OHAL Valileri konuşun

info@haberdukkani.com 03 Ağustos 2010 Salı

Türkiye'nin bugün geldiği nokta, 1990'lı yılların OHAL Valileri'nin "vicdanen ve ahlaken" açıklamalarda bulunmalarını gerekli kılıyor.

1990'lı yıllar "faili meçheller zincirinin" oluştuğu kirli bir dönem. O yıllarda OHAL valiliği görevinde bulunmuş olanlar, faili meçhuller hakkında "bilgisiz" olamazlar.

Eğer hiçbir bilgileri yoksa, o görevde ne yaptılar? Sadece çay kahve içmiş olamazlar. Kör ve sağır olmadıklarına göre.. mutlaka o karanlık günler hakkında bilgi sahibidirler.

O günlerde Türkiye'yi yönetmekten sorumlu olanlar: Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan "gerçekleri" açıklamalılar. Bu ülkede "faili meçhul cinayetler" nasıl gerçekleşebildi? Neden çözülemedi? Neden durdurulamadı?

Koskoca devlet mekanizması o günlerde kimlerin talimatlarıyla çalışıyordu?

Emirleri kimler veriyordu?

İcraatları kimler gerçekleştiriyordu?

Ölenlerin "suçu" vardı ise; "hukuk" neden işletilmedi de yasadışı yötemler kullanıldı?

Herşey vatan için mi idi?

Vatan kirli ve kanlı entrikalarla mı ayakta tutulur, vatan ""cinayetler işleyerek mi yaşatılır?

Vatanın kurtulması için yoksul vatandaşın kıçındaki donu da elinden alınır mı? Vatan bu kadar mı acze düşebilir? Olur mu böyle şey?...

Yasadışı yöntemlerle ortadan kaldırılanlar, kirli çarkın neresini çomakladılar ki; "hukuk" yerine "karanlık cinayetler" tercih edildi?

Bu ülkede Başbakan'a suikast girişimi gerçekleşti! Emri kim verdi de "azmettiren" bir türlü bulunup ortaya çıkartılamadı?

Kim emretti Uğur Mumcu'nun öldürülmesini?

Kim emretti Çetin Emeç'in öldürülmesini?

Kim emretti de Abdi İpekçi kurşunlara hedef oldu?

Güneydoğu'da onca faili meçhul cinayet nasıl gerçekleşti?

Onca yıl geçti; haydi açıklayın da öğrenelim kimler emretmişti de yazar Sabahattin Ali öldürülmüştü?

Sabahattin Ali ne yapmıştı da zaten zindana çevrilmiş kısacık yaşamı karanlık bir senaryoyla sonlandırılmıştı?

Baldırı çıplak köylü nasıl oldu da "eroin baronu" oluverdi, kimler korudu kolladı ya da "rüşvet" karşılığında insanlık dışı çarkın işlemesine ve dünya çapında dev bir baronluk halkasına dönüşmesine katkıda bulundu!..

Bu ülkede vatandaşı "dehşete sürükleyen" pek çok olay gerçekleşmedi de ben hayallerimden mi söz ediyorum!

Bu ülkede "namuslu" gazeteciler yıllardır iş ve aş bulamıyorlar. Neden? Kim ve kimler namuslu gazetecilerin işsiz kalmasını sağlıyor?

Ne istiyorsunuz gazetecilerden?

Nedir alıp veremediğiniz, nedir gazetecilerle paylaşamadığınız; para mı, servet mi, villalar mı, siyah ve büyük jeepler mi.. Yoksa o çok korktuğunuz "haber" mi?

Haydi anladık, gözünüz dönmüş, servet için yapmayacağınız kalmadı ama "haber" için nice canlara kıyılır mı? Gazete haberlerinden neden bu kadar korkulur bu ülkede?

Haberler bu kadar korkutucu ise; neden birileri bu korkunç ve kirli olayların içinde yer alırlar? Güç ve servetin haddi hesabı yok diye mi?

Vatan sevgisi mi yarattı eroin baronlarını?

Vatan sevgisimi yarattı PKK terör örgütünü?

Vatan sevgisi mi eline silah bile almamış gencecik insanları sabahın alaca karanlığında asıveren?

Bu nasıl bir vatan sevgisidir ki; vatan bir türlü kan ve gözyaşı bataklığından kurtarılamıyor!

Bu nasıl bir vatan sevgisidir, bu nasıl bir hizmet aşkıdır ki; vatandaş cahil, aç ve sefil!

OHAL valiliği görevinde bulunmuş olan kişiler, geçmiş dönemlerde hükümet olanlar ve geçmiş dönemlerin Genelkurmay Başkanları "ahlaken ve vicdanen" neden gerekli açıklamalarda bulunarak yakın tarihin karanlık sislerini dağıtmazlar. Sorumlu olanlar neden karanlıkları aydınlatmazlar?

Onca koltuk, onca makam arabası, onca şaşaa, hazineden akıtılan onca para, silahlar, donanımlar ve yetkiler yetmiyor mu karanlıklardakilerin yakasına yapışabilmeye..

Bu karanlık hiç aydınlanmayacak mı, bu sis hiç dağılmayacak mı sanılıyor; tarihte örneği var mı, mümkün mü? Er veya geç bütün karanlıklar aydınlanır ve sis birden bire dağılıverir.