İnadım inat!...

info@haberdukkani.com 17 Mart 2012 Cumartesi

SORU : Olgunlaşmış başakları ne yaparlar?

YANIT : Biçerler

SORU : Biçilen başakları ne yaparlar?

YANIT : Değirmene götürürler.

SORU : Değirmende ne yaparlar?

YANIT : Öğütüp un yaparlar.

SORU : Peki, unu ne yaparlar?

YANIT : Pazara götürüp satarlar.

Kızgın güneşin altında
Ilık meltem rüzgarlarının esintileriyle boynu hafifçe bükülen
tarlalardaki olgun başaklar gibiyim..

Her gün, doğan güneşle birlikte biçerler,

Değirmene götürüp, un ufak ederler,
sonra da pazara götürüp satarlar beni...

Ertesi gün doğan yeni güneşle birlikte
tarlalardaki olgun başaklar gibi,
boynum hafifçe bükük ama,
dimdik ayakta bulurlar beni.
Biçerler, biçerler,
sonra da pazara götürüp satarlar beni...

Her güneş ışıdığında, her yeni günle birlikte
tarlalardaki olgun başaklar gibi, boynum hafifçe bükük
ama, dimdik ayakta bulurlar beni.

"Vay be!"

"Maşallah ne de bereketliymiş" derler.

Tekrar tekrar biçerler,
değirmenlerde, öğütüp un ufak ederler,
pazarlarda satarlar beni..

Ne büyük direnç, bu ne inat!
Her doğan günle birlikte
tarlalardaki olgun başaklar gibiyim.
İnadım inat!