Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Su ve ruh

info@haberdukkani.com 23 Nisan 2010 Cuma

Billur bir bardakta, dere ve göl yataklarında, denizlerde, okyanuslarda ve göz pınarlarından süzülüp akan su ile canlı varlıkların beden kafeslerine konuk olan ruh ..

Su ve ruh !..

Her ikisi de yaşamın ta kendisidir.

Su dalgalanır, durulur ve hırçınlaşır.

Ruhta öyle..

İkisinin de derinliğini keşfetmek, her kulun kolayca başaramadığı bir iştir.

Suyun derinliği bulunduğu yerin derinliğine, ruhun derinliği ise bireyin içinde yaşadığı toplumun kültürel birikim zenginliğine bağlıdır.

Toplumun kültürel derinliği yoksa, bireyin ruhsal derinliğinden söz etmek yerine olsa olsa sığlığından söz edilebilir.

Türkiye, küçük kaçamaklar, yalancı aşklar, anlamsız ölümler, ufak paralar, açıkgöz enayiler, çapsızlar, sorumsuz gençler ve sığ ruhlu insanların ülkesine dönüştürüldü.

Oysa ki; bunlar gerçek olmamalıydı.

Çocuklar tinerci, gençler ruhsuz birer ceset, yetişkinler kandırılmış olmamalıydı.

Su ile Ruh aynıdır.

Hiç kirlenmemeli, hep billur kalmalıdır.

Türkiye'de sular ve ruhlar kirletildi.

Toplum çöktü.

Mutsuz ve tatminsiz bireyler, mutsuz ve talihsiz bir toplum yarattı.

Dünya gülüp eğlenirken, bizler sızlanıp ağladık.

Dünya sevginin kollarında aşkın tadını yaşarken; bizler arabeskin kahredici kader şarkılarını haykırdık..

Bedenlere konuk olan ruhlarda heyecanlar, sevgiler, özlemler ve düşler silikleşip kaybolurken; yerlerini kıskançlık, nefret ve kin aldı.

Böylece ruhlar kirlendi.

Kirlenmeyi göze alamayan ruhlar ise, yerküre cehennemine terk edildiler.

En büyük acılar, en büyük haksızlıklar onlara tattırıldı.

Ruhsuz bireyler toplumu, temiz ve derinliği olan ruhların yüzüne bakacak yüzleri kalmadığından onların 'yok' varsayılmasında aradılar yitirdikleri onurlarını..

Kirliler, temizleri pis gösterebilmek için, her türlü entrika ve hileye başvurdular ve bunu ince bir sanatkar titizliği ile yapmayı 'meziyet' addettiler. Hiç hicap duymadılar, hiç rahatsız olmadı vicdanları..

Kirli dünyaların kirli ruhlu insanları, temiz çarşaflara uzanıp yattıklarında vicdanlarını da çarşaflar kadar temiz zannederek iç rahatlığıyla uyuyabildiler.

Düşlerinde kabuslar gördükleri sanılan kirli ruhlar, temiz ruhları bertaraf etmiş olmanın mutluluğu ile ak vicdanlılar kadar rahat uyudular.

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük