Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Şu bizim İzak var ya İzak...

info@haberdukkani.com 09 Eylül 2012 Pazar

İzak Paris'te Lafayette'e girer.
Satıcı kızlardan birini gözüne kestirip sokulur;
- Galeri Lafayette'in tümünü satın almak istiyorum.

- Efendim, ne dediniz?

-Dedim ki, buraya Galeri Lafayette'in tümünü satın almak için geldim.

Satıcı kız şaşkınlığını gizlemeye çalışarak gülümser gibi yapar:
- Herhalde eğleniyorsunuz ama, der, ben yine de kısım şefini çağırayım size.

Kısım şefi gelir ve asık suratlı bir vali ciddiyeti ile sorar:
- Ne istemiştiniz efendim?

_ Galeri Lafayette'in tümünü satın almak istiyorum.

- Eveeet.. Benim de hoşuma gitti şakanız.

- Yok yahu, şaka falan değil! Karıma küçük bir armağan alacağıma söz verdim. Ne istediğini sordum kendisine. "Bir süper market istiyorum," dedi. Ben de bari gideyim en iyisini alayım, diye düşündüm. Ondan geldim buraya. Bundan daha büyüğü yok, öyle değil mi? Onun için Galeri Lafayette'in tümünü satın almak istiyorum.

Kısım şefinin kaşları çatılır gibi olur:
- Bakın beyim der, anlattıklarınızdan pek bir şey anlamadım. İzin verirseniz gidip müdürü çağırayım ben.

İzak, biraz sinirlenmiş, önünü keser şefin:
- Hayır, müdürü filan çağırmayın. Tekrar tekrar aynı şeyleri anlatmaktan sıkıldım artık. Hemen şimdi buranın en büyük patronunu görmek istiyorum.

- Fakat beyim, yalnız..

- Fakatı makatı yok.. Ben İzak'ım. Kılığımın şöyle böyle olmasından kuşkuya düşmeyin. Onları bitpazarında eskicilik yapan eniştemden aldım; kendisine yardım olsun  diye.. O da cenaze işeriyle uğraşan birinden, kelepir bulmuş almış. Siz şimdi onu bırakın. Benim burasını alacak param var. Onun içinde buranın en büyük patronu kimse, onu görmek istiyorum.

Ve öylesine ayağını yere vura vura bağırmaya başlar ki, çaresiz İzak'ı Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı'nın makamına götürmek zorunda kalırlar.

İzak, biraz öfkeli ve gergin, yeniden anlatmaya başlar derdini:
- Adamlarınızın hepsine tek tek söyledim ne istediğimi. Hçbiri anlamadı. Galeri Lafayette'in tümünü birden satın almak için geldim buraya. Karıma küçük bir armağan yapmak istiyorum.

Başkan:
- Öyle ama efendim. Galeri Lafayette mağazaları satılık değildir, der.

İzak, büsbütün sinirlenir:
- Böyle kelek laflar söylemeyin lütfen. Benim adım İzak, ben bilirim her şeyin satılık olduğunu. Kaç para istersiniz?

- Her türlü tahmininizi pek ama pek çok aşar buranın değeri..

- Sayın başkan, dinleyin beni, sizinle burada saatlerce tartışacak değilim. Bana sadece bir rakam söyleyin.

Yönetim Kurulu Başkanı kafadan çatlak birine rastladığını düşünerek, çattığı beladan kurtulmak için:
- Peki canım der, söyleyeyim. Galeri Lafayette mağazalarının tümü tam yirmi milyar franktır.

İzak şöyle bir düşünür gibi olur, arkasından:
- İzin verir misiniz, der, karıma bir telefon edeyim:

- Alo, Raşel sen misin? Bak dinle. Galeri Lafayette işi tamam. Şimdi bizim yatak odasına gidip yatağın altında doğru eğil. Orada iki çanta göreceksin, biri büyük, biri küçük. Küçüğünü kap hemen koş buraya.


***

Kadim uygarlıklardan günümüze "para" ve "servet sahipleri" hakkında söylenmedik pek bir şey kalmamıştır neredeyse.. Bir tek "mirasyediler"in kafasında sorun olmamıştır "servet" kazanabilmenin yolu.

Eğitim kurumlarında Eflatun felsefesinden tutun da organik kimya dahil pek çok şey öğretilir ama öğretilmeyen tek bir şey vardır; nasıl zengin olunacağı.. Hiç bir profesörün bilmediği işte budur.

Yerkürede bunu bilen tek kişi ise, şu bizim İzak var ya... İşte o dur.

Bu arada gazete manşetleri ile televizyonlarda yer alan haberlere baktıkça anlaşılıyor ki, medya Lafayetta'leri arasında İzak'ın satın alamadığı tek bir yer kaldı galiba, o da "Haber Dükkanı".. Ve de bir kaç internet haber sitesi.. Bu gerçekten haberi kalmayan vatandaş kaldıysa eğer bilinsin isterim.

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük