Nasıl bir toplumuz?

info@haberdukkani.com 12 Şubat 2010 Cuma

Biz nasıl bir toplumuz, hiç düşündünüz mü?

Eğer düşünmediyseniz gelin birlikte düşünelim.

Korkuyoruz...

Hepimizi büyük ve bilinmez bir korku sarmalamış. Ne kötü!

Fakat kendimizi güçlü hissettiğimizde acımasız oluyoruz.

Gücümüzün sınırlarını bilmeyiz,olduğumuzdan çok daha güçlüyüz ya da zannettiğimizden çok daha güçsüz..

Hepimiz çok akıllı olduğumuza inanırız.

Bizi idare edenleri gerçekte idare ettiğimize inanmışızdır bir kere.

Herkim ki, bize kusurlarımızı söyleyip ayna tutacak olsa, o anda ondan nefret eder, çelme atabilmek için fırsat kollarız.

Şımartılmak isteriz buna hakkımız olduğunu düşünürüz. Birisi bizi şımartmaya kalktığında, onu küçümser; kölemiz olsun isteriz.

Sessiz, sakin ve uysal göründüğümüz anlarda ruhumuzun derinliklerinde ihanet dantelleri öreriz.

Güçlü olana iltifat eder, içimizden söveriz.

Günahkârları dışlarız ama içten içe günah işleyebilmenin çarelerini ararız.

Hiç kimseyi anlamaya çalışmaz ve anlayamayız. Kimseler de bizleri anlayamaz.

Bizlerin yaşamlarını zindana çevirecek olanı arar bulur, sever ve aşık oluruz.
Aşkı yaşarken katil olmaya çok yatkınızdır.

Bizim toplumumuzda aslında her aşk bir cinayet öyküsüdür.

Sever, kıskanır ve öldürürüz.

Bizler cin gibiyizdir. Fakat hep aldatılırız.

Ve aldatıldığımızı en son biz fark ederiz.

Kurnaz insanlardan oluşan bir toplumuz.

Ne var ki; geri kalmış Üçüncü Dünya ülkeleri arasında geçer adımız. Bunun da bizlere yapılan haksızlıklardan birisi olduğundan dem vururuz.

Bizler yabancı toplumları sevmeyiz ama kendi toplumumuzu da sevmez, küçümseriz.

Sahtekârlılardan nefret ettiğimizi her fırsatta dile getirip yakınırız. Sahtekârlıktan da bir türlü vazgeçmeyiz. Tilki kurnazlığına hep hayranlık duyarız.

Bizler arsız bir toplumun bireyleriyiz. Her gördüğümüzü isteriz, bizim olsun, yalnızca bize ait olsun ve başkalarında olmasın arzumuzun bir türlü üstesinden gelemeyiz.

Egolarımız için, can verir can alırız.

Satın aldıklarımız hep düşlerimizdir.

Sattıklarımız da..

Biz nasıl bir toplumuz hiç düşündünüz mü?

Nasıl bir toplum olduğumuzun farkına varabilecek daha da önemlisi nasıl bir insan olduğumuzu kabul edebilecek kadar olgun ve cesur muyuz?

Hayır!

Bizler günahkâr olduğumuzu biliriz. Vicdan azabının ağır sancılarını içimizde saklarız. Fakat vicdanımızın çok rahat olduğunu sıkça dile getirip bununla övünç duyarız.

Cinsel fantezilerimizde bile ihanet vardır, sadakat yoktur. İhaneti severiz ve ihanete çok yatkınızdır.

Mutluluk arayışlarımız ölene değin sürüp gider. Mutlu olamayız.

Hiç kimseyi mutlu etmeyi de başaramayız. Fakat mutlu olmak isteriz.
Nasıl mutlu olabileceğimizi hiç bilmeyiz.

Çelişkiler içinde yaşayıp giden bireylerden oluşan, bir kaos toplumuyuz.