Önce enjektör sonra da serum şişesi

info@haberdukkani.com 08 Nisan 2014 Salı

Nişantaşı'nın hasta köpekleri ara sokaklarda can çekişiyorlar, nedense Vali Konağı caddesinin kaldırmlarında can çekişen bir köpeğe rastlanmıyor! Jetsetin topuk sesleri, köpeklerin rahatca can çekişmelerine bile izin vermiyor olmalı.

Zaman mekanların içinden hızla geçerken saatler tik tak, tik tak ilerlerken, sıkı kalçalar ile uzun bacakları sarmalayan sımsıkı taytlar, üzerlerinde yükseldikleri ince topuklu ayakkabılar, kaldırımlarda tık tık, tık tık ses çıkartarak adım adım ilerliyor.

Köşebaşını mesken tutan çiçekçi romen kadınlar, renkli yemeniler içinde değişmeyen tek dekor olmaya devam ederlerken, onlara inat vitrinler her gece değişiyor.

Jetset hava durumuna göre kostüm değiştirdiği gibi ruh hallerine göre de aşk parnerlerini değiştirmeye devam ediyor.

Bu vaziyet Ankara, Bursa, İzmir, Adana, Eskişehir gibi büyük kentlerde de aynı. Artık hiçbir şey İstanbul'a özgü değil, 21. yüzyılda.. Moda, düşünce, kültür ve yaşam biçimleri globalleşti. Cep telefonu bu durumu özetleyen en güzel örnektir.

Günümüz kadınları için "sevgili" bir üst modeli çıkınca derhal atılıp yenisi alınan cep telefonundan farksız. Siz bakmayın ninelerinize o zaman ne internet vardı ne de cep telefonu..

Nişantaşı'nın sokak köpekleri ara sokaklarda can çekişiyor da jetset acaba nerede can çekişiyor? Elbetteki kafeler, alışveriş merkezleri ya da bistrolarda değil. Onlar, özel hastanelerin girişe yasaklanmış üst katlarında kendilerine ayrılan özel odalarda, serum şişesinden damarlarına süzülen rahatlatıcı kimyasalların hülyalarına dalarak can çekişiyorlar. Tıpkı gençlik ve zindeliklerinin zirvesini yaşadıkları günlerde olduğu gibi.. Özetleyecek olursak eğer, enjektörün yerini serum şişesi alıyor.