
İlginizi çekti mi bilmem, yandaş_yalaka ile bir kısım medya unuttu, gitti bile..
Biz ise hâlâ şu minik çocuklarımızın dağıtılan sütten zehirlenme olayına takılı kaldık..
Takıntılarımız var..
Mâlum, takıntılı olma hali psikolojik bir sorun..
'Obsessif' rahatsızlık bizimkisi, orası kesin..
Doğuştan değil ha, yanlış anlaşılmasın, sonradan olma hâli..
Ne diyelim; bu duruma gelmemize sebep olanlar utansın..!!
Kimbilir? Bu belki de isabetli bir şey oluyor..
Sorumluluklarımıza hatırlamak açısından çok önemlidir..
Balık hâfızamızı sık sık tazelemek açısından yararlı bir şeydir de takıntılı olma hali..
*
Türkiye genelinde ana sınıfından 5'inci sınıfa kadar ilköğretim okullarındaki "Ücretsiz Okul Sözde Sütü" projesi, birçok ilden gelen "zehirlenme" haberleri yüzünden öğrenci ve velilerde şok yaşattı.
Diyarbakır'da başlayan zehirlenmeler, Sivas, Edirne, İstanbul, Konya, Samsun, Adana ve Antalya'ya uzandı.
Ülke genelinde bin 193 öğrenci hastaneye kaldırıldı. Birçok ilde ise süt dağıtımı durduruldu.
Biliyorsunuz, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sonuçta bu işin suçlusunu bulmuş, mâsum öğrencileri, minikleri günah keçisi olarak seçmişti..
Bakan açıklamasında, zehirlenme haberleri için "Daha yeni başladık. Bismillah" dedi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "süt dağıtımı ile ilgili teknik ve idari inceleme başlatıldı" denildi..
Klâsik yanıtlar.. Klasik uyutma taktikleri..
Yok hassasiyetmiş..
Yok güneşmiş..
Yok bağırsaklardaki yaralı bakterilermişş..
Bu bahanelerle geçiştirdiler konuyu..
Bizi de bir güzel uyuttular yine, iyi mi?
Tamam da sormazlar mı hiç adama;
Binlerce çocuğa bu inek sütünü içirmeden önce aklınız neredeydi?
Sonra kimse hiç değinmedi nedense..
Ülkemizde, tarım alanında olduğu gibi hayvancılık da iğdiş edilirken, katledilirken o inekler ve sütleri düşünüldü mü hiç?
Siz o mübarek sütü veren ineğe iyi baktınız mı?
Sağlıklı ve doğal olmaları için meralara, otlak alanlarına önem verdiniz mi örneğin?
Bu ise başlı başına başka bir yazı konusudur esasen..
Ancak tüm buna bağlı sorunların kökeninde yatan gerçek de bu..!!
**
Penisilin türevleri..
Sayısız yararları olan bir ilaç örneğin..
Ancak bir başka gerçek de var ki, bazı insanların bünyesinde penisilin türevi ilaçlarters reaksiyon oluşturuyor.
İlaca allerjisi olan o kişilerin hayatını kaybetmesine bile yol açabiliyor..
Uygulanmadan öncelikle bazı tıbbi tetkiklerin ve testlerin yapılması gerekiyor..
Aksi takdirde, ebetteki şakası yok işin, hastayı bu alerjik reaksiyon nedeniyle kaybetmek söz konusu..
Bunlar şeytani bir keşif yapmış gibi çıkıp diyorlar ki,
"Penisilin de bazı insanlarda ters etki yapar.." felan filan..
Metabolizmaya göre değişen bir şey bu..!!
Neymiş, süt bazılarına dokunurmuş, gaz yaparmış, şişkinlik yaparmış, zart zurt yaparmış..
Sütte alerji oranı sadece binde 5..
Ya penisilin de yüzde kaç?
Siz süt içti diye yaşamını yitiren birinin haberini okudunuz mu hiç?
Böyle bir şeyi çevrenizden hiç duydunuz mu?
