Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Muhalefet var mı?

info@haberdukkani.com 21 Haziran 2019 Cuma

Son yıllarda Türkiye'nin muhalefet kanadını oluşturan siyasi partilerde enteresan bir muhalefet anlayışının kanıksatılmak istendiği de iyice göze batıyor: Muhalefet ülkenin gelişimini engelleyen zorlukları aşmak için pratik girişimlerde bulunmaktan çok, bu güçlükleri "tarif" etmekten medet umuyor!

Güçlüklerin neredeyse başa çıkılmaz olduğunu, ülkenin bir daha içinden çıkamayacağı bir bataklığa saplanıp kaldığını dillendirmeyi stratejik bir çıkış noktası olarak gören muhalefet partileri siyaset yolculuğunda varlıklarını koruyor, yıllar yılı "muhalefette kalabilmeyi" başarıyorlar; ne var ki, bu tablonun ne ülkeye ne de vatandaşlara bir yararı yok.

Düşünce kabızı muhalefet partileri, halka umut aşılayamıyor, heyecan dalgalanmaları uyandıramıyor, halkı peşinden sürükleyemiyor, aydınlık yarınlara ulaşılmasını sağlayacak yöntemler geliştiremiyor, siyaset diline yeni espriler dahi kazandıramıyor.

Muhalefet kanadı, "Tayyip Erdoğan Düşmanlığı"ndan medet umuyor. Yıllar akıp gidiyor, muhalefet aynı yerde sayıyor, "Erdoğan" düşmanlığının geniş halk kitleleri üzerinde prim yapmadığını hala idrak edebilmiş değiller.

Yinelenecek olan İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçiminin muhalefet kanadının adayı mensubu olduğu siyasi partinin sanki Genel Başkanı (!) Partinin Genel Başkanından tık yok. Türkiye, İmamoğlu ile yatıp İmamoğlu ile kalkıyor. Öyle bir hava estiriliyor ki, sanki yeni bir siyasi lider! Oysa ki, daha dün bir ilçe belediye başkanıydı, hepsi bu.. Peki ne oldu da böyle bir hava estiriliyor? İmamoğlu ülkeye hangi hizmetlerde bulundu? Estirilen bu fırtınayı hak edecek ne yaptı?

İcraat karnesi henüz boş.

O halde nedir bu fırtına! Kimler estiriyor bu şiddetli rüzgarı?

Tek neden: "Erdoğan düşmanlığı" üzerinde kurgulanıp vizyona sürülmüş bir senaryo..

Erdoğan, bir ilah değil. Kuşkusuz ki eleştirilmelidir, eleştirilmesi gerektiği halde sırf korktukları için eleştirmek yerine alkışlayarak "çıkar" sağlayan oldukça da geniş bir halka var. Bu halkanın içinde sanatçısı, esnafı, işsizi, yoksulu, ziraatçısı, sanayicisi, taciri, sporcusu vs. var da var. İyi de bu gerçeği Erdoğan'ın en başta kendisi görmüyor mu sanıyorsunuz? Kuşkusuz ki, görüyordur. Aksi halde her seçimin galibi olabilir miydi?

Herneyse, biz konunun özünden çıkmayalım: Erdoğan düşmanlığı öyle bir hale getirildi ki; Erdoğan gitsinde ülke yangın yerine dönsün anlayışı yerleştirilmek isteniyor, malesef ki İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde dahi bu doğrultuda yoğun çaba harcanıyor! Böyle bir yurttaşlık anlayışını hangi akıl kabullenebilir ki, deli bile kabul edip içine sindiremez.

İmamoğlu, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı seçildi diye, Türkiye'nin sorunları çözülmüş olmayacak. Ne muhalefet kanadı ne de İmamoğlu, devasa sorunları çözecek olan mevcut hükümettir. 

Türk siyasetinin muhalefet kanadından medet umanları karamsarlığa sürüklemek benim işim olamaz ama sizlerin de bildiği gibi görünen köy kılavuz istemez. Eğer aksini düşünüyorsanız bir 17 yıl daha sabretmeniz gerekebilir.

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük