Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Oyunlar, kurallar, roller ve hayatlar

info@haberdukkani.com 12 Ağustos 2010 Perşembe

Oyun, tüm canlı varlıkların hayat akışı içinde antrenman alanıdır Mini minnacık kedi yavrularını birbirleri ile oynaşırlarken gözlerinizin önüne getirin, ne de sevimlidirler!... O birbirleriyle boğuşmaları oyundur. O oyun ise; avlanmaya ve korunmaya yönelik hazırlık antrenmanıdır.

En iyi, en bol yiyeceği, en iyi dişiyi elde etme ve korunma yeteneklerini geliştirmek için bitip tükenmek bilmeyen bir enerji ile yorgunluktan bitkin düşene değin sürdürülen, izlenirken oldukça eğlenceli ve zaman zaman da gülünç oyunların esas amacı; yaşama tutunabilmenin yöntemlerini geliştirmeyi amaçlar...

Oyun, acımasız bir rekabetle tanışmadır. Oyunu iyi oynayan hayatın akışı içinde daima bir adım önde olacaktır. Oyunda pasifize olup kaybedeni bekleyen sonuçlar ise; daha az yemek, toplumda silik kalınması, soyun sürdürülememesi ve bazen de ölümle noktalanıştır.

Doğada güçlü olan kazanır. Büyük balık daima küçük balığı yutar...

Oyunda söz konusu insan olunca, kurallar biraz daha yumuşak gibi görünse de esasta aynı acımasızlık ve vahşet yaşamın derinliklerinde gizlidir. Küçük bir erkek çocuğu ile koskoca adam arasındaki fark, oyuncaklarının fiyatından ibarettir. Genelde yetişkin erkeklerin oyuncakları: iş, aş ve seks üçgeni içinde sıkışıp kalır.

Erkek dünyası çocukluktan başlayarak ele alındığında; bireysel oyuncak ve oyunlardan gençlik dönemlerinde ekip oyunlarına geçiş yapar. Örneğin; Futbol, voleybol, basketbol ve satranç gibi.. Böylece, geleceklerinde her alanda kullanacakları çok önemli deneyimler kazanırlar.

Oyunlar, insanların kuralları ve uygulama yöntemlerini öğrenmelerini sağlar. Oyun, kurallar ile uygulama yöntemlerini içinde barındıran, eğlenmek için yapılan ve hedefe ulaşıldığında büyük bir hazzın yaşandığı, fiziksel ve zihinsel aktivitelerdir. Bu nedenle erkeklerin doğasında var olan tüm dürtülerin tatmin olmasını olanaklı kılar.

Oyun ve kuralları sayesinde erkekler; dilediklerinde istediklerini yaparlar ve yaptıklarından zevk alırlar. Esasta her oyun bir kurallar sistemidir. Yetenekler ile şans oyunun kazanılmasını sağlamaya yetmez.. Bir oyunun kurallarını çok çabuk kavrayan erkek çocuk, tüm yaşamı boyunca bu kuralları aklından çıkartamaz. Küçük bir erkek çocuk için en basit bir oyunun kuralları bile Tanrı kelamı gibidir. Erkek çocukların oyunları "hareket" ve "rekabet" ikilisi üzerinde kuruludur.

Küçük kızların oyunları ve kuralları farklıdır. Küçük kız çocukları evcilik oynarlarken ya da bebekleri ile haşır neşir olurlarken; anne veya hemşire gibi rolleri benimserler. Kız çocuklarının oyunları katı kuralları içermez ama, kesin hatlı "roller" sergiler...

Kız çocukların oyunlarında kurallar her zaman değişimlere açıktır. Çünkü, kızlar topluluk halinde oynadıkları oyunlarda herkesin mutlu olmasını isterler. Oyunları esnasında bir kural en sevdikleri kız arkadaşlarının canını sıkıyor ve üzülmesine neden oluyor ise; o kuralı derhal değiştirir, arkadaşlarının gönlünü alıverirler.

