Seçim Sonuçları 2023
Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Medya'dan istenen nedir?

info@haberdukkani.com 26 Şubat 2010 Cuma

Türkiye'nin basına hiç bu kadar ihtiyacı olmamıştı..

Tütkiye, gazetecilik açısından, çok zengin haber akışına sahip bir ülkedir. Her yeni günde ve hatta her an yeni gelişmelerin cereyan ettiği Türkiye'de habercilik açısından Dünya'ya örnek olabilecek gazeteciler ortaya çıkabilmelidir. Dünya'nın hiç bir yerinde olmayan, olması da mümkün olmayan haber örneklerinin yaşandığı ve görüldüğü Türkiye, medya sektöründe Dünya'da söz sahibi olabilecek durumdadır. Ve buna çok ağır çalışma koşulları ile çok ağır "sansür" uygulamaları da dahildir.

Başbakan bugün yaptığı konuşmada medya patronlarını bir kez daha açık açık uyararak; "... madem ki o kalemi sen verdin ellerine köşe yazarlarından sorumlusun" dedi.

Başbakan Erdoğan; "...gazete patronu köşe yazarlarına hakim olacak" diyerek, gazete patronlarını "denetimci yani sansürcü gazete patronluğu"na davet etti.

Ekmek parasını 16 yaşından buyana gazetecilik ve yazarlık yapan bir kişi olarak Sayın Başbakan'ın bu yarılarını ve sözlerini "yadırgadım" ve çok "şaşırdım"..

Bir gazeteci veya köşe yazarı, gazete patronundan talimat alarak görev yapmaz. Gazeteci gelişen olayları izler, bu olaylar içinden haber değeri olanları seçer ve kamu yararı gözeterek haber yapar. Gazeteci "kamu hizmetinde" ve kamu emrinde" mesleğini icra ederken, basın meslek ilkeleri içinde hareket eder. Ve en önemlisi de "vicdanıyla başbaşa" yaşar.

Gazetecilik bu nedenle bir anlamda, kalabalığın içinde "yalnız"lık demektir. Gazeteci, vicdanıyla yapayalnız yaşar ve günü geldiğinde de geçip gider bu dünyadan.

Gelişen teknoloji, gazete patronlarının pabucunu dama attı.

Sayın Başbakan Erdoğan'ın bundan habersiz kalmış olabileceğini düşünemiyorum. Eskiden "rotatif" sahibi olmadan gazete patronu olunamıyor, hatta gerçek anlamda gazeteci olunabilmesi için mutlaka bir rotatif sahibi olmak gerekiyordu.

Oysa; o günler artık çok gerilerde kaldı. Günümüzde hiç bir gazetecinin gazete patronuna ihtiyacı yok. O dönem kapandı, çoktan tarih oldu. Çünkü, artık "INTERNET yayıncılığı" var..

Günümüzde bir medya patronunun bir gazeteciye hükmetme şansı hiç ama hiç yok. Şükürler ve hamdolsun ki; internet teknolojisi bütün gazetecileri "bağımsız" kılıyor.

Soru şudur: Kimin gazeteciye ihtiyacı var?
Yanıtı: Mazlum ve mağdurun.. Kimsesizlerin, sahipsizlerin.. yani halkın..

Bir başka soru: Reklamcıya kimin ihtiyacı vardır?
Yanıtı: Malını cilalayıp satmak isteyenin!

Beğenirsiniz ya da hiç beğenmezsiniz ve hatta nefret bile edebilişrsiniz. Medyanın ve gazetecilerin pek çok hataları olabilir.

Gazeteciler arasında ihale takipçiliği yapanlar yok mu?

Kaleminden vıcık vıcık yağ damlayanlar yok mu?

Kalemini işadamı olan medya patronunun çıkarları için kullananlar yok mu?

Bunları zaten cümle alem biliyor ve artık onların insan içine çıkacak yüzleri kalmadığından, yatlarından karaya adım bile atamıyorlar ya da köşelerinden ve kendi camialarından dışarıya burunlarının ucunu bile uzatamıyorlar. Fakat hala bir umut içinde kendilerince ahkam kesiyorlar ama nafile... Siz onlara hiç ama hiç aldırmayın. Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. İkbal günlerine özlem duymaları doğaldır. Bırakınız onları kendi hallerine geçmişte kalan "ikbal ateşinde" yanadursunlar. Onlar, ikbal ateşlerinin kendilerini çoktaaan küle çevirdiğinin farkında bile değiller.

Ammaa, düşünün lütfen; bir de gazeteciler olmasa acaba neler olur?
Hiç kuşkusuz çok feci şeyler olur. Felaketler olur. Ve hiç kimsenin hiçbir şeyden haberi bile olmaz.

Yoksa istenen ve arzulanan bu mudur?

Bırakınız yaşasın bağımsız gazetecilik.

Çünkü halk böyle istiyor.

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük