Sansür ve fani dünyanın ölümsüzleri

info@haberdukkani.com 16 Mart 2015 Pazartesi

Sansür'ün tokadını yiyen nice sanatçılar arasında önemli bir yere sahiptir Ruhi Su, Orhan Gencebay, Cem Karaca ve Rahmi Saltuk..

Çok kısa süre önce yitirdiğimiz rahmetli Yaşar Kemal, Türk edebiyatına eşsiz ve ölümsüz eserler kazandırmıştır ama "yasaklanmaya değer" bulunacak tek bir eser kaleme almayı da başaramamıştır. Üstadın kendisi de bu gerçeğin farkına varabilmiş ve "Ben yasaklanacak bir eser yazamadığım için onurlu bir yazar değilim" diye içinde yer eden hicranı samimiyetle dile getirme büyüklüğünü de sergilemiştir.

Asya'nın efendisi, Önasya'nın sahibi olma başarısını gösteren bir ulus sanatçılarının kellelerini açık ve gizli sansür giyotiniyle kopartmamış olsaydı eğer, insanlığa kazandırdığı eşsiz eserler ile onurlanma şansını elinden kaçırmamış olmak bir yana, hiç kuşkusuz ki; bugün örnek gösterilen uygar ve gelişmiş uluslar arasında önemli bir yere sahip olacaktı.

Sanatı ve sanatçıyı baş tacı etmek yerine sanatın içine tükürmeyi, sanatçıların yaşamlarını köreltmeyi yeğleyen bir ulusun çocukları doğal olarak hiçbir alanda insanlığa ıslık çaldırtıp parmak ısırtabilecek başarılara imza atamıyorlar.

Kültürün sanatın ve duyguların hiçe sayıldığı çorak dünyaların çocukları Bonzai bataklığında aile reisleri de cinnet cinayetleri sonrası intihar çılgınlığıyla noktalıyorlar yaşamı...

Şu açık ve gizli sansür var ya ulusları kör karanlıklara mahküm ediyor aslında.. Hışmına uğrayan sanatçılar mı, onlara ne yaşatılırsa yaşatılsın hiç önemi yoktur. Tanrı zaten sanatçıları fani dünyanın ölümsüzleri olarak yaratmıştır.