Erkek dünyasında oyunların kuralları kesin ve katıdır, eğer kurallardan birisi değiştirilmeye kalkışılırsa kıyamet kopar! Böylece, dünyanın "denge" yasası erkeklerin küçücükken beyninde yer etmeye başlar. Birileri kaybedecek, iyi olan kazanacak, prensibi kesinlik kazanır. Bu yöntem; erkeklere rekabeti ve düşmanlarıyla bile işbirliği yaparak mücadele sonucu "kazanmayı" öğretir. Küçük ve basit bir lastik top, oyunbozan çocukların bir dizi kuralla, iki ekip halinde, uyum içinde mücadele etmelerini ve organize olma yeteneklerini geliştirmeye yeterlidir.

Erkek çocuklar, sokaklarda oynarlar. Bu onlara önderlik etmeyi, risk almayı, mücadeleciliği, araştırma ve uyumlu çalışma becerileri kazandırma atmosferini sağlar. Sokaklarda geçirilen zaman erkeklere, iş ile evi birbirinden ayırabilme alışkanlığını kazandırır.

Erkekler, saatlerce tek kelime konuşmadan, hedefe kilitlenerek çalışabilirler. Kadınlar, iş hayatında da anne şefkati içinde hareket ederler. Erkekler için en fazla işin, en az insanla ve en az emirle gerçekleşmesi başarı olarak kabul görür. Kadınlar ise; başarının gizemli kodlarını sosyal etkileşim temellerinde ararlar. Kadınların dünyasında uyum ve uzlaşma adına kurallar değişebilir. Erkeklerin dünyasında kurallara uymayanlar gözlerinin yaşlarına bakılmaksızın oyun dışına atılırlar. Oyun dışı kalan, kurallara uymamanın cezasını kulağına küpe yapmak zorunda kalır.

Erkek, rakibi ne denli güçlü olursa olsun sonuna değin, ölümüne mücadele etmeyi yeğler. Kadın, rakibinin kendisinden daha güçlü olması halinde, kendi düzeyinde hareket etmesini ister. Çünkü kadın, eğlenmek için oynar. Erkek ise; kazanmak için..

İş dünyasındaki kadınlar arasından başarıyı, erkekleri ve kuralları iyi gözlemlemiş olanlar elde ederler. Ve onlar için, "erkek gibi kadın" tabiri kullanılır. Başarısız kadınlar, iş dünyasındaki erkeklere kendi kurallarını kabul ettirmeye çalışanlardır...

Erkeklerin küçük çocukken öğrendikleri kurallar, geçmişten günümüze hala iş, siyaset, bilim ve sanat dünyasını yöneten prensipler olma özelliğini korumaktadır.

Eski çağlarda tiyatro oyunlarının son bulduğunu anlatabilmek için, oyunun sonunda "Acte est febula" denmesi adettenmiş.

Aguste'un Azrail ile tokalaşırken, ağzından çıkan sözler: "Acte est fesbula" olmuş. Yani, "Oyun bitti" demiş...

İsmet İnönü, iki bin yıl sonra. yaşama veda ederken eşi Mevhibe'nin gözlerinin içine bakarak: "Oyunu bitiriyorum" demişti. Tıpkı Aguste gibi...

Bugün Irak satranç tahtası yapılarak Ortadoğu haritası üzerinde yer alan devletlerin ömürleri ile oyun oynanıyor. 21. yüzyılda süper güçler üçüncü dünyanın geri kalmış bazı devletlerine, "Oyun bitti" dedirtmek istiyorlar...

Ne var ki; erkeklerin dünyası ile kadınların dünyaları farklıdır. Birisinde kurallar, diğerinde roller esas alınarak oyun oynanır.

Süper güçler ve onlara kendilerini satmış gizli ihanet şebekeleri oyunların kuralları ile üstlendikleri rolleri karıştırıyorlar.

Unutulmaması ve hatırlatılması gereken şudur ki; roller ne olursa olsun, kurallar hiç değişmez.

Ve oyun hayatın ta kendisidir.

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük