Kazanacak bütün seçimleri

info@haberdukkani.com 04 Ocak 2011 Salı

Türkiye'de romancılar ya açlıktan ölürler ya da faili meçhulde can verirler. Bu özet açıklama bu ülkede eli kalem tutanların neden dizi senaristi olduğunu netleştirmeye yeterlidir.

Türkiye'de en sadık roman okurları basın savcılarıdır. En sadık dizi izleyicileri de RTÜK üyeleri.. Gerisi palavradır.

Yeni bir roman yazmaya karar verdim. Kahramanları siyasi liderlerden oluşan edebi bir eser.

Romanın baş kahramanı halktan en çok oyu alıp iktidar koltuğuna oturmaya hak kazanan siyasetçi. Gerçeklerden yola çıkarak kaleme alacağım romanın baş kahramanı olan siyasetçiyi bir kısım medya ve kalemşörleri Allah'ın her günü bıkıp usanmadan topa tutuyorlar. Eleştiri sınırlarını tramplenden yararlanarak fersah fersah aşan yiğit kalemşörler, bizim roman kahramanı ne zaman meydanlara çıkıp öksürecek olsa, sığınacak delik arıyorlar. Oysa ki adamcağız oradan oraya koşuşturmaktan biraz üşütmüş de ondan öksürüyor.

Romanımın baş kahramanı olan başbakan hakkında atıp tutan kalemşörlerin dünya gerçeklerinden hiç haberleri olmuyor. Onların aklı fikri başbakan ne yemiş, ne içmişde. Dünya'yı görmüyor gözleri. Varsa yoksa başbakanın yediği içtiği. Ellerinden gelse adamcağızı açlıktan öldürecekler.

Gözü dönmüş bir kısım medya kalemşörleri ülke ve Dünya gerçeklerini halka dürüstçe ve yalın olarak aktarmadıkları için, romanımda özetle de olsa gerçeği yansıtmaya çalışacağım.

Yıllarca devlet arpalıklarından sonuna kadar yararlanan medya kalemşörleri, hükümet ve başbakan aleyhine iki satır yazı yazıp ihale ve krediler almaya alışık olduklarından aynı numarayı yeni başbakana yutturamayınca deliye dönüyorlar. Akılarını yitiren kalemşörler şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilemez hale geliyor ve bu kez patronlarının da ipini çekiyorlar. Daha sonra da kendi iplerini çekecekler.

Roman gerçekleri yansıtacak ama biraz da fantastik kurgularla bezenecek. Baş kahraman Türkiye'nin başbakanı, kendi ülkesi dışında da büyük bir güce erişiyor. Öyle ki, Lübnan, Suriye, Ürdün, Irak, Mısır, Libya, Suudi Arabistan, Cezayir, Yemen, Tunus, Sudan, Azerbaycan, Afganistan, Kazakistan, Kırım, Moldovya, Bosna Hersek, Kosova ve hatta İran da bile seçimlere katılacak olsa en çok oyu toplayarak oralarda da başbakan seçilebilir. Yalnızca kendi ülkesinde değil bu adlarını saydığım ülkelerde de halkın sevgisi ve güvenini kazanmış durumda. Romanımın kahramanı televizyon ekranlarından sıkı bir konuşma yapacak olsa Mısır halkını sokaklara dökebilecek güçte. Yalnızca kendi halkı değil; tüm bölge halkı ve İslam dünyası romanımın başbakanını seviyor ve ayakta alkışlıyor. Fakat bir kısım medya kalemşörleri bu gerçeği bile bir göremiyorlar. Sanıyorlar ki; yazacakları iki satırlık makaleler ya da atacakları manşetlerle onu iktidar koltuğundan indirebilecekler. Yıllarca devlet arpalıklarından, fonlardan, ihalelerden yiye yiye (ne de olsa tüyü bitmemiş yetim hakkı yemekten) cin çarpmışa döndükleri için, akılları başından gitmiş durumda zavallıcıkların.

Bu yazıyı kaleme aldıktan sonra romanı yazmaktan vazgeçtim. Çünkü artık işin sihiri kaçtı... Tılsım buharlaştı. Başka bir roman konusu bulmalıyım. Şöyle içinden aşk geçen bir roman olmalı. Okuyucu okudukça aşkın laftan ibaret olmadığına karar vermeli ve ilk gülümseyen kızın ya da delikanlının peşinden koşmalı.