Ali HASDEMİR
Ali HASDEMİR

Ne zamana kadar gizleyebilirsiniz ki gerçeği?

alihasdemir@haberdukkani.com 16 Temmuz 2010 Cuma


Ekonomi her ülkenin yumuşak karnı, ama bizim iyice yumuşak bir karnımız var.

Moralinizi daha fazla bozmak gibi olmasın, ancak dışa bağımlılığınız giderek artıyor..

Bağımlılık hali, ne yazık ki daima böyledir..

Alıştınız mı, bağımlılık kazandınız mı geriye dönüşü yok..

Aynen keyif verici maddeler gibi, uyuşturucu gibi bir şey..

Üstelik de bu işin acil tedavi için bir Amatem'i de yok!

Resmi rakamların, TÜİK (Türkiye İstatıstik Kurumu'nun) verileri bu somut rakamlar!

Dış ticaret açığımız şöyle; Ocak ile Mayıs döneminde verdiği 22.6 milyar dolarlık açık..

Kaynaklarınızı dış ürünler alarak elinizdeki dolarları dışarı akıtıyorsunuz ve açık oluşuyor..

Bu açığın Çin'e ve Rusya'ya ilişkin bölümü yüzde 54 olduğu biliniyor..

Rusya' dan kaynaklı yüzde 30 , Çin'den kaynaklı yüzde 24.

Uzakdoğu ülkelerinin ticaretimize verdiği bu açıktaki artış ise çok dikkat çekici..

Örneğin; Çin mallarına olan bu talep neden artmış dersiniz?

Rekabet edemeyen büyük ve küçük sanayicinin işletmelerini kapatmasından ve üretimine son vermesinden kaynaklı bir sonuç olmasın sakın?

Ocak ile Mayıs 2010 arasındaki ilk 5 aylık dönemde, 45 milyar 545.9 milyon dolarlık ihracat yapmışız..

Buna karşılık aynı dönemdeki ithalatımız ise 68 milyar 123.3 milyon dolar..

Oldu mu böylece dış ticaret açığınız 22 milyar 579.4 milyon dolar!

Yeri geldi, artık söyleyeyim; zaten o devasa alışveriş merkezlerini bu ithal kalemi ürünleri alıp pazarlamak için inşaa etmediler mi?

Rusya'ya bağımlılık en fazla enerji sektöründe kendini gösteriyor..

Rusya'yla açığın boyutları ilginç.. Sadece 5 ayda 1 milyar 654.2 milyon dolarlık ihracat yapmışız Rusya'ya..

Buna karşın 5 aydaki ithalatımızın büyük bölümü doğal gaz olmak üzere 8 milyar 597.7 milyon dolar akıtmışız Putin'e..

Çekek gözlü Çin'lilere ise yılın ilk 5 ayında topu topu 1,5 milyar dolarlık ihrata karşılık 6 milyar 198.5 milyon dolarlık ithal Çin malını alıvermişiz..

Yani Rusya ve Çin'e karşı verilen dış ticaret açığı 12 milyar 240.5 milyon dolara kadar ulaşmış, gerisini ise boşverebiliriz..

Dış ticaret açığı neyle kapanır/kapatılabilir?

Kaynaklarınız bol bol olsa sorun değil, ancak ya sınırlıysa, ya haraç mezat elden çıktıysa?

Borç karşılığı alınan krediler ile ödenir değil mi?

Oysa temel kalemler dışında kısarsın talebi, bu açığı aşağı çekip düşürmeye çabalarsın öyle değil mi?

Bu denli basit bir ekonomik formülü günümüzde çocuklar bile akıl edebilir diyebilirsiniz, değil mi?

*

Çocukluğumuzda dillere pelesenk halinde bir tekerleme cümlesi vardı:

"Çin işi, Japon işi..Bunu yapan iki kişi.. Biri erkek diğeri dişi" derlerdi, gırgırla karışık.

Eh artık, siz Rus ile Japon'un da bir yerlerini değiştiriverin..

Ortaya çıkan "nurtopu" gibi bebek, sessiz, sabırlı, kuzu gibi olan bizlerin şefkatli kollarında!!

Ne diyelim, "Allah, analı babalı büyütsün.."

Herşeye karşın esen kalınız..

Ali HASDEMİR

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük