Kasaba kurnazları

info@haberdukkani.com 23 Eylül 2011 Cuma

Kasaba kurnazından bir tacir olmaz, olsa olsa "saf" insanların sırtından servet susuzluğunu gidermeye çalışan bir sahtekar olur.

Kasaba kurnazından her dalda at oynatmaya çalışan liberal bir girişimci de olmaz, olsa olsa "vur/kaç" stilini benimsemiş bir üçkağıtçı çıkar ortaya.

Ve kasaba kurnazı bir cahilden bir sanayici hiç olmaz, olsa olsa kan emici vampir bir çehre çıkar ortaya ki, her aklı başında insan bu tipleri bir kilometre uzaktan bir bakışta tanır. Ama onlar bunun farkında değillerdir.

Kasaba kurnazı bir cahilden gazeteci olur mu? Asla ve asla, kumaşı uygun değildir. Olsa olsa gazeteci kimliğini kullanarak çıkar elde etmeye çalışan istismarcı bir şarlatan çıkar ortaya.

Bir de köylü kurnazları vardır ki; onlardan da bir şey olduğu ne duyulmuştur ne de görülmüştür.

Günümüzde başınızı ne yana çevirseniz rastlayacağınız cahil kasaba kurnazları ile köylü kurnazlarını kentlerin en merkezi caddelerinde, "sosyete traktörü" ile gezinirlerken görebilirsiniz.

AVM'lerde alış veriş yaparlarken, kaldırımlara atılmış masalarda yiyip içerlerken, havuzlu villalarda "Absolut" içip, karşılarındaki kişilere hiç söz hakkı tanımadan, yüksek volümde sürekli konuştuklarına tanık olabilirsiniz.

Kasaba kurnazı cahiller ile köylü kurnazlarının "kul hakkı yiyerek" elde edebildikleri birikimleri gayrımenkullerde biraz yeşerince, ciddi anlamda inanırlar "adam" olduklarına ve hiç bir kimseyi adam yerine koymayıp herkese bir kusur bulup bir de "kulp" takmayı tadına doyamadıkları bir eğlence haline getirirler kendilerine..

Bu tür zevat, ne esnaf, ne tüccar ne girişimci, ne sanayici ne sanatçı ne de gazeteci tayfasıyla barışık bir yaşam sürdürebilir.. Çünkü bu çevrelerde barınabilecekleri bir yer edinemezler ve en sonunda kapağı nereye atacağını bile şaşıran divaneler olup çıkarlar.

Siz bakmayın onların herkese yüksek sesle ve hadlerini aşan konuşmalar yapıyor olmalarına, aslında onları hiç kimse dinlemez; hep "mono"durlar.