Sosyal devlet olsaydı eğer

info@haberdukkani.com 31 Ağustos 2010 Salı

Türkiye sosyal devlet olamamanın acılarını yaşatıyor vatandaşlarına. Bir devletin vatandaşına "acı" yaşatma hakkı olsa gerek! Eğer devletin böyle bir hakkı olmamış olsadı; gazeteler ve kitaplar toplatılıp yasaklanmaz, düşüncesini ifade eden kalemler kırılmaz, sanatçıların yaşamları kör karanlığa mahküm edilmez, küçücük çocuklar sabah ayazında karların içine bata çıka kilometrelerce yol kat ederek gitmezleerdi ilk öğretim barakalarına..

Çocuk yaşlarda başlayan "acı" yaşatma koşulları buluğ çağında elektrod bağlanarak elektrikle işkence safhasına geçen Türkiye'de vatandaş olmak gerçekten çok güçtür.

Uyuşturucu baronları, silah kaçakçıları, kanlı katiller, teröristler de işkence odasından geçirilir, üniversiteli gençler de, sanatçılar da, gazeteciler, yazarlar, ozanlar da.. Devlet işkencede hiç ayrım yapmaz, herkes eşittir işkence odalarında sanmayınız sakın; arada bir fark var: masum ve suçlu hiç fark etmez. Herkese eşit işkence!

Talihi işkence odası, nezarethane ve hapishaneden geçmeyen vatandaşlar hiç işkence yüzü görmezler sanmayın, Sana yağı kuyruklarında, emekli maaşı kuyruklarında, asgari ücretli çalışma koşullarında, hastane kapılarında bolca işkence çekerler her yaşta ve her koşulda..

Türkiye sosyal devlet olamamanın acılarını vatandaşına yaşatırken Dünya insanlığı uzay boşluğunda yeni dünyalara yelken açıyor.

İş, aş, öğrenim, temelinde sosyal haklarını vatandaşlarına veremeyen devlet, insan haklarını verir mi?

Birileri yırtınıyor "İnasan Hakları" diye! Komedi mi, şaka mı hiç belli değil. Sosyal devlet olamamış, olmamış, olmak istemmeiş bir devletten insan hakları talep edilir mi hiç!

Birileri yırtınıyor "Düşüncenin İfadesi Özgürlüğü" diye, işkencenin olduğu, darağaçlarının çok yakın tarihe kadar kurulu olduğu, "Utanç Müzesi"nin açılabildiği bir ülkede "düşünce"den eser kalır mı hiç?

"12 Eylül Utanç Müzesi" açılıyor. Merak ediyorum acaba bu utanç müzesinde toplatılıp yasaklanan ve "yakılarak imha" edilen kitaplara, romanlara da yer verilecek mi? Böyle bir müzede yalnızca kavak ağacından yapılma darağacını sergilemek yetmez..

Türkiye, eğer bir sosyal devlet olmuş olsaydı, ayrılıkçı terör olmayacaktı.. Millet ianeyle, sadakayla yaşamaya alıştırılmamış olacak, üretken olacaktı ama ne yazık ki asalak olup çıktı.

Türkiye, eğer bir sosyal devlet olmayı akıl edebilmiş olsaydı, onca insan arabesk şarkılarda avunmayacak, müzik dinlerken kendisini jiletleme alışkanlığı kazanmamış olacak, evliya türbelerine çaput bağlamaya koşmayacaktı.

Bugün sosyal devlet olmayı becerememiş Türkiye insanı, cemaatlerin sosyal hizmetlerinden yararlanıyorsa eğer; bundan neden rahatsız oluyor Ankara'nın kravatlı oligarşik çeteleri?.. Siyah makam arabalarında siren sesleriyle şişineceğinize vatandaşa sosyal devletin varlığını yaşatsaydınız ya.. Ama öyle yapmadınız, kendiniz yaşadınız ve avanelerinizi ihya ettiniz. Canınız sağolsun..