Kandil konkordatoya giderken

info@haberdukkani.com 11 Ekim 2014 Cumartesi

Son günlerde IŞİD'in Kobani'ye yaptığı saldırılar bahane edilerek sergilenen "kalkışma" eylemlerinin asıl amacı da adresi de bellidir. Zaten bilinmesinin arzulandığı da aşikardır.

Sergilenen olayların adı zorbalık, vandallık, vahşet, yağma, cinayet değil; düpedüz "terör"dür.

Politik maskelerin ardına gizlenen paramiliter teröristlerin ideolojik ve etnik kandırmacaları ile aldatılan gençliğin sokaklara, meydanlara dökülmesiyle yaratılması istenen kaos ve sonuçta kanlı zemin üzerinde sürdürülmesi arzulanan entrikalar en başta planlayıcılarına zarar veriyor.

Toplumu dehşete sürükleyerek hükümete istediklerini dayatma çabasında ısrar eden çevreler, çok yönlü oyunlar kuran siyasi entrika mimarların emrindeki gizli servislerin kılavuzluğunda hükümeti zora sokabilmek için kanlı tuzaklar kurmaya devam ediyorlar. Ne acıdır ki; bu insanlık utancını ve ihanetini iş edinmiş, görev bilmişler!

Toplumun "Çözüm Süreci"ni "çıkmaz sokak" zannedebilmesi için, elleriden geleni yapmaya yeminli kadrolar, en başta savunduklarını ileri sürdükleri yandaşlarına ihanet ediyorlar.

Demokrasi, özgürlük, eşit haklar, barış ve kardeşlik temalarıyla bezeli söylemler nasıl olur da "uzlaşma zemini"nden "kanlı kalkışma zemini"ne çekilir? Akıl ve iyi niyet bunun neresinde?

Siyaset bilimi, insan aklına özgü tüm düşüncelerin mantık terasizinde tartıldıktan sonra pazara sunulması işlemidir. Sunuma müşteri çıkıp çıkmayacağı ise, pazarda belli olur. Çarşıyı karıştırarak mal satmaya çalışan tacir iflas riskini peşinen kabullenmiş olandır.

Kandil konkordato komiserinden mal kaçırabilme telaşında çırpınırken, politik maskelerin ardında gizlenen paramiliter takımı bu gerçekten habersiz, entrika labirentinde yeni çıkışlar bulmaya çalışıyor. Ne var ki; İmralı'daki zat Kandil'in konkordato komiseri karşısında ter döktüğünü çok iyi biliyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce: "Herkes, bu moralle baksın. Türkiye güçlü bir ülkedir, bu millet güçlü bir millettir... Umutvar olun. Tek çivi yapamayan ülkeden, şimdi uçak yapmaya kalkan bir ülke olmuşuz. Şimdi kendi destroyerini yapan bir ülke olmuşuz. Her ilinde üniversitesi olan hatta bir ilinde birkaç üniversitesi olan bir ülke olmuşuz. Bu fırıldaklar, bu basitlikler, bu fesatlıklar... 1920'lerde, 1930'larda bile bu ülkede ayağımızda çarık yokken bunları yenmişiz, halletmişiz de çarık bulamamış dönemimizde bunlarla başa çıkmışız da şimdi mi çıkamayacağız? Çok sağlam olun. Allah'ın izniyle bu ülke gelişecek, bu ekmeği de kimse küçültemeyecek." diyor.

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Lütfü Çiçek: "Serhildanı siz bize öğrettiniz. Biz de size Türkiye cumhuriyeti devletinin parçalanmayacağını, yıkılmayacağını öğreteceğiz." diyerek, Cumhuriyet tarihimize önemli bir not düşüyor.