süpürüp ayıplarını yorgan altına saklar.

Hey basın mensubu, işsiz kal, aşsız kal ama onurlu yaşa.. Bilirsiniz ki; "Bab-ı Ali'de lağımlar üstten akar" gelin çıkın şu içinde debelenip durduğunuz lağımdan da onurunuzu kurtarın. Adam gibi yaşayın.

Hey basın mensubu, ailene çöpten topladığın ekmeği yedir de lağımdan topladığın lanetli parayı yedirme. Tıpkı senin gibi onların da hayatı kayar. Sonra senin gibi onlar da nafakalarını sadece lağımlarda aramaya alışırlar.

Terk edin ekranları, terk edin gazeteleri, bırakın o lağım çarklarını kim satın almışsa onların olsun.. Onurlu yaşamak sizin de hakkınız. Kurtarın kendinizi şu medyanın pisliğinden. Hani neredeyse hepiniz zaten birer "alkolik" oldunuz ama sarhoş olmak bile vicdanlarınızı susturamaz. Artık ayılın, kendiniz gelin.

Korkmayın, gelecek nesiller yüzlerinize tükürmez.