Trajikomik bir roman kahramanı

info@haberdukkani.com 10 Haziran 2011 Cuma

Başbakan Tayyip Erdoğan dava açtığı için yazar Ahmet Altan yargılanıyor.

Altan, yargılanmaya alışıktır. Çünkü Türkiye'de yazar olmak, ölene kadar yargılanmak demektir.

ALTAN ailesinin SANIK sandalyesine oturtuldukları dönemleri anlatan bir roman yazılacak olsa, Türkiye'nin kabuk değiştirdiği günlerde yaşanan trajediler aktarılmış olur gelecek kuşaklara..

Ahmet Altan, Taraf gazetesinde yayınlanan, "Bu mu senin manevi değerlerin, bu mu senin adamlığın, bu mu senin delikanlılığın?" başlığı ile kaleme aldığı bir yazıdan dolayı yargılanıyor şimdi de..

Bir ülkenin yazarları iktidarın hoşuna gitmeyecek şeyler yazdığı için yargının sanık sandalyesine oturtuluyorsa eğer; o ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu gerçeği de kendiliğinden açığa çıkar tarih sahnesinde..

Bir ülkede iktidarı eleştirenler, hokkanın altına gidiyorsa eğer; muktedir olmak isteyen ilahlar gözlerine kestirdiklerini kurban etmeye başlamışlar demektir.

Ahmet Altan savunmasında: "Peygamberin sözünden korkan, peygamberin sözünden gocunan dindar birinin ülkeyi ymnetmekten çok, trajik bir romana başkahraman olmasının daha uygun olacağı" görüşünü dile getirmiş mahkemede yaptığı savunmasında.

Ve devamla,
"Başbakan Erdoğan ile aramızdaki mesele kendisinin bir heykeli 'ucube' diyerek yıktırmak istemesiyle başladı. Bir Başbakan bir sanatçının eserini toplumun önünde böyle insafsızca eleştirme hakkını kendinde bulsa bile, dünyanın hiçbir yerinde bir Başbakan'a beğenmediği bir heykeli yıkma hakkı tanınmaz. Erdoğan beğenmemekle kalmadı bu heykeli yıktırdı.

Tarihi bir lider olmakla bir trajedi kahramanı olmak arasında sallanan başbakan, her şeyin sadece kendisine mübah olduğunu sandığından, bunu hakaret olarak görüp cezalandırılmasını istedi.

Sayın yargıç,

Vereceğiniz karar benimle ilgili olmayacak. Siz bu ülkenin hukukunun, keyfi davranışlara gücün hoyratça kullanılmasına, güçsüzlerin ezilmesine cevaz verip vermediğine karar vereceksiniz.

Beni mahkum ederseniz, başbakan daha çok heykel yıktırır. Mahkum etmezseniz belki hata yaptığını fark eder. Bunu fark ederse, hem bu ülke, hem de kendisi kazanır.

Ben, kendi zaferlerinin ağırlığıyla yolunu şaşırmış bu başbakana yardım etmenizi isterim" demiş.

Ahmet Altan'ın yaptığı bu savunma kimilerine göre, "özrü kabahatinden de büyük" bir durum sergilemiş olursa da tarih sahnesinde trajikomik bir romanın başkahramanı canlanacak.

Türkiye, ozanlarını, yazarlarını ve sanatçılarını kurban ederek geldi bugünlere.. Geçim sıkıntısı içinde kıvranıyorsanız, gelecek endişeleri uykularınızı kaçırıyorsa, işsizlikten yakınıyorsanız ve çocuklarınızın geleceğinden endişeliyseniz sahip çıkamayıp ilahlara kurban verdiğiniz yazarların ruhlarına FATİHA borcunuz var.

Beğenseniz de beğenmeseniz de onlar sizlerin acıları son bulsun, çocuklarınız sizin yaşadığınız acıları yaşamasın diye, mücadele vermişlerdi.

Eğer içinizden gelmiyorsa FATİHA okumak, lütfen MEZAR TAŞLARINA dokunmayınız ki, tarih sizi suçlamasın.