Öldürün veya öldürtün ben de kurtulayım siz de

info@haberdukkani.com 15 Aralık 2013 Pazar

Aldım kalemi elime başladım yazmaya, işte başıma ne geldiyse ondan sonra geldi ve de daha neler geleceği meçhul.

İlk önce mahkeme kapılarında süründüm durdum. Sayısını unttuğum tehditler, saldırılar, çalıştığım gazetelerin gece yarıları kurşunlanması, kapımda bombaların patlamasının ardından işkence odalarına ve en sonunda da Silivri zindanına kapatıldım.

Bütün bunların yanısıra hiç de hafife alınamayacak çok ağır iftiralar, çürütme ve karalama kampanyalarını es geçiyorum.

Şu günlerde medyada "fişleme" manşetleri eksik olmuyor ya; bizim yazı yazmaya başladığımızdan bu yana gelip geçen bütün iktidarlarca nasıl fişlendiğimiz ise; meçhul ya da "çok gizli" öyküler sınıfında yer alıyor olmalı!

Parlamentoda vekilin birisi bir başka vekile: "Seni öldürürüm, öldürtürüm" diyor!

Öldürmek veya öldürtmekten hiç çakmam ama ölmeye hasret düşenlerden olduğumdan ölmenin hiç de kolay olmadığını çok iyi bilenlerdenim.

Ölmek kolay mı?

İnsan birilerinin eline düşünce kolay kolay can veremiyor.. O eski çağlardaymış. Güçlü olan güçsüzün kellesini tek bir kılıç darbesiyle kopartırmış. Modern çağda ise bu kadar basit ve kolay değil. Şimdi öldürmüyor, öldürtmüyor, süründürüp rezil ediyorlar.

Ben, ellerimi açıp her gün Allah'a yalvarıyorum: "Benim varlığımdan kimler rahatsız oluyorlarsa beni bir an önce öldürsünler ya da öldürtsünler de ben de kurtulayım" diye ama nerede o baba yiğit! Nerede o onurlu düşman?

Yahu kardeşim sizler ne onursuz, ne utanmaz, ne arsız yüzssüz adamlarmışınız ki; hakkınızda yazmadığım kepazeliğiniz ve rezilliğiniz kalmadığı halde hala beni korkutmaya çalışarak susuturabileceğinizi sanıyor, ne öldürüyor ne de öldürtüyorsunuz!

Yuh olsun size..