Tatil ve beton labirenler

info@haberdukkani.com 10 Ağustos 2012 Cuma

Biz Türkler denize alışamadık, üç yanı denizlerle çevrili topraklarda yaşıyor olmamıza karşın.

Bir çok kişinin denizlere açılabildiği gezi teknesi var ama bir çok kişinin yüzme bilmediği de ayrı bir gerçek.

Türkiye'nin et tüketimi balık tüketiminden her dönemde çok daha fazla olmuştur.

Koskoca Selçuklu İmparatorluğu'nun denizlere açıldığı liman yalnızca Alanya ve Antalya olmuştur.

Barbaros, kuşkusuz ki büyük bir denizciydi ama yine de tarihçiler çöküş nedenleri arasıda gösterirler Osmanlı İmparatorluğu'nun denizcilikteki başarısızlığını.

Yakın tarihlere kadar öylülerimiz kıyı seritlerindeki toprakları, içerlerdeki topraklardan daha ucuza satarlardı. Çünkü onlara göre; içerlerdeki topraklar tarıma yarıyordu, kıyı ise nedir ki diye, düşünüyorlardı.

Yerkürede hiçbir masal iki doğrulanmıyor. Dün başka bugün başka değerler geçerli oluyor.

Biz Türkler nasıl ki denizlere alışabilmiş değilsek, yerleşik düzene de alışabilmiş değiliz. Bu nedenledir ki; kentlerimizin görünümleri çarpık yapılar topluluğu sergisidir.

Serap Doğru'nun "Cennetin bir köşesindeyim" başlıklı yazısını okumanızı öneriyorum.. Kentlerde beton labirentler içinde yaşamaya mahküm edilenler ile doğanın billur, saf ve nimetleri bol köşelerinde yaşayan talihliler arasında duygu ve düşüncede ne büyük farklar olduğunun farkına varacaksınız.

Tatil mevsiminin yaşandığı şu günlerde, beton labirentlerden başkaca bir şey olmayan kentlerden uzaklaşabilmiş olanlar, ruhen dinlenmekle kalmayıp içlerine yerleşen "merhametsizlik"ten de arındıklarının farkına varıyor olmalılar.

Kuraklık ve susuzluk nedeniyle "dörtnala gelip de uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu topraklar"daki ormanların her yaz mevsiminde cayır cayır yanıp tutuşmasının nedeni, toplumsal tarih bilincinden yoksun oluşumuzdan kaynaklanıyor.

Oysa ki; sıkışıp kaldığımız, sığınabildiğimiz bu zengin Anadolu topraklarından göç edebileceğimiz bir başka yer yok yeryüzünde..

Tatiliniz güzel ve dinlendirici, yaşamınız doğanın çiçekleri gibi renkli olsun.