İsmail AŞÇIOĞLU

Hilebazın vitrin süsleri: I

16 Ocak 2014 Perşembe

Bildiğimiz gibi iyi bir vitrin bir iş yeri için, önemli bir satış tekniğidir. Renk, ışık, süsleme, desen şekil oyunlarıyla satışı arttırma, müşteri edinme gibi, nitelikler taşır. İnsanların duygu ve düşünceleri etkilenir, talep algısı uyandırılarak satış başarısı sağlanır.

Hükümet ve cemaat çatışmasında fikir beyan etmek için "erkenci" olmamak adına, bir süre daha ardışık olarak gelişen olayların gözlemcisi olmayı yeğledim. Haksız söylemelerde bulunup gıybete düşmemek için suskun kaldım.

Aslında çok şey sezinliyor, bütün vitrin süslerini inceliyorum; lâkin taşları da bir türlü yerine oturtamıyorum, bu zor mu? Zor bir şey tabi ki.. Zira hile ve desise mükemmellik gerekliliği arzetmemiş olsa, zaten o deyişi hak etmez..

Humeyni'nin Paris'de ikâmet etmiş olmasına kuşkuyla baktığım gibi, Hoca Efendi'nin de Prensilvanya'da ikâmet ediyor olmasına şüphe ile yaklaşmamış değilim; hep beynimin kenarında kalmıştır..

İsviçre'de, Finlandiya'da, İsveç'de de "medeniyet" ve "demokrasi" varken, neden dünyanın jandarması, yön belirleyicisi Amerika? diye, de düşünmeden edemedim. Yoksa İnterpol kanunları gelecekte "istisna ve müstesna"lara garanti olsun diye, orada geçersiz sayılacak şekilde mi düzenlenmiştir? Ama elbette ki; durum böyle değil; ABD'de ikâmet nedeni için de beynimde yüzlerce fikir jimlâstiği yapıyorum. Bazı haklı nedenler olmakla birlikte, Amerika'yı Amerika yapan zihniyetin bize iyi gözle bakmayacağına emin olduğumdan taşları yerine oturtamıyorum ve aklımdan gecen şüpheler, Hoca Efendi'nin Vatikan ziyareti Türkiye'de haçlı tebaaya yakınlaşması aslında tek dünya düzeninin kabulü ve tasdiki noktasındadır. Tabi ki bu düzenin sahibi İslâm mı olur, Hristiyanlık mı olur, Musevilik mi olur bilinmez! Yüreğimde 2023'de Türkiye'nin parçalanma korkusunu yaşarken, bu düzende bizim tepe olma şansımızı var mı? Verilere bakılırsa maalesef ki; asla yoktur.

Ancak "zamana oynama" olmalı mıdır, olmalıdır. Hemen teslimiyet ne insanlığımıza, ne dinimize ne milletimize yakışır.. Aslında gizli kapaklı bir şey yok herşey aleniyette, ortadadır dünya tarihini incelersek bu günkü neticeleri ile gelecekte nelerin gerçekleşebileceği de ortadır. Milletleri ve dinlerinin uyandırdığı duygu ve düşünceleri de sentezlersek hedefin güçlü tarafı da düpedüz ortadadır..

Yani sen millet olarak 1000 yıllık tarihinde ikiye bölünüp bir taraf "övgü" tarihi, bir taraf "sövgü" tarihi diye bahseder çatışırsan, bundan hiç akıl, mizan ve tecrübe çıkarmazsan eğer, "Atı alan Üsküdar'ı geçer" kelâmı ne ki; Kudüs'e gider..

Neden Kudüs dedim, çünkü "siyonizm"in hedef ve hesaplarının hiç bir zaman hafife alınacak şeyler olmadığını araştırıp gördüm.. Yahudi'nin aslında kardeşin kardeşi boğazladığı dünyada ne kadar mükemmel bir ırk ve ne kadar korkusuz olduğunu gördüm. Siz, hiç birbirinin boğazını arkasına dolanıp sıkmaya çalışan Yahudi gördünüz mü, ben görmedim şahit olana da hiç rastlamadım.

Peki siz, birbirini boğazlayan Müslüman gördünüz mü, ooo çoook hâlâ devam ediyor; Hz. Hüseyin'den, Kerbelâ'dan beri.. Peki birbirini boğazlayan Hıristiyan gördünüz mü ooo milyonlarcasının cesetleri II. Dünya Savaşı'nda toprak altına girdi.. mezarları bile belli değil..

Tamam hadi kabul edelim ki; biz cahildik, İslâm taassubu kullanılarak geri bırakılmıştık..

Peki, 1940 yıllarında bu Avrupalılar uygar ve akıllı değillerdi de 1945'den sonra mı akıllanıp medeni oldular.. sadece bu iki dinin mensuplarına şunu diyorum: Siz, ahmakmısınız 2000 yıldır siz hiç Yahudi'nin savaş yaptığını ya da birbiriye savaştığını gördünüz mü? Yahudi'nin tek savaşı 1940'dan sonra o da İsrail'in "kuruluş savaşı"na başlaması oldu.. Acaba bende bir Yahudi hayranlığı mı başladı, istesem beni dinlerine alırlar mı? ASLA.. Peki Hristiyan olmak istesem alırlar mı acaba . Hemen bir Vaftiz yeterlidir.. Peki ham edilme, ırkınla dininle kültürün ile yok edilme tehlikesini kimin kucağında taşırsın.. HRİSTİYANIN. Misyonerlik kime ait bir faaliyet türüdür haclılara .. Peki bu durumda bizim için tehlike nerede? El cevap: Haçlı dünyasında .. Peki ben onlardan olamamak için kimin kucağına oturabilirim.. Yahudi'nin!

Şimdi bizim bozulup bozulmama ve dinimizin yok edilme tehlikesi neresi? HRİSTİYANLIK
BU KONUDA BİZİM MUSEVİLİK TEHLİKE MİDİR ? ASLA VE KATA DEĞİLDİR..

Bizim bozulacağımızı bilen, hisseden Siyonizm, ezeli düşmanı olan kilise cemaatinin çoğalmaması için ne yapabilir yüz yıllardır yaptığı gibi bizi ve İslâm'ı yüceltir; bunu ne için yapar Allah için değil elbette ki kendi jeopolitik hesapları için yapar.. bu günlük bu kadar iki gün sonra devamını yazacağım konuyu mutlaka bir yerlere bağlayacağım.