Ümit OĞUZTAN
Ümit Oğuztan

Totemler, Tanrılar ve insanlar

info@haberdukkani.com 07 Aralık 2015 Pazartesi

Geçmişin geleceğe hükmettiği ölüm krallıklarında taşlara kazınmış kutsal çehreler.. İlkel dinlerin kutsal kentleri, Piramitler, kutsal mabetler, şamanlar, gizemli kahinler, simyacılar, büyücüler, suskun ve merhametsiz pagan rahipleri.. Atalarının ruhlaryla birlikte yaşayan kadınlar ile erkekler.. Aztekler, İnkalar, Kızılderililer, ve Eskimolar..

İstanbul'un yoksul varoşlarının tozlu topraklı yollarında yalın ayak, başı kabak, kıçı çıplak çocuklar, üzerlerine Sana yağı sürülüp biraz da toz şekeri serpiştirilmiş ekmek dilimlerini iştahla yerken oyun oynuyorlardı. Sakalar, bakımlı fakat yorgun eşeklerinin sıtlarına yükledikleri su tenekeleri ile gecekondulara su taşıyorlardı.

Galata köprüsünün her iki başında nöbet tutan polisler ile bekçiler bakımsız, kirli ve hırpani kılıklı kişileri toplayıp aklanıp paklanıp insan içine çıkılabilir hale getirilmeleri için hamama götürüyorlardı.

Eminönü ile Sultanahmet meydanlarında kurulan dar ağaçlarında idam edilmiş cesetler, boyunlarında idam kararlarıyla ibreti alem için gün batımına kadar sallandırılıyorlardı.

İstanbul'da her şey tıkırında, zenginleri ve yoksullarıyla insanlar mutlu, huzurlu, güvende, yarınlarından emindiler. Korkunun izleri yoktu çehrelerde, gözler ışıl ışıl parlıyor, akıllar berrak, vücutlar dinç ve ruhlar tertemizdi.

16. yüzyılda, İspanyol Cortes ile misyoner rahipler, altın için ateş ve çelikle Aztekleri katlettiler.

Ne İstanbul mutlu kalabildi ne Aztekler, ne İnkalar ve ne de Kızılderililer. Huzur yalnızca Eskimolar'ı kucakladı.. Çünkü, kutuplarda Tanrılar ve misyonerleri yoktu.

Ümit Oğuztan

TÜM YAZILARI

Haber Dükkanı büyük