Kolay gelsin...

info@haberdukkani.com 24 Ağustos 2010 Salı

Türkiye'de yıllarca demokrasi filizleri biçildi, özgür kılınan totaliter anlayış derinlere doğru köksalıp geliştirildi. Vatandaşın anası ağlatıldı, imanı gevretildi.

Sansür kitapları toplatıp yasakladı ve yakarak imha etti, toplum çağının gerisinde kaldı. Sinema filmleri sansürlendi, yakıldı. Heykeller kırılıdı, hurdalıklara atılıp heder edildi. Üniversite gençliği birbirine hasım edildi. İşkencehane tezgahlarından geçirilmeyen nesil kalmadı. Genç filizler darağaçlarında sallandırıldı. Jandarma dipçiği yemeyen; tavuğunu, yumurtasını yedirip, ayranını Jandarmaya içirmeyen köylü kalmadı. Bireyler teker teker fişlendi. Toplum sindirildi, kokutultu, yumuşatıldı!

Kalıba alınan toplum, işte bugünkü hale gelen çağını ve dünyayı algılayamayan insan yığınlarına dönüştürüldü. Benliğini ve varlık nedenini bile unutan geniş halk yığınları, Ankara'nın kravatlı oligarşik çetelerinin elinde 3. Dünya Ülkesi haline gelen ülkenin insanları, "marka"ların tüketicisi, algısız, burjuva özentisi içinde ihtiras nöbetleri geçiren "dilekçiler" haline getirildi.

Mezar taşlarından "dilek" dileyen geniş halk kitleleri, umutlarını öbür dünyaya bağladı.

Totaliter rejimlerde durum hep böyledir.

Faşizmin silindirinden geçen ülkelerde de durum böyledir.

Kör inancın karanlığına itilen ülkelerde de durum böyledir.

Dünya bu nedenle demokrasiye sımsıkı sarılmaktadır.

Ama hangi demokrasi?

Bilinç düzeyi yükselmiş halkların demokrasi anlayışıyla, 3. dünya ülkelerinde yaşayan algısız halk yığınlarının demokrasi anlayışıa arasında 200 yıllık bir fark olduğunu iddia ediyor bilim dünyası..

200 yıllık bu ufak fark ile yaşamak zorunda olanlar; Demokrasi ile demokrasi tuzakları arasındaki farkı algılayabilir mi?

Oldukça zor ve pahalı bir eğitim sorunu çıkar karşımıza işte bu noktada..

işin özüne gelecek olursak eğer; toplum yedi sülalesinin üzerinden ağır bir silindir gibi gelip geçmiş olan totaliter rejimden kurtulmak istiyor. Ankara'nın kravatlı oligarşik çetelerinden canını kurtarmak istiyor. Anlayın artık bunu. Bu gerçeğe herkes istediği ismi verebilir. Sonuç değişmez, gerçek gözler önünde duruyor.

Referandumda geniş halk kitlelerinin büyük bir çoğunluğu, totaliter rejime, Ankara'nın kravatlı oligarşik çetelerine "Yetti gayri" diyebilmek için, "Evet" diyecek. Vatandaş referandum sandığının başına gidip AK Parti'ye aşkını ilan etmeyecek. Aradaki farkı anlamak istemeyenler AK Parti'ye saldırmaya devam edebilirler.

Kolay gelsin..