Tivi'deki süt reklamalarının alayına dava açmak lazım kardeşim; süt bazılarına dokunabilir, bazilarinda gaz yapabilir, bazılarında zehirlenme yapabilir diye tek bir uyarı ibaresi koymadıkları için olsa gerek..
Peynir altı suyla peynir yapan merdivenaltı üretiminin katillerinin sütlerini de gözardı etmemek gerek bu arada..!
Bazı değişik amaçlarla kullanan haplar yok mu? Prospektüsünde, "Kalp hastalığı olanlar hekim kontrolu dışında kullanmasın.." felan denilen..
Yeryüzünde süt için böyle bir uyarı gördünüz mü?
Memleketin dört bir yanından her sınıftan bir kişi, her okuldan 2 kişi, her ilden üç beş kisi zehirlenmiş olsa anlarız ve deriz ki;
- Hah.. Demek ki, süt bu bünyelerde ters tepki vermiş.
Ancak bakıyoruz ki, bir sınıfın tüm öğrencileri, ya da koskoca okulun tüm öğrencileri hükümetin dağıttığı beleş tarifeli süt içince eşzamanlı zehirlenmiş..
Bu durumun, sütün bazı bünyelerde reaksiyon yapmasıyla, ters tepki vermesiyle, karında gaz yapmasıyla ne alakası var kardeşim?
Tüm sınıfın öğrencilerinin ve tüm okul öğrencileri akraba mıdır? DNA ları aynı mıdır?
...
Net anlaşılmıştır ki, okullara, bazı sınıflara dağıtılan sütler bal gibi bozuktur, yalan söylemeyin, hiç boşuna debelenmeyin..!!
**
"Sütü bozuk" olma hali ırsi ve bulaşıcı olmasın sakın..!!
Yaptığı hatanın arkasında durmak, yanlışı kabul etmek de bir erdemdir..
Bizim nesiller, bu değerler bütününü öğrenerek yetiştirildik..
Bu değerler sistemini bilmeyenler nereden geldiler?
Uzaydan mı?
Dik durmak, öyle her babayiğidin harcı değilmiş, bunu yaşadıkça öğreniyoruz..
Esen kalınız..
TÜM YAZILARI
- Duygularını mas etmiş, muktedir kadın: Kösem Sultan (21 Kasım 2015 Cumartesi)
- Üçüncü perde (09 Eylül 2015 Çarsamba)
- Ve şifremiz çözüldü; 'Dayanışma' (23 Temmuz 2015 Perşembe)
- Emperyalizmin geçmişi ya da mâkuz talihi (04 Haziran 2015 Perşembe)
- Muhafazakâr..! (03 Haziran 2015 Çarsamba)
- Almanya'nın 'Anayasay'ı Koruma Örgütü' (26 Şubat 2015 Perşembe)
- Direnç kırıcıları (22 Ocak 2015 Perşembe)
- Soğuk Duş... (15 Ocak 2015 Perşembe)
- Ekonomi tıkır mıkır (10 Ocak 2015 Cumartesi)
- Emperyalin oyunu (24 Aralık 2014 Çarsamba)
- Emperyalizmin zokası ve altın vuruşumuz (27 Ekim 2014 Pazartesi)
- Kaybolup gitmeden kuşlar... (09 Ekim 2014 Perşembe)
- Körler ve sağırlar (12 Nisan 2014 Cumartesi)
- Muhalif duruş revizyona muhtaç (11 Nisan 2014 Cuma)
- Zehirli gıdalar (10 Şubat 2014 Pazartesi)
- Bumerang..! (08 Ocak 2014 Çarsamba)
- Süper güç, süper sona yaklaştı (08 Aralık 2013 Pazar)
- Issızlık ve Sığlık (20 Kasım 2013 Çarsamba)
- Büyük resmi görebilmek, büyük plânı anlamak demek.. (22 Ekim 2013 Salı)
- Eş_Şek Analizi: Aslımızdan Kurtulmalıyız..!! (20 Ekim 2013 Pazar)
- Dizi Dizi İnciler.. Hadi Size İyi Uykular.. (18 Ekim 2013 Cuma)
- Doğa adına suç duyurusu (03 Ekim 2013 Perşembe)
- Hugo Chavez’in ardından.. (28 Eylül 2013 Cumartesi)
- İntihar Olaylarındaki Trajik Artış! (11 Eylül 2013 Çarsamba)
- Ülkemde evlilikle ilgili çarpıcı gerçekler (23 Ağustos 2012 Perşembe)
- Dizi dizi inciler, tatlı rüyalar (12 Ağustos 2012 Pazar)
- Yaşamın kıyısından bir sabah (09 Ağustos 2012 Perşembe)
- KATA_KULİ (11 Mayıs 2012 Cuma)
- "Eş_şek analizi: "Aslımızdan kurtulmalıyız!!" (18 Nisan 2012 Çarsamba)
- Dostum Topaç (05 Mart 2012 Pazartesi)
- Tarım tarumar ve yaban ellere teslim (27 Şubat 2012 Pazartesi)
- Doğa adına suç duyurusu (15 Şubat 2012 Çarsamba)
- Dizi emekçilerinin suçu ne? (15 Ocak 2012 Pazar)
- NO WAY..!! (17 Aralık 2011 Cumartesi)
- Yeni Dünya sömürü düzeneği (28 Kasım 2011 Pazartesi)
- Kendi kendini kerten-kele, kendi kendisini tüketirken Türkiye (25 Haziran 2011 Cumartesi)
- Kendisini tüketen Türkiye (11 Mayıs 2011 Çarsamba)
- "Bin Ladin gider, bir Ladin daha itinayla getirilir" (05 Mayıs 2011 Perşembe)
- MateryalİSTANBUL.. (30 Nisan 2011 Cumartesi)
- Psikolojik harekat bir yana, asıl tehlike biyolojik harekatta..!! (22 Nisan 2011 Cuma)
- Dizi dizi inciler hadi size iyi uykular (10 Nisan 2011 Pazar)
- Büyük resmi görebilmek, büyük planı anlamak demek.. (26 Mart 2011 Cumartesi)
- Yaşasın.. Bizim de Fukuşima'larımız olceek!! (18 Mart 2011 Cuma)
- Kuşlar kaybolup gitmeden (05 Mart 2011 Cumartesi)
- Dert çokk.. Derman yok!! (10 Şubat 2011 Perşembe)
- "Mutsuzlar cenneti"nden.. (06 Şubat 2011 Pazar)
- Organize korku imparatorluğu (07 Kasım 2010 Pazar)
- Teknoloji bile kirletilmedi mi? (06 Kasım 2010 Cumartesi)
- Hastalıklı sağlık sistemimiz (01 Eylül 2010 Çarsamba)
- Ne zamana kadar gizleyebilirsiniz ki gerçeği? (16 Temmuz 2010 Cuma)
- Karadeniz ''şantiye'' bölgesi (14 Temmuz 2010 Çarsamba)
- "Aşk-ı vatan" (29 Haziran 2010 Salı)
- CHP'nin yeni MYK üyelerinden doğal beklentiler (28 Haziran 2010 Pazartesi)
- SOL'un temel sorunu (17 Mayıs 2010 Pazartesi)
- Teknolojik işsizlik (16 Mayıs 2010 Pazar)
- Hapı yutmadan prospektüsü okumadınız mı? (10 Nisan 2010 Cumartesi)
- Zaman paradoksumuz (10 Mart 2010 Çarsamba)
- Türkan Saylanlara neden ihtiyacımız var? (08 Mart 2010 Pazartesi)
- İntihar olaylarındaki trajik artış (24 Şubat 2010 Çarsamba)
- Domuz ekonomisi (27 Ocak 2010 Çarsamba)
- Genç yaşlılarımız… (23 Ocak 2010 Cumartesi)