Korkmayın Türkiye bölünmez

info@haberdukkani.com 20 Eylül 2010 Pazartesi

Zaman zaman ülke insanını hç anlayamadığımı hiç tanıyamamış olduğumu düşünüyorum!

Bir ülkeyi en iyi tanıyanlar roman yazarlarıdır. Bu nedenledir ki; gizli servisler romanları didik didik ederlermiş. Romancının her satırı üzerine sayfalar dolusu "analiz raporları" kaleme alırlarmış. Gizli servis analizcileri romanları satır satır okumakla kalmaz bir de satır aralarını okumaya çalışırlarmış.

Sokaktaki insanların bir bölümü olabildiğince rahat, her tür kaygıdan uzak. Bir bölümü de dehşete kapılımış, gözleri yuvalarından dışarıya fırlamış korku içinde, bastığı yeri bile görmüyor. Sanıyorlar ki; bastıkları toprak ayaklarının altından kayıp gidecek!

Endişeliler..

Korkuyorlar, korkuya kapılmışlar, sürükleniyorlar bilmedikleri bir dünyaya..

Panik içindeler..

"Türkiye parçalanıyor" diye, fısıldaşıyorlar kendileri gibi düşünenlerle birlikte..

"Türkiye bölünmeye gidiyor" diye, mırıldanıp duruyorlar kendi kendilerine..

Korkuyolar..

Kim tarafından nasıl olmuşsa inandırılmışlar bir kere.. Onlara göre Türkiye parçalanmaktadır.. İhracat rakamları, milli hasıla, dış ülkelerle kurulan yeni dengeler, yeni ilişkiler yüreklerini ferahlatmaya yetmiyor.

Yeni Anayasa, yeni açılımlar, yeni söylemler, yeni anlayışlar, yeni fikirler uçuştukça; akıllar başlardan uçup gidiyor! Aklın yerini endişe ve öfke alıyor.

Cadde ve sokaklarda zombi gibi yürüdüklerinin bile farkında değiller, yaşamla bağları kopmuş, ne açan çiçekleri görüyor gözleri ne de coşkulu gençliğin söylediği şarkıları duyuyor kulakları..

Kör bir inanca saplanmışlarcasına iman ediyorlar Türkiye'nin parçalanmaya doğru hızla yol aldığına.. Korkuyorlar. Korkudan ne yedikleri yemeğin tadını alabiliyorlar ne de içtikleri suyun.. Çocuklarından bile daha fazla düşünüyorlar ülkenin parçalanacağı günleri.. Artık aşık bile olamıyorlar; ne yazık!

Oysa ne kadar da beyhude yere endişeleniyorlar, hayatlarını kendi kendilerine zindan karanlığına mahküm ediyorlar..

Bilmiyorlar ki; devletler parçalanmazlar.

Devletler, tarih sahnesindeki rolleri tamamlandığında perde kapanır. Kapanan perdeyle birlikte yok olurlar. Perde açıldığında artık sahnede yeni roller ve yeni aktörler vardır.

Acaba Türkiye, tarih sahnesindeki rolünü tamamladı mı?

Sorunun doğru yanıtını bulanlar korku nedir bilmezler.

Türkiye, tarih sahnesinde önemli bir rol üstlenmiş çok önemli bir aktördür. Oyunun baş aktörüdür. Bu nedenle paniğe kapılarak, korkular içinde kıvrananlara hayret etmekten başka bir şey gelmiyor elden.

Tehlikeli olan kör inanca kapılıp meçhule sürüklenmektir.

Korkmayın, Türkiye büyüyor. Çok daha büyüyecek, çok daha güçlenecek.

Benden söylemesi, milliyetçi duygular ölüyor sanmayınız, değişen her şeyle birlikte milliyetçi anlayış da değişim içinde.