Ali HASDEMİR
Ali HASDEMİR

Teknoloji bile kirletilmedi mi?

alihasdemir@haberdukkani.com 06 Kasım 2010 Cumartesi

Aslında siyasetin giderek leke tutuşu ve lekelenmeyi doğuran/büyüten nedenleri irdelemeyi düşünmekteyken..

Hemen sonra düşüncelerim, bir başka eksene kaydı.

Teknoloji bile kirletilmedi mi?

Sosyal hayatın tüm alanlarındaki kirliliği ne/neler besler peki? Her tür yozlaşma ve kirliliğin kökenindeki sosyal gerçeklerin önde gelen sebebi nedir?

Bunu artık hepimiz idrak ettik ve yakından biliyoruz..

Kötü yönetilen ekonomiler ve bunun negatif yansımalarından biri de "işsizlik" değil mi?

İşsizlik değil midir insanı her tür yeraltı, yasadışı faaliyetlere ve kirlilik ortamına iten?

İşsizlik bir sonuç ise sebeplerinin türlü-değişik boyutları da var..

Örneğin teknolojiye duyulan aşırı talep artışı..

Hayır, bu sakın yanlış anlaşılmasın,

Geldiğimiz yaşam standardı noktasında şöyle düşünmüyorum;

Bilime "evet" ancak teknolojiye "hayır" filan demiyorum..

İkisinin çok gerekli ve birbirinden ayrılmaz/ayrışmaz kavramlar olduğu kesin zaten..

İtirazım, hayata uyarlanış biçimi ve bir türlü iyi dengelenememesi..

50 yıl öncekinin genç kuşağına, ilerideki yaşamlarını teknolojinin belirlemesi sonucu her şeylerin büyük değişim gösterip günümüzde olduğu gibi yaşayacaklarını söyleselerdi, onlar buna kahkahayla güler, ciddiye almaz, bunun ancak bilim kurgu masalı olduğunu söylerlerdi..

Oysa rüya gibi gelen o gelişmeler zamanla, hızla gerçeğe dönüştü..

Teknolojinin trendinin yukarıya doğru çıkışıyla başlamadı mı her şey?

Hızla gelişen teknolojinin, insanın mutlak yararına çevrilebilmesi konusunda gerekli çabanın gösterilmediğine inanırım..

Ve dünyanın geniş bir kesiminin çok belirgin biçimde büyük bir rant kaynağı haline getirilmesinde teknoloji bir araç olarak kullanıldı.

Siz daha fazla teknoloji, daha da "nano teknoloji"yi istedikçe, insana ve insan emeğine dayalı üretime gereksinim hızla azaldı/azalıyor..

İnsan emeğine gereksinim azalırken, artı emeğin değeri giderek ucuzlatılıyor, emek çok basite indirgeniyor..

Hatırlayalım; yine yoğun talep artışıyla sanayide seri üretim, tarımda ise GDO'lu üretim hızla artmadı mı?

Tüm bunlara paralel olarak dünyalıların büyük bölümünün taşıdığı "gelecek kaygısı" gibi bir duygu niçin gelişip pekişti peki?

Gereksiz bir fobi ya da boş endişe gibi görülebilir belki bu.

Ancak "görünen köye kılavuz gerekmez" demiş atalarımız..

Gün gelecek, kol emeğine belki de hiç gereksinim kalmayacak..

Sadece insanın teknolojiyi uygulayan beyin gücüne gereksinim olacak..

Tabii o zaman da sağlıklı beyin arayışları başlar egemenlerin..

Ehh artık, taze ve sağlıklı düşünebilen bir beyin bulunabilirse eğer..

